Devlet Bakanı Faruk Çelik, "Türkiye, kendi rolünü kendisi belirliyor. Olup bitenleri eksen kayması olarak adlandıranlar var. Olay, eksen genişlemesi ve eksen oturmasıdır. Bugüne kadar olamayanlar şimdi oluyor." dedi.
Bakan Çelik, İzmir'de Balkan Stratejik Araştırmalar Merkezi (BASAM) tarafından düzenlenen Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı'nın tanıtım toplantısına toplantısına katıldı. Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Sürekli Eğitim Merkezi (DESEM)'ndeki toplantıda konuşan Çelik, dış politikanın ülkenin coğrafyasından, tarihinden, kültür ve medeniyet havzasından bağımsız düşünülemeyeceğini vurguladı. İmparatorluk kurmuş bir medeniyetin mirasçıları olarak bu topraklarda yüzyıllarca birlikte yaşamanın en güzel örneklerinin verildiğini hatırlatan Faruk Çelik, ''2011 dünyasında yaşanan olayları ibretle izliyoruz. Asimilasyona varıncaya kadar Ortaçağ engizisyonunu aratmayacak acı olayları, özellikle Balkan coğrafyasında uzun yıllar gördük. Acı olaylara rağmen günümüzde hâlâ bazı ırkçı yönelişlerin çağdaş dünyada, Avrupa coğrafyasında öne çıkması dikkatle izlenmeli. Olayların iç yüzüne bakınca sarsılmamak mümkün değil.'' şeklinde konuştu. İspanya'yla Medeniyetler İttifakı Projesi yürütüldüğünü belirten Devlet Bakanı Çelik, bunun Türkiye'nin dünyaya karşı sorumluluğunun gereği olduğunu, farklı yorumlar katmak isteyenlere de gülüp geçilmesi gerektiğini söyledi. Komşularla "sıfır problem" politikasının da Türkiye'nin bölgesine karşı sorumluluğunun bir gereği olduğunun altını çizen Bakan Çelik, ''Dost üretmeye çalışıyoruz, düşman değil. Komşularla ilişkilerimizin gelişmesi, problemlerin minimize edilmesi için canla başla çalışıyoruz.'' dedi.
Avrupa Birliği (AB)'ni Türkiye'siz düşünmenin anlamı olmadığını da belirten Çelik, şunları kaydetti: ''AB'nin görev alanı da hizmet alanı da belli. Bölgeye sunacağı barış da belli. İkinci Dünya Savaşı'ndan önce, savaşa sebep olan sorunların giderilmesine dönük bir birliğe dönüştü. AB dünya barışına katkı sağlasın, medeniyetler arası sorunlara katkı sağlasın diye Türkiye ve Türkiye Cumhuriyeti hükümetleri, Ankara Antlaşması'ndan bu yana çabalarını sürdürüyor. Türkiye bu gelişimi ve değişimi sağlayınca, belki AB'ye de ihtiyacımız olmayacak ama mesele o değil. Dünya barışına katkı sağlama düşüncesinden kaynaklanıyor. Demokrasi ve insan hakları alanında attığımız adımlar ise insanımıza karşı sorumluluğumuzun gereğidir. Böyle üç ayaklı bir bakışımız var.''
Türkiye'nin artık büyük aktörlerin kendisine biçtiği rolü dört gözle bekleyen bir ülke olmaktan çıktığını vurgulayan Bakan Faruk Çelik, "Dış politikalarını başka ülkelerin eksen alanına esir edenler, başkalarının düşüncesini savunmak için kendi ülkesinde jandarmalık yapanların düştükleri durumu görüyorsunuz. Büyük aktörlerin biçtiğini değil, kendi rolümüzü belirliyoruz. Kendi yazdığımız senaryoyu kendimiz oynamaktayız. Bu belki bazı kesimlerce anlaşılmakta zorlanıyor. Eksen kayması değerlendirmeleri var. Hassas çalışmaları karalamaya dönük, yüzeysel bilgilerle değerlendirmeler yapılıyor. Olay eksen kayması değil, eksen genişlemesi ve eksenin oturmasıdır. Dış politikayı birilerinin eksen algısına esir ettik, içe kapandık, düşmanlıklar kazandık, hep birlikte kaybettik. Oysa ne tarihimiz ne kültürümüz bizden bunu ister. Sırtını bir yerlere dönen dış politika, ne kadar başarılı olabilir? Biz Mevlana'nın dediği gibi pergelin bir ayağı Anadolu'da, 72 milleti kucaklayacak şekilde dış politikamızı şekillendirmeye çalışıyoruz. Medeniyet köklerimizle ilişkiyi koparmadan tüm dünyayla ilişkiler kuruyoruz. İhracat 130 milyar dolara çıktıysa bu, pergelin bütün insanlığa ulaşmasından kaynaklanıyor. Kriz geldi, bu millet krizi aştı. İşte o en ücra noktalara ulaşmayla ilgili, 'Üç tarafı denizle, dört tarafı düşmanlarla çevrili' anlayışını geride bıraktık. 'Üç tarafı denizlerle, dört tarafı dostlarla çevrili', bizim yapmak istediğimiz bu.''
Kültür alanındaki yardımlar için Yunus Emre Vakfı'nı kurduklarını, şimdi de Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı oluşturduklarını dile getiren Devlet Bakanı Çelik, ''Yurtdışındaki vatandaşlarımıza, soydaşlarımıza, kardeşlerimize sahip çıkmak, dertleriyle dertlenmek, ilişkilerimizi bir merkezden yürütmek için bu başkanlığı kurduk. Türk Dili Konuşan Ülkeler Birliği Konseyi kuruldu. Güneşin doğduğu yerden battığı yere kadar nerede vatandaşımız, soydaşımız akrabamız varsa biz orada olacağız. Bölge ve dünya sorunlarını böyle çözeceğimize inanıyoruz.'' ifadelerini kullandı.
Bakan Faruk Çelik, daha sonra gazeteci yazar İsmet Topaloğlu'na plaket verdi. CİHAN
|