Erdoğan’ın dış politikasına baktıkça o eski söz takılıyor aklıma: “Bindik bir alâmete, gidiyoruz kıyamete!” Ne olduğu ve neyi amaçladığı belli olmayan bir dış politika. Yarın koca Türkiye’yi muhataranın ve sonu gelmeyen çekişmelerin içine atabilecek ve büyüklerimize şan şöhret yolunu açmaktan başka hiçbir kazanç sağlamayacak bir politik çizgi. Bazen Enver Paşa ile R. T. Erdoğan arasında şaşılası benzerlikler var gibime geliyor. Umarım yanılıyorumdur. Erdoğan’ın ‘monşer’ dediği diplomatlarla kendi arasında çok ciddi duyarlılık ve zihniyet farkları var. Bunlar o kadar derine inen farklar ki, bugünden yarına değişeceğini sanmıyorum. Örneğin ‘monşer’lere göre ulusların ezeli ve ebedi dostları ve düşmanları olmaz. Değişen ve gelişen koşullara göre ‘ulusal çıkar’ın tanımı da değişir. Oysa Erdoğan’ın birkaç kez ağzından kaçırdığı şu ifade kendisinin hiç de böyle düşünmediğini gösteriyor: ‘Müslümanlar adam öldürmez!’ Anımsadığım kadarıyla Sudan’da Müslümanların gayrimüslimleri topluca öldürmesi üzerine söylemişti bu sözleri. Ve tabii bunun tersi de geçerlidir. Davos’ta İsrail Cumhurbaşkanı’na dönüp, ‘Siz çocuk öldürmesini iyi bilirsiniz!’ dediği zaman bu bir ‘sürç-i lisan’ filan değildi. Bilerek, isteyerek söylüyordu bu sözleri. Ciddiydi. Erdoğan gibi güçlü, inatçı ve inançlı kişiliği olan bir insan ülkesinin en etkili makamında oturursa, ülkenin izleyeceği politikayı elbette kendi görüşleri doğrultusunda yeniden formüle etmek için çalışacaktır. Elbette konu sadece Müslümanların adam öldürmemesi ve Yahudilerin çocuk katili olmasından ibaret değildir. Müslümanlar yalan söylemez, hırsızlık yapmaz, haksızlık yapmaz, zina işlemez. Müslüman olmayanlar bunların hepsini yapar, ‘10 Emir’de yasaklanmış olsa da. Onun için bir Müslüman olarak Erdoğan, Yahudilere kendi kitaplarında yazılı olan ‘10 Emir’i anımsatma gereğini duymuştur. Hem de fasih İngilizce ve İbranice’siyle! Erdoğancı dış politikanın gittikçe daha belirginleşen bir özelliği, ideolojik bir karaktere bürünüyor olmasıdır. Erdoğan, hemen her fırsatı değerlendirerek, Türkiye’yi Batı’dan koparıp Ortadoğu’ya bağlama hedefini gerçekleştirmeye çalışıyor. Doğrusu AB’nin ağaları olan Fransa ve Almanya da bu konuda Erdoğan’a çok yardımcı oldular. İnşallah sonra pişman olmazlar! Erdoğan gibi düşünen bir kişiye, adam öldüren, yalan söyleyen, hırsızlık yapan Müslümanları örnek göstermenin hiçbir yararı olmaz. Alacağınız yanıt 1000 yıldır değişmedi: “Ama onlar gerçek Müslüman değil ki!” Erdoğan ‘monşer’lere kızmakta haklı. Onun yerine ben olsam, ben de kızardım! Uzun ince bir yolda gidiyor, bakalım nereye kadar gider.