Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Yürütmeye seçim yasaklarını hatırlatıp, kendileri 'hayır' propagandası yapan yargı bürokrasisi artık haddini de, hukukunu da bilsin istiyoruz'' dedi. Yüksek yargı mensuplarını hükumete laf yetiştirmekle suçlayan Erdoğan, "Çıkarın cübbenizi gelin siyaset yapın. Eğer yüreğin varsa, çıkar cübbeni çık meydana. Dostluk ayrı bu ayrı. Çıkar cübbeni çık meydana. Emekliliği bekleme. Emekliliği bekleme." ifadelerini kullandı.
12 Eylül'de yapılacak referandum öncesi partisinin son mitingini Bursa Şehreküstü Meydanı'nda düzenleyen Başbakan Erdoğan, "Yargıda vesayet sistemi istemiyoruz. 'Yargıyı siyasallaştırıyor' iddiasıyla vesayet düzenlerini sürdürmek isteyenlere, yargının demokratikleşmesine direnenlere, gerçek demokrasi nedir gösterelim diyoruz. Yürütmeye seçim yasaklarını hatırlatıp, kendileri 'hayır' propagandası yapan yargı bürokrasisi artık haddini de, hukukunu da bilsin istiyoruz.'' dedi.
Başbakan Erdoğan, Yenişehir Havalanı'ndan parti otobüsüyle Bursa'ya geçti. Yol boyunca vatandaşları selamlayan Başbakan Erdoğan Şehreküstü Meydanı'nda binlerce kişiye seslendi. Artık hukuksuzluğa 'dur' demenin zamanı geldiğini söyleyen Başbakan Erdoğan, Çetelerin artık ülkeye yön vermemesi için vatandaşlardan 'evet' oyu istedi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan şöyle konuştu: "Hukuksuzluğa artık yeter, yargıda siyasallaşmaya artık yeter, üstünlerin hukukuna artık yeter. Karanlık senaryolarla bu ülkenin ufku karartılmasın diyoruz. 27 Mayıslar yaşanmasın, 12 Eylüller bir daha olmasın diyoruz. 12 Martlar, 28 Şubatlar bu ülkeye istikamet çizmesin diyoruz. Bürokratik oligarşi artık bitsin diyoruz. Tek yürek halinde 'Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir' diyoruz. Millet adına yetki kullanan ama millete hesap vermeyen sorumsuzların millete bedel ödetmesi artık sona ersin diyoruz. 'Yargıyı siyasallaştırıyor' iddiasıyla vesayet düzenlerini sürdürmek isteyenlere, yargının demokratikleşmesine direnenlere, gerçek demokrasi nedir gösterelim diyoruz. Yürütmeye seçim yasaklarını hatırlatıp, kendileri 'hayır' propagandası yapan yargı bürokrasisi artık haddini de, hukukunu da bilsin istiyoruz. Sürekli kuvvetler ayrılığından bahsedip yürütmeyi ve yasamayı kuşatma altına almak isteyen çarpık anlayışlar artık son bulsun istiyoruz. Siyasi parti gibi hükümete laf yetiştirip sonra da yargının siyasallaşmasından bahseden bürokratların çağdaş demokrasiyi öğrenmelerini istiyoruz".
"SÖYLEMEYECEKTİM KONUŞMAYACAKTIM EN SONUNDA KONUŞTURDU"
CHP eksi Genel Başkanı Deniz Baykan'ın 'Evet çıkarsa Türkiye bölünür" açıklamasını da değerlendiren Başbakan Erdoğan, "Senin hayatın hep bunlarla geçti. Bir kasette duman oldun gittin. Söylemeyecektim konuşmayacaktım en sonunda konuşturdu. Ya bu milletin iradesinden 'evet' çıkarsa nasıl olur da Türkiye bölünür dersin. Bunların milli iradeye bakışı bu. Bunların milli iradeye saygısı yok. Yıllarca hep bunu söylediler. Eğer AK Parti kazanırsa, rejim tehlikede dediler. Ne oldu, tehlike mi var? Herkes huzur içinde. Türkiye, dünyada saygın bir ülke haline geldi. Sana ne oluyor. Millet, millet. Bu partinin istikametini rotasını benim aziz milletim çizdi. Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. Bunlar ne derse desin. Yeni genel başkan başörtü meselesini ben hallederim diyor. İnandınız mı. Eski genel başkan İstanbul Gazi Mahallesi'nde çarşaflı kardeşlerime rozet taktı. Dedim ki, 'güzel gelişmeler' var dedim. Fakat bir hafta sürmedi, çarşaflı kardeşimizi otobüsten tekme tokat attılar. Bunların cemaziyelevveli bozuk. Bunlar bunu hazmedemezler. Arkasından Mersin'de de aynı şeyi yaptılar. Burada çarşaflısı, başörtülüsü, başı açığı varmı? Bizim zenginliğimiz bu. Bunların buna tahammülü yok." ifadelerini kullandı.
