Söze nerden başlasam bilemiyorum. Evvela insani yardım yolculuğunda şehit olan kardeşlerimize bol rahmet, yaralı kardeşlerimize acil şifalar, yakınlarına da sabr-ı cemil diliyorum.
Tarihin odaklandığı noktalardan birini yaşadığımız kuşkusuz. Önemli bir süreçten geçiyor ya da sürece giriyoruz. Bu süreçte Türk diplomasisi de, İsrail de, ABD de, uluslararası güvenlik organizasyonlar da bir imtihandan geçecektir.
İsrailoğulları sayıca çoğunlukta olmasalar da dünya tarihinde ve kutsal kitaplarda gündem olmaya ya da gündem belirlemeye muktedir olabilen bir millet olmuşlardır. Fakat oluşturdukları karakter izahında hep kusurlu nitelikler dikkat çekmiştir. Beğenmeyen… şikayet eden… kibir dolu… isyancı… baskıcı… takiyeci ve daha bilumum vasıflar tam da İsrailoğullarını tanımlıyor.
Hallaç pamuğu gibi dünyaya dağılan bu millet asırlarca devlet kurma hayaliyle onlarca teşebbüslerde bulunmuşlar, onlarca örgütler kurmuşlardır. “Arz-ı Mev’ud” olarak gördükleri Mezopotamya ve Kudüs toprakları nihayet uluslar arası destekle Yahudi coğrafyası haline dönüştürülüyor. Belli ki etraflı bir senaryonun tüm hazırlıkları tertiplenmiş durumda.
Zoraki oluşturulan bu senaryo ille de uygulanmak istenince bir insanlık dramına neden olmuştur, olmaktadır. Masumların sefaleti üzerinde zalimlerin saadeti insanlık onurunu zedeleyecek mahiyette örnekler vermeye devam etmektedir.
İsrail, çok özel bir destekle olmayacak aşamalardan geçerek olmayacak durumlardan sıyrılarak bölgeye yerleşti. Öyle yerleşti ki civarında izinsiz kuş uçsa vahşet saçıyor, agresifleşiyor. Yardım konvoyuna yapılan korsan saldırı da bu tip bir örnektir.
İsrail zorlama bir kararla Ortadoğu’ya yerleştirildiği için İsrail’e yönelik her türlü müdahaleye karşı uluslararası güçler İsrail’den yana taraf olmakta tereddüt etmediler. İsrail bu destek sayesinde her türlü güç tasarrufunu haklı görmeye alışmıştır. “Bebek Firarda” adlı bir sinema filmini hatırladınız mı? Bebek tek başına emekleyerek caddelerden inşaatlardan, tepelerden uçurumlardan geçiyor ve her nasıl oluyorsa adım atacağı zemin güvenli hale geliyor. Bebek dosdoğru ilerlediği halde tehlikelerden haberdar olamıyor bile. Tıpkı bu örnekteki gibi İsrail de eğri doğru demeden tutturduğu yolda ilerliyor, uluslararası güçler ise İsrail hangi hatayı yapsa zemini düzleştiriyor. Ve İsrail sınır tanımayan ihlaller yapsa dahi kendinde hiçbir kusur bulmadığı gibi, haklı olduğunu da samimiyetle haykırabiliyor.
Fakat bugün artık bu kontrolsüz gidiş, uluslararası güvenliği tehdit edecek boyutlara varmıştır. Yarın uluslararası kara sularında başka devletler de askeri müdahale yapmaya kalkışırsa nasıl bir tedbir almayı düşünür bu akil adamlar? İsrail’e gösterilen bu iltimas ezberi bozacağa benziyor. Kanun ve kurallar işlemez hale gelmez mi?
Son devlet korsanlığı olayı uluslararası organizasyonların önemli bir imtihanıdır. İsrail’in Gazze saldırısında özellikle BM kendi kariyerini altüst eden bir zafiyet örneği göstermişti. Şimdi de aynı zaafı gösterecek olursa BM’nin varlık gerekçesi sorgulanır hale gelecektir. Bu durumda BM dünya barışını korumakla görevli bir organizasyon değil, dünya devletlerinin çıkarlarını koruduğu aleniyet kazanacaktır. Ki bu durumda BM’nin dağılmasından bile söz edebiliriz.
Güçlü devletlerin sıcak savaşlardan hoşnut olduklarını biliyoruz artık. Savaşmıyorlar ama savaştırıyorlar. Horozları dövüştürüp ellerini ovuşturuyorlar. Silahla, kanla ekonomi hesapları yapıyorlar. Nice masumlar masa başındaki adamların karanlık odalarda aldıkları kararlarla savaşa ve kaosa sürükleniyor. Manzaraya baktıklarında ise “işte başardık” keyfini yaşıyorlar.
Korkum o ki sürekli gündemlerin değiştiği bir dünyada yaşıyoruz. Bu olayın da gündemden düştüğü varsayımı korsan terörünün İsrail’in yanına kâr kalacağı endişesini taşıyorum. Dikkat ederseniz son bir ayda yoğunlaştığımız Anayasa hazırlığını, kaset polemiği ile Baykal’ı, CHP kurultayı ile Kılıçdaroğlu’nu gündemden düşürdük. Bu halden en çok memnun olan Baykal olsa gerek. Bu gündem tüketiciliğimiz ödülleri ve cezaları maalesef karşılıksız bırakıyor.
Tekrar Allahtan, şehit olan kardeşlerimize bol rahmet, yaralı kardeşlerimize acil şifalar, yakınlarına da sabr-ı cemil diliyorum.
YAYINLANMASINI İSTEDİĞİNİZ GÜNDEME İLİŞKİN YA DA GÜNDEM DIŞI YAZILARINIZI [email protected] ADRESİNE GÖNDEREBİLİRSİNİZ...
'Baykal'a kaset komplosunu hazırlayan da, Kılıçdaroğlu'nu başkanlık koltuğuna
oturtan da aynı güç. Peki Kılıçdaroğlu Ergenekon'a diyet mi ödedi?'
Aydın Doğan, AK Parti’nin derin merkezine 3 kere gitmiş! Bu ziyaretlerde bazı
yazar ve televizyoncuların kelleleri istenmiş. Yeniçağ’ın polemikçi yazarı
Sabahattin Önkibar, bugünkü köşesinde Aydın Doğan’ın pazarlık için Ankara’da AK
Parti kurmaylarına gizlice ziyaretlerde bulunduğunu şöyle yazdı...
Kategoriler
HaBerTaraf
HaBertaraf Yayın Hizmetleri
Sahibi ve Genel Müdürü Rıfat YÖRÜK
Genel Yayın Yönetmeni Mevlüt PEKER (Kurucu)