|
|
|
Defne Joy Foster hayatını kaybetti
|
|
|
|
|
Suikastte JİTEM izi
Abdülkadir SELVİ
[email protected] |
|
Devlet Denetleme Kurulu Raporu'na giren, "Helikopterin bazı parçalarının
gece orada kalan XXXX timince yakılmış olabileceği anlaşılmıştır" ve
arama çalışmalarında ön planda yer alan İ.Y.'nin JİTEM'ci olma şüphesi,
Yazıcıoğlu'nun suikaste kurban gittiğini gösteriyor. Arama kurtarma
faaliyetleri sırasında ön planda olan İ.Y.'nin ise JİTEM elemanı olduğu
yönünde iddialar bulunuyor.
Merhum Muhsin Yazıcıoğlu ile birlikte 5 kişinin yaşamını yitirdiği
helikopter kazasıyla ilgili zaman geçtikçe kuşkular da artıyor.
Siyasi suikastler büyük çaplı operasyonların bir parçası olduğunu
bildiğimiz için Yazıcıoğlu'nun ölümünün bir kaza mı yoksa bir suikast mi
olduğunu tespit etmemiz gerekiyordu.
Olayı aydınlatmak üzere TBMM'de bir komisyon kuruldu, yeterli görülmedi.
Başbakan Erdoğan'ın talimatıyla ikinci bir komisyon daha kuruldu.
Cumhurbaşkanı Gül de DDK'yı harekete geçirerek kapsamlı bir çalışma
yapmalarını sağladı.
Yazıcıoğlu olayını soruşturan komisyonlarda görev yapan önemli bir
isimle konuştuğumda, "Artık olaya suikast olarak bakıyorum" bakmıyorum
demesi bende soru işaretlerini arttırdı.
O nedenle, iyi ki Muhsin Yazıcıoğlu'nun davasını güden eşi Gülefer
Yazıcıoğlu, çocukları, BBP'deki dava arkadaşları ve olayın peşini, "Dost
ve kardeş" duyarlılığı ile takip eden Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve
Başbakan Erdoğan var diyorum. Bu yüzden ben de artık, "Muhsin Yazıcıoğlu
suikasti" diyeceğim.
Devlet Denetleme Kurulu'nun raporunda, "xxx" işareti ile kapatılan
bölümler var. Suikastin sırrı bir ölçüde o "xxx"lerin altında, bir
ölçüde de henüz yazılmayan raporlarda gizli.
Öncelikle şunu belirtmeliyim, Meclis'teki ilk komisyonun hazırladığı
rapor, kimseyi tatmin etmemişti. Şimdi öğreniyorum ki, komisyon ciddi
bir direnişle karşılaşmış. Maraş Valiliği'nden yeterli bilgi ve belge
alamamışlar. Dönemin Maraş Valisi'nin olayın aydınlatılması için çaba
gösterdiği ancak onun da Emniyet ve Jandarma istihbarat başta olmak
üzere kazayla ilgili birimlerden bilgi alamadığı sonucuna varmışlar.
Komisyondan bilgi gizlenmesinin altında ne yatıyor acaba?
Yazıcıoğlu suikastini araştırmak üzere kurulan ikinci komis-yona ise bilgi akışı hızlanmış.
Çünkü Maraş Emniyeti'nde bir dizi değişiklik yapılmış. Bu arada Maraş
Emniyeti'nde Ergenekon sanıklarından eski Özel Harekatçı İbrahim Şahin
ile bağlantılı bir grup tespit edilmiş, 3 Özel Harekatçı gözaltına
alınmıştı.
Dink cinayetinde bazı isimlerin BBP ile bağlantısı çıkınca merhum Yazıcıoğlu, "Bizim tarlayı çok önceden sürmüşler" demişti.
Geçmişte yaşadıklarıyla hesaplaşmayı göze alabilen bir isimdi
Yazıcıoğlu. O nedenle 28 Şubat'a karşı olduğu gibi 27 Nisan
e-muhtırasına yiğitçe karşı çıktı.
Bunu ilk kez burada açıklıyorum. Dink suikastiyle ilgili fotoğrafı ona
ilk haber veren kişi bendim. Haber, Dink cinayeti nedeniyle Trabzon'a
gönderdiğimiz muhabirimiz Yakup Bulut aracılığıyla bir fotoğrafa
ulaşmıştık. Genel Yayın Yönetmenimiz Mustafa Karaalioğlu, "Muhsin Bey'le
bir görüş. Onu incitmeyelim ama haberi kullanalım. Olay neymiş,
anlayalım" demişti. Gece yarısıydı. Fotoğrafı anlattım. Kısa bir
sessizlik oldu. Sesi hafif karıncalandı. Önce hatırlayamadı. İnkar da
etmedi. Bunun üzerine, "Siz bir soruşturun. Sizden haber gelmeden
kullanmayız. Rahat olun" dedim. "Gardaş inceleyip sana döneyim" dedi.
Yarım saat geçti. "Doğruymuş. Trabzon'a gittiğimde meydanda
partili-lerle sohbet ederken yanımda durmuş, fotoğraf çektirmiş" dedi.
Biraz konuşunca, "Elazığda'ki arkadaşlara sordurdum. İlk başlarda gelir
giderdi ancak daha sonra karışık ilişkilere girdi dediler. Yanıma
girmeye çalışıyordu. Dikkatimi çekti, arkadaşlara 'yanımdan
uzaklaştırın' dedim" diye izah etmişti. O kişi Erhan Tuncel'di.