IZDIRABI ÇEKENLER BİLİR
12 Eylül'de kazananın Türkiye olacağını kaydeden Başbakan Erdoğan, bağımsız ülkücülerin şu anda bu kampanyada 'evet' dediğini hatırlattı. MHP Kurucular Kurulu'nun da 'evet' dediğini; ancak MHP Genel Başkanı'nın da bu kişilere 'uşak' dediğini belirten Erdoğan, "Çünkü MHP Genel Başkanı o bağımsız veya 12 Eylül'de Mamak'ta veya değişik yerlerde o ızdarabı darbenin yapıldığı dönemde çileyi çekenlerden değil ki, çileyi çekenler başka. Şu anda ülkücüyüm diyerek, kalkıp onlara uşak diyenler başka. Şimdi o ızdırabı o çileyi çekenler ne diyor, biz darbe anayasasına hayır diyoruz diyorlar. Çelişkiler başladı. Başörtü meselesinde mecliste beraber adım ettik. Bunu Anayasa Mahkemesi'ne götürenlerle sen şimdi nasıl beraber oluyorsun? Türkiye Komünist Partisi, İşçi PArtisi, BDP ile nasıl beraber oluyorsun. Bir de iftira kampanyalarını başlattılar. Bu kampanyalar tutmuyor, tutmayacak." diye konuştu.
PARTİYE NE KADAR PARA GİRİP ÇIKIYOR SİTEMİZDE VAR
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun 'dokunulmazlıkları kaldırın. Bu anayasa değişikliğine evet deriz' açıklamasına da göndermelerde bulunan Başbakan Erdoğan, CHP anayasa değişikliğine tamamen inat olsun diye karşı çıktığını söyledi. CHP'nin anayasa değişikliğine tamamen şahsi hırslarından dolayı karşı çıktığını savunan Başbakan Erdoğan, "Demek ki CHP bu anayasa değişikliğine tamamen keyfi olarak karşı çıkıyor. 26 maddede sorun yok. Aslında evet diyeceğiz ama inadımızdan hayır diyoruz demektir. Bu anayasa değişikliğini pazarlık konusu yapmaktır. Bu CHP'nin bir kez daha suç üstü yakalanmasıdır. Dokunulmazlığı mı konuşuyoruz, oturup konuşalım. Sadece milletvekili için değil, bu ülkede dokunulmaz olanlar çok. Yargıyı da TSK yı, tüm memurları konuşalım. Oturalım neyi ne kadar dokunulmaz yapacağız kararını verelim. Buna gelmiyorsun. Sadece milletvekilleri diyorsun. Bu ülkede siyasetçiyi birilerinin elinde şamar haline dönüştürmektir. Dünyanın hiç bir yerinde buna benzer siyaset anlayışı yoktur. Daha yeni siyasete alışacak. Bize 'kampanya sürecinde parayı nereden buluyorsunuz?' diyor, parayı nereden bulduğumuzu söylüyorum. Bizim her gün sitemizde ne kadar para girer, ne kadar para çıkar. Partimizi kurduğumuz günden beri belli. Diğer partilerde bu yoktur. Bağışlar, hazine yardımı ne varsa. Bu kampanyayı da biz bununla götürüyoruz. Biz nasıl hazine yardımı alıyorsak, CHP de , MHP de, BDP de alıyor. CHP genel başkanı eğer afiş bastıracak para bulamıyorsa, gitsin kendi genel sekreterini sorgulasın. Eğer oradan da cevap alamazsa, Anayasa Mahkemesi'ne gitsin. CHP'nin paralarının nereye harcandığını, Anayasa Mahkemesi kararını verdi. Gayet güzel bir şekilde belgeledi. Hazinenin CHP'ye yaptığı yardımdan bir trilyon yolsuzluğun hesabını versin CHP. Aramızdaki fark bu. Siz bir defa yolsuzlukla yakalandınız. Bir trilyon. Ama AK Parti'nin kitabında bu yok. Farkımız bu." diye konuştu.
"EĞER YÜREĞİN VARSA, ÇIKAR CÜBBENİ ÇIK MEYDANA"
Adli yıl açılış töreninde yaptığı açıklamada hükumeti eleştiren Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker'e de cevap veren Başbakan Recep Tayyip Erdoğan şöyle devam etti: "Yürütmeyle yargının arası 'eğer bu yasa çıkarsa açılır' diyor. Sen zaten kararını vermişsin, şu karara bak. Kendin siyasi misin, bunu bu hazırlıklar yapılırken, Adalet Bakanı sizleri ziyaret etti, kanaatini orada söylersin, şimdi nasıl kalkar bunu söylüyorsun. Anayasa Mahkemesi Başkanının karşısında bu konuşmayı yapıyor. Cumhurbaşkanını huzurunda eleştiriyor. Anayasa Mahkemesi, itiraz yapılmış üzerinde çalışılmış. Anayasa Mahkemesiyle ilgili HSYK ile ilgili esastan müzakere etmek suretiyle nihai kararını vermiş, redakte etmiş değişiklik metni