Erdoğan siyasette gençlerin daha fazla rol üstlenmesini daha fazla sorumluluk almasını samimiyetle arzuladıklarını belirtti. Erdoğan, şöyle konuştu: "Seçilme yaşını 25'e çektik. Niye bizden önceki hiçbir iktidar gençlerin seçilme yaşını 25'e indirmedi? Neredeydiler bunlar? Ben daha da ileri gidiyorum. Biz seçme ve seçilme yaşını aynı yapmalıyız. Şimdi bu tartışmaya girer diye burada açmıyorum. Çünkü neyi söylersek tartışılıyor. Bundan da memnun oluyorum. Zor olan seçilmek değildir, zor olan seçmektir. Manava gidersin, sağlam domates ve çürük domates... Orada sağlamla çürüğü ayırabiliyorsan maharet odur. Meyveyi aynı şekilde ayırt edebiliyorsan maharet odur. İnsanda kaliteyi yakalayabiliyorsan maharet odur. Sen kalkıp seçme hakkını 18 olarak veriyorsun ama seçilmeye 30 diyorsun. Böyle bir anlayış olabilir mi?''
Başbakan Erdoğan, haziran ayında yapılması düşünülen genel seçimlerde, diğer partilerin nasıl hareket edeceğini bilmediğini, ancak AK Parti'nin 25-30 yaş arasındaki gençlerden milletvekili adayı göstereceğini bildirdi. Parlamento'ya gençleri taşıyacaklarını belirten Erdoğan, kadın milletvekili sayısını daha da artıracaklarını ifade etti.
Erdoğan, tüm gençlerin en azından bir defa, aralık-ocak aylarında Kars'ın Sarıkamış ilçesine gitmesini, oranın manevi havasını teneffüs etmesini söyledi. Erdoğan, gençlerden 18 Mart'ta da Çanakkale'ye giderek şehitlerin kabirlerini ziyaret etmelerini, bataryaları görmelerini dile getirdi.
Başbakan Erdoğan, şunları söyledi: ''Aynı şekilde Sakarya'yı, Dumlupınar'ı ziyaret edin. Tüm bu şehitliklerde, sizin gibi gençlerin mezarlarını göreceksiniz. Tüm bu şehitliklerde, Türkiye haritasını, Türkiye'nin her bir ilini ve ilçesini, Türkiye'nin kardeşlik haritasını göreceksiniz. Tüm bu şehitliklerde, Türkiye'nin ruhunu, Türkiye'nin kardeşlik felsefesini eminim ki yüreğinizde hissedeceksiniz.
Hani diyor ya Mehmet Akif; 'sen şehit oğlusun, incitme yazıktır atanı, verme dünyalara alsan da bu cennet vatanı'... Sizler, her biriniz şehit oğlu, şehit torunlarısınız. Sizler, yeryüzünde çok az millete nail olmuş bir sorumluluğu, bir emaneti üzerinizde taşıyorsunuz. Siz küçük düşünemezsiniz, sizler, küçük meselelere takılıp kalamazsınız. Sizler, büyük bir ülkenin, büyük bir milletin, köklü bir tarihin ve zengin bir kültürün mensuplarısınız. İşte onun için, şehitlerimizi mahzun bırakmayın, bu milleti şehitleri karşısında lütfen mahcup etmeyin. Ne bulursanız okuyun... Mehmet Akif'i, Nazım Hikmet'i, Necip Fazıl'ı, Yahya Kemal'i, Kemal Tahir'i tozlu raflara mahkum etmeyin.
Kulağınız, gözünüz, gönlünüz her zaman bu ülkeyle, bu milletle birlikte olsun. Sizlere sunulan imkanları azami ölçüde değerlendirin. Milletin, dişinden, tırnağından artırarak sizlere hasrettiği emanetin hakkını verin. Türkiye'yi de, dünyayı da yakından takip edin; gelişmelere bigane kalmayın, bilgiye kayıtsız olmayın. Biz, bizden öncekilerden bir emanet devraldık; bu emaneti sizlere daha iyi, daha güzel şekilde devretmenin mücadelesi içindeyiz. Sizlerin de kendinizi bu emanete hazırlamanızı, Türkiye için planlarla, projelerle, büyük hedeflerle geleceğe koşmanızı istiyoruz. Artık güçlü bir ülkeyiz. Bölgemizde, dünyada ağırlığı olan, itibarı olan bir ülkeyiz. Emin adımlarla geleceğe ilerleyen, dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasında yer almayı hedefleyen bir ülkeyiz. Bu büyük hedefleri sizlerle gerçekleştirecek, geleceği sizlerle daha aydınlık hale getireceğiz.''
Erdoğan, gençlere hitaben, şair Arif Nihat Asya'nın, 'Bu kitaplar Fatih'tir, Selim'dir, Süleyman'dır/ Şu mihrap Sinanüddin, şu minare Sinandır/ Haydi artık uyuyan destanını uyandır/ Elde sensin, dilde sen, gönüldesin baştasın/ Fatih'in İstanbul'u fethettiği yaştasın' dizelerini okudu. CİHAN
|