Herhangi bir cemaat evinde “tilmiz”, “öÄrenci”, “Åakirt” yahut “sıÄıntı” olarak kalmadım.
Ä°nanan bir insanım, kendime yetecek dini bilgiye sahibim ama bir Kur’an Kursu yahut Ä°mam Hatip geçmiÅim olmadı. Dolayısıyla, bazıları gibi travmalarım, komplekslerim ve itiraflarım da olmadı.
Küfretmek için apartta bekleyen ve her aÄzını açıÅta “F tipi”, “vatan haini”, “satılmıŔ diye ünleyen serseri takımı gibi, ben de “laik” Türkiye Cumhuriyeti’nin “laplaik” okullarında okudum; sırasıyla Atatürk Ä°lkokulu, Atatürk Ortaokulu ve Atatürk Lisesi’ni bitirdim; Gazi EÄitim Enstitüsü’nden atıldım ve “bu hale” geldim.
Halimden de çok memnunum.
Bir kez siyasete girer gibi yaptım... Girmemle çıkmam bir oldu. Söylemesi ayıptır, 1995 yılında, YDH’nın Fatih Ä°lçe TeÅkilatı’nı kurdum ve çekildim. TeÅkilatlanmadan sorumlu genel baÅkan yardımcımız Cengiz Ãandar Åahittir.
Dolayısıyla, “Bilmem ne cemaatinin adamı” diyeceklere, peÅinen “Hadi lan ordan” diyorum ve bu kiÅisel defteri kapatıyorum.
Peki, Fethullah Gülen’den korkuyor muyum?
Hürriyet gazetesinin, 13 yaÅında Marx, Engels ve Kautsky’le tanıÅmıŠsosyalist yazarı Mehmet Yakup Yılmaz korktuÄumuzu söylüyor.
Mesela, Gazze’ye yardım götüren Mavi Marmara gemisi hakkında iki çift laf etmiÅ, hepimiz pısmıÅız.
Ben pısmadım.
Pısanına, korkudan kurdeÅen dökenine, “Aman uzak durayım, eleÅtirirsem baÅıma bir Åey gelir” diyenine de rastlamadım.
Hayır, Fehmi Koru’nun evinde konuÅulmuÅ. YemeÄe katılan bir grup gazeteci, “Hocaefendinin beyanatından rahatsız olduk ama korku muzdan bunu söyleyemiyoruz” itirafında bulunmuÅlar. Rasim Ozan Kütahyalı da bunu köÅesine taÅımıÅ.
Ben de o yemekteydim ama böyle bir konu geçtiÄini hatırlamıyorum.
Rasim’in kimlerle lokal muhabbet yaptıÄını da bilmiyorum.
Mehmet KamıŠda oradaydı. Hocaefendi konusunda rakik ve hassas olduÄunu tahmin ediyorum. Belki o bir Åeyler duymuÅtur... Duyduysa yazar herhalde.
Ben ne mi düÅünüyorum?
Daha önce bu konuda görüÅlerimi dile getirmedim, mahut yemekte de bir görüŠbildirmedim... “Nifak hattına” çalıÅanlara malzeme sunmak istemediÄim için bilinçli bir suskunluÄu tercih ettim,
Merak edecekler için söyleyeyim:
Fethullah Gülen Hocaefendi’nin (uzaklıÄı nedeniyle) yeterli bilgiye sahip olmadıÄını ve “KeÅke Ä°srail’den izin alınsaydı” açıklamasının da, o beyanatı yayınlayan gazete tarafından manipüle edildiÄini düÅünüyorum. Dolayısıyla bazılarının içinde burukluk oluÅturan o sözlere katılmıyorum.
Bu, “giderilebilir” bir burukluktur bana göre.
Mühim bir mesele deÄildir.
Kendisine saygı duyarım.
BaÄlılarını severim. Ki, aralarında dostlarım ve arkadaÅlarım vardır.
Böyle düÅünüyorum diye, baÅıma bir Åey geleceÄine de inanmam.
Mehmet Yakup Yılmaz diyor ki, “Anlıyoruz ki bu konuda Ä°slamcı gazetecilerin çoÄunluÄu gerçekten düÅündüklerini yazamıyorlar. Demek ki Fethullah Gülen’i eleÅtiren bir Åeyler yazdıÄımızda bizlerin baÅına gelenler, yandaÅ arkadaÅların da baÅına geliyormuÅ!”
Bizim için kaygılanmayı bıraksın da, bugüne kadar Fethullah Gülen’i eleÅtirenlerden kimin baÅına ne gelmiÅ?
Dahası, kendisinin baÅına ne gelmiÅ?
Bu konuda somut, soyut, canlı, cansız, uzak, yakın bir örnek versin, bizim baÅımıza gelebilecekleri sonra konuÅalım.
'Baykal'a kaset komplosunu hazırlayan da, KılıçdaroÄlu'nu baÅkanlık koltuÄuna
oturtan da aynı güç. Peki KılıçdaroÄlu Ergenekon'a diyet mi ödedi?'
Aydın DoÄan, AK Parti’nin derin merkezine 3 kere gitmiÅ! Bu ziyaretlerde bazı
yazar ve televizyoncuların kelleleri istenmiÅ. YeniçaĒın polemikçi yazarı
Sabahattin Ãnkibar, bugünkü köÅesinde Aydın DoÄan’ın pazarlık için Ankara’da AK
Parti kurmaylarına gizlice ziyaretlerde bulunduÄunu Åöyle yazdı...
Kategoriler
HaBerTaraf
HaBertaraf Yayın Hizmetleri
Sahibi ve Genel Müdürü Rıfat YÃRÃK
Genel Yayın Yönetmeni Mevlüt PEKER (Kurucu)