Türkiye Partisi (TP) Genel Başkanı Abdüllatif Şener, Torba Yasası'nın, çalışanların hakkını gasp eden, deneme sürelerini uzatarak emeğine saygı göstermeyen, hakkını vermeyen hükümler içerdiğini ileri sürdü.
Partisinin Afyonkarahisar İl Başkanlığı binasında basın toplantısı düzenleyen Abdüllatif Şener, Torba Yasası'na çalışanların ve sendikaların yoğun itirazları olduğunu söyledi.
Çalışan insanlara hakkının alnının teri kurumadan, verilmesi gerektiğini belirten Şener, "Hakkını vermezseniz çalışana, bu en büyük zulüm ve gasp olur. Hele hak gaspını bir yasal düzenlemeyle gerçekleştirirseniz bu daha büyük zulüm olur. Maalesef bu yasada çalışanların hak kaybına yol açan hükümler ve düzenlemeler vardır." dedi.
Bunların da genel kurulda değiştirilmesi gerektiğinin altını çizen Şener, "Komisyondan geçmiştir. Genel kurulda da çalışmalar başlamıştır. Bazı maddeler genel kurulda yasalaşmıştır. Ama tamamı geçmeden bu çalışanların haklarını gasp eden, kazanılmış haklarını ihlal eden hükümleri tekrar düzeltmek gerekmektedir." diye konuştu.
Bu durumu protesto için özellikle sendikaların bir takım eylemler yapmayı planlamakta olduğunu aktaran Şener, ancak mevcut iktidarın demokratik eylemleri bastırmayı, sindirmeyi varlık nedeni olarak gördüğünü iddia etti. Şener, Türkiye'nin çok partili siyasi hayata geçtiği günden bu güne kadar demokratik eylemleri bastırma ve yok etme çabasında olan bir iktidarla hiç karşılaşmadığını ileri sürdü.
Şener şöyle devam etti: "Demokrasi tarihimizde ilk kez bir siyasi iktidar var, anayasal hakları, gösteri ve yürüyüş hakkını, protesto hakkını ve demokratik eylemleri bastırmaya, sindirmeye hatta bunlar suçmuş gibi kamuoyunu yanlış yönlendirmeye yönelik davranışlar ve açıklamalar içerisine girmektedir. Şu anda Türkiye'nin içinde bulunduğu en önemli sorunlardan biri de siyasal iktidarın anti demokratik tutumudur, anti demokratik davranışıdır."
Afyonkarahisar'dan bu noktaya dikkat çektiklerini ve hükümeti uyardıklarını dile getiren Şener, "Bir ülkede eylemlerin yapılması değil, eylemsizlik tehlikelidir. Bir ülkenin başına gelebilecek tehlike o ülkede sivil toplum kuruluşlarının vatandaşların gösteri yapmaları eylem yapmaları, hükümeti, Başbakan'ı protesto etmeleri değildir. Tehlikeli olan eylem yapamamalarıdır. Tehlikeli olan Başbakanı, bakanları, hükümeti protesto edememeleridir. Eğer bunu kamu otoritesini kullanan güç olarak siyasi iktidar oluşturmaya çaba harcıyorsa ki; şu anda Türkiye'de bu vardır. Bu daha büyük bir tehlikedir. Onun için hükümeti uyarıyoruz. Türkiye'nin demokrasi standardını bozan bu tür anlayışlardan konuşmalardan ve faaliyetlerden vazgeçin." dedi.
Siyaset ülke sorunlarını çözmek için var olduğunu ve siyaset hizmet yeri olduğunu belirten Şener, ancak Türkiye'de siyasetin bir kavga mekânı haline geldiğini söyledi.
Şener, "Bu kavga ortamının ise siyaseti çözüm üreten, ülkedeki dertleri, sıkıntıları gideren küresel rekabet koşullarında ülkemizin rekabet gücünü artıran bir niteliğe sahip olmaktan uzaklaştırmakta, tam aksine doğrudan doğruya siyasetin kendisi de sorun haline dönüşmektedir. Yani Türkiye'deki mevcut siyaset doğrudan doğruya sorun üreten bir siyaset haline gelmiştir." diye konuştu.
Şener, Türkiye'de kaygıları, endişeleri derinleştiren ve geleceği sora sokan bir siyasi iktidar olduğunu ve politikalarla, bu anlayışla, bu siyaset yapma biçimiyle, kini, nefreti derinleştiren siyaset üslubuyla, hakaretleri hoyrat cümleleri peş peşe dizmeyi siyaset olarak gören iktidar ve muhalefet partilerinin üslubuyla Türkiye'nin hiçbir sorunu çözülemeyeceğini söyledi.
CİHAN
|