Dağlıca baskınını da ilk haber alan kişiydi. 21 Ekim 2007 günüydü. O gün
Cumhurbaşkanlığı referandumu vardı. Haberi almış, ilgili yerlere
bildirmiş. Görüştüğü Cumhurbaşkanı Gül kendisine, 'Haber kaynakların
sağlammış' demişti.
Özel Harekatçılar içinde gönül bağı olan çok insan vardı. Haber kaynağını sorduğumda, "Bizim çocuklar" demişti.
Muhsin Yazıcıoğlu siyasi dengeleri alt üst edecek sayıda milletvekili
olan bir partinin genel başkanı değildi, ancak manivela gibi küçük bir
destekle büyük kütleleri yerinden kaldıran bir güce, Türkiye'nin
darbelerle mücadele konusundaki hafızasına sahipti. Dahası siyasetin
vicdanıydı.
Yazıcıoğlu ile ilgili olarak, 'yaralı, yaşıyor' şeklindeki istihbarat
notunu, dostluğa dayalı olarak BBP yöneticileriyle paylaşıp, başına
gelmedik iş kalmayan Kayseri Valisi Mevlüt Bilici'ye bu bilgi nereden
gelmişti peki? Kayseri Emniyet İstihbarat'tan, onlara da Maraş Emniyet
İstihbarat'tan gelmişti.
DDK'nın raporundaki "x"li bölümlerden birisi de o günkü istihbarat şube müdürüyle ilgili.
3 gün sonra helikopter enkazını Döngel köylüleri buldu. Köylüler kar ve
tipide donma tehlikesi atlatarak helikopter enkazına ulaşıp, Türkiye'yi
bir ayıptan kurtardılar. Ancak Döngel köylüleri kendilerini, "Ergenekon
silahları"ndan kurtaramadılar. Döngel köyünde bulunan 7 lav, 15 el
bombası ve 1 sis bombasından lav silahlarının Ergenekon silahlarının
seri numarasından ve MKE yapımı olduğu ortaya çıktı. Bu neyin mesajı
acaba? Birçok kuşku var. En önemlilerinden biri, helikopterdeki kayıt
cihazlarının enkazın bulunmasından sonra birileri tarafından sökülerek
yok edilmesi. Bu ancak çok profesyonel birimlerin yapabileceği bir iş...
Bir de yangın konusu var. Yani delillerin yok edilmesi diyebiliriz buna.
Onu da DDK raporundan verelim.
"Kaza mahallinde yakılarak kısmen yok edilen helikoptere ait bazı parça
ve atıkların, 28.03.2009 günü bölgede bulunan XXXXXX ve daha sonra oraya
ulaşan ve gece orada kalan XXXXXXXXXXX timi tarafından yakılmış
olabileceği anlaşılmıştır."
Başka soruya gerek var mı? Var. Çünkü Muhsin Yazıcıoğlu suikastinde pandoranın kutusu yeni açılıyor.
Son bir soru da bizden: Arama kurtarma faaliyetleri sırasında ön planda
olan bir isim İ.Y. Bu kişinin JİTEM elemanı olması mümkün mü? Bir X'de
buraya mı koyacağız yoksa, özel bir ekip oluşturup, yeni bir bakış
açısıyla suikastin arkasındaki ipuçlarını bir bir ortaya mı çıkaracağız.
İş yeni başlıyor...
ÇOK ŞEY BİLİYORDU
Çok şey biliyordu Muhsin Yazıcıoğlu. Hem güçlü haber kanalları vardı hem
de 12 Eylül öncesinde yaşadığı dene-yimler ve birikimleri sayesinde
işin nereye gittiğini görebiliyordu. Sadece bilen bir insan değildi aynı
zamanda bir hareketin lideri ve eylem adamı olması nedeniyle engel
olabiliyordu.
Bu nedenle ara dönem heveslilerinin BBP'nin gençlik yapılanması olan
Alperenleri kullanmalarına imkan vermedi. O muhafazakar-milliyetçiler
üzerine hesabı olanların önünde bir setti. Hrant Dink suikastinden
sonra,"hepimiz Ermeniyiz" diye yürünmesine tepki göstermiş, şimşekleri
üzerine çeken açıklamalar yapmıştı. Ancak Dink cinayeti aydınlatılmadan
yapılmak istenenlerin anlaşılamayacağına inanıyordu.
|
|
31 Ocak 2011 - 11:52:43 |
|
|
Dolar |
|
|
1.583
|
1.593
|
|
Euro |
|
|
2.145 |
2.160 |
|
Sterlin |
|
|
2.524 |
2.571 |
|
Altın |
|
|
68.96 |
69.40 |
|
IMKB |
|
|
65309 |
|
|
|
|
Son röportajıyla Defne Joy Foster... |
|
Arkadaşının evinde ölü bulunan Defne Joy Foster'ın son röportajı...
|
|
|
|
|
|
|
Eski başbakanlardan Tansu Çiller’in oğlu Berk Çiller ile eşi Eda Çiller, 1.5 yıllık evliliklerini sonlandırıyor. Ancak Eda Çiller’den, kayınvalidesi ile boşanmak üzere olduğu eşine şok suçlamalar geldi. Genç kadın, “Hayatımdan endişe ediyorum” diyerek savcılıktan yardım istedi. |
|
|
|
|
|
|