|
|
|
Arap kamuoyu ve İsrail’le kriz |
|
|
|
Mustafa YOLCU 8. Türkçe Olimpiyatları |
|
|
|
|
Dünya onu konuşuyor: Bülent Yıldırım |
|
|
|
Hürriyet |
Ahmet HAKAN |
Yıldırım: MOSSAD ajanı gazeteciler var demedim |
|
|
Star |
Ahmet KEKEÇ |
Bizi şaşırt, utanalım! |
|
|
Milliyet |
Can DÜNDAR |
Doğu’nun başladığı yer |
|
|
Sabah |
Emre AKÖZ |
"İsrail haklı be abi!" |
|
|
Milliyet |
Fikret BİLA |
İran’ın atom bombasından Türkiye mi sorumlu? |
|
|
Yeni Şafak |
Hakan ALBAYRAK |
"Olan olmuştur, olacak olan da olmuştur o gece" |
|
|
Star |
İbrahim KİRAS |
İsrail’le ilişkimiz neyin panzehiriydi |
|
|
Sabah |
Mahmut ÖVÜR |
Baydemir bile CHP'li olsa 'aynı tas aynı hamam' |
|
|
Yeni Şafak |
Mehmet ŞEKER |
Dikkat! Sezai Bey konuşuyor... |
|
|
Radikal |
Murat YETKİN |
Erdoğan, Obama'yı zayıf yakaladı |
|
|
Star |
Mustafa ERDOĞAN |
Anayasa Mahkemesi iyi başlamadı |
|
|
Vatan |
Ruhat MENGİ |
Ergenekoncu, İsrailci, Arapçı |
|
|
Hürriyet |
Yılmaz ÖZDİL |
Halimiz h’arap |
|
|
|
|
Eymen HALİT |
|
Adem Yavuz IRGATOĞLU |
|
İlhan AKKURT |
|
Ercan AKSOY |
|
|
| |
|
Türk Barış Düzeni'ne doğru... (2)
Yusuf KAPLAN [email protected] |
|
Birleşmiş Milletler'in (BM) İran'a yeni yaptırımlar getiren bir karar daha alması, zihinleri körleşmiş, sömürge kafasıyla hareket eden, Batı'ya karşı bön ve berbat bir aşağılık kompleksi duyan zavallı, acınası Türk entelijansıyasının adeta "bayram yapmasına" yol açtı...
Oysa BM'nin aldığı bu karara Türkiye'nin "hayır" oyu kullanması, Türkiye'nin gösterdiği onurlu, şahsiyetli, haysiyetli, ilkeli tavır ve kurduğu barış eksenli dil, yeniden şekillenmekte olan dünyanın hem itici gücünün kim/ler olabileceğini, hem de yeni bir dünyanın hangi ilkeler üzerinde yükselebileceğini bir kez daha gösteren önemli bir dönüm noktasına, kırılma anına işaret ediyor.
Bu karar, Soğuk Savaş'ın sona ermesinden sonra zoraki olarak icat edilen / dayatılan "yeni dünya düzeni" denen şeyin, çeyrek asırda tam anlamıyla düzensizlik ve yepyeni çatışma alanları ürettiğini, Türkiye'nin son üç-dört yıldan bu yana geliştirdiği çatışmaya, icat edilen krizlere ve gerilimlere, dolayısıyla kaba güce değil, bütün dünyada, barışın, işbirliğinin, gerçek özgürleşme koridorlarının açılmasına, hakkaniyetin, karşılıklı saygının ve işbirliğinin tesis edilmesine dayanan yeni bir dünyanın kurulmasının zorunlu olduğunu ve böylesi bir dünyanın kurulmasında orta ve uzun vadede en belirleyici, en güven verici, en güvenilir rolü Türkiye'nin oynayabileceğini bütün dünyaya bir kez daha göstermiştir.
BM'nin aldığı kararın, bütün dünyada Darwinyen ilkesizliklerin, gücü gücü yetene barbarlığının "sağduyu", "uluslararası toplumun iradesi" olarak lanse edilmesi ve bunun da insanî, ahlâkî ve dünyada barışı, huzuru, adaleti, hakkaniyeti tesis edecek bir şeymiş gibi sunulmaya kalkışılması, insanlığın insanca bir hayat sürdürebilmesini imkânsızlaştıran ve insanlığı yepyeni haksızlıkların, çatışmaların, krizlerin eşiğine sürükleyen, insanlığa işgallerden, kaoslardan, kandan, gözyaşından, düzensizlikten başka bir şey sunmadığına bütün dünyanın tanık olduğu ürpertici bir haksızlık, hukuksuzluk, barbarlık düzeninin zoraki olarak devam ettirilmesi kaygısından başka bir anlam ifade etmiyor...
Bu karar, kısa vadede İran'ı cezalandırmayı amaçlıyor ama orta ve uzun vadede, insanlığın vicdanı olduğunu dürüst, ilkeli, barışçıl, dayanışmacı, adaleti, hakkaniyeti, hukuku eksene alan ve özellikle merkezinde bizim yer aldığımız dünyanın kaynaklarının bölge dışı güçler tarafından sömürülmesine zekice bir dille karşı çıkan, Asya'nın, Afrika'nın, Latin Amerika'nın halklarının kaderlerine -kendi hegemonyalarını pekiştirmek adına- keyiflerince çeki düzen verme ilkelliklerine karşı adaleti, hakkaniyeti, hukuku, bölgesel işbirliği projelerini öneren insanyüzlü, insan onurunu ve haysiyetini korumayı eksene alan politikalarıyla direnen Türkiye'nin önce bölgesel, sonra da zamanla küresel güç olma yolunda attığı emin adımları durdurmayı amaçlayan bir karardır...
Böylesi bir karardan ötürü, Başbakan Erdoğan'a ve Dışişleri Bakanı Davutoğlu'na mal bulmuş mağribi gibi saldıranların dünyaya kaba güçle, hukuksuzluklarla, işgallerle çeki düzen vermeye çalışan ve sadece haksızlık, hukuksuzluk, çatışma ve krizler üreten, miadını çoktan dolduran Batı hegemonyasının borazanlığını yapmaktan başka bir şey yapmadıklarını hatırlatmak isterim...
Güçlü olanın haklı ve hâkim olduğu sapkın Darwinyen ilkesizliğini zorla dayatmaya kalkışan bu küresel zorbalık düzenine karşı hakkaniyeti, hak ve hukuku, adalet ve barışı savunan, bu konuda bütün dünyada takdirle karşılanan adımlara öncülük etmeye başlayan hükümeti, Bediüzzaman'ın öğrencilerinden olduğunu zannettiğim Sinan Oğan'ın, Yalım Eralp'le aynı karenin içinde yer alarak Türkiye'yi bu zorba düzenin "emniyet sübapı" olmaya davet etmesi Bediüzzaman'ın kemiklerini sızlatacak bir savrulmanın, zihin kaymasının işaretidir.
Türkiye, bu karardan kısa vadede olumsuz etkilenebilir; ama bu haysiyetli duruşuyla, orta ve uzun vadede, barışın, adaletin, hakkaniyetin hâkim olacağı yeni bir dünyanın kurulmasında belirleyici bir aktör olduğunu dünyaya bir kez daha ispat etmiştir...
Batı'ya karşı edilgen, ezik, sömürge kafasıyla bakan Türk entelijansiyasına şunu hatırlatmakla yetiniyorum: Dünya, bu iki yüzlü, çatışmacı, yalnızca kaos ve kriz üreterek ayakta durabilen, darwinyen zorbalık düzenini daha fazla taşıyamaz... Bu düzeni zorla hâkim kılmaya çalışmak, dünyayı büyük çatışmaların, savaşların eşiğine sürüklemekle sonuçlanacaktır... İki dünya savaşı bunun çok çarpıcı iki göstergesidir...
Dünyanın, çatışmalara, haksızlıklara, hukuksuzluklara, zorbalıklara değil, barışa, adalete, hak ve hukuka çağıran bir fikrin hayata geçirilmesine ihtiyacı var... Ve bu fikrin bayraktarı, kendisini Ortadoğu'ya da, Batı'ya hapsetmeyen, yeni bir dünya ekseninin kurulmasına öncülük edebileceğini gösteren tarihî derinliğe sahip, maceralardan kaçınan ama küre ölçekli iddiaları dillendiren ve adım adım hayata geçirme iradesi geliştirebilen asil, dürüst bir Türkiye'den başkası olmadığı, olmayacağı bu kararla bir kez daha gün ışığına çıkmıştır...
|
|
11 Haziran 2010 - 10:11:49 |
|
|
|
|
|
|