New Yorklu taksicinin Türkiye algısı daha gerçekçi
Emre AKÃZ
Türkiye'nin kötüye gittiÄini iddia eden 1933 model gericilerin sabit fikirlerini; tartıÅarak ve istatistiklere dayanarak deÄiÅtirmek mümkün deÄil. "Paranoyak bir ruh hali içinde" (bu durumda olanlara "endiÅeli" ya da "dıÅlayıcı modern" dersiniz; kimseyi acıtmaz!) her Åeye bir kulp takıyorlar. Merak ediyorum: Büyük bir tur düzenleyerek, bu tipleri yurtdıÅına götürsek, acaba fikirleri deÄiÅir mi? Mesela Tayyip ErdoÄan'ı "krallar gibi" karÅılayan Lübnan halkıyla tanıÅsalar... Türkiye BaÅbakanına yapılan tezahüratın nedenlerini öÄrenseler, acaba düÅünceleri yerinden kımıldar mı? Turun kapsamını geniÅ tutarak, ABD'ye de uzanmak mümkün: DüÅünce ve istihbarat üretim merkezi Stratfor'un baÅkanı, siyaset bilimci George Friedman'ı dinleseler mesela... Friedman onlara Türkiye'nin önümüzde dönemde nasıl küresel güçlerden biri olacaÄını anlatsa... Ya da Chicago'nun, New York'un; Pakistan, Suriye, BangladeÅ kökenli taksi Åoförleriyle tanıÅsalar... Bütün gün radyo dinleyen bu adamların, gözlerinin içi gülerek, "Türkiye'nin yıldızı parlıyor" demelerine Åahit olsalar... Adamlar torpido gözünden Gülben Ergen, Ä°brahim Tatlıses CD'leri çıkarıp çalsalar... (Aynıyla vakidir! ÅaÅırdım kaldım.) Fikirleri deÄiÅir mi? Cevap: Hayır, asla! Gözlerimle gördüm, kulaklarımla iÅittim: Türkiye'ye ne içeriden bakmak deÄiÅtiriyor onların fikrini, ne de dıÅarıdan... Chicago'lu, New Yorklu taksicilerin anladıÄını, ABD'de yaÅayan Kemalist doktorlar, mühendisler anlamıyor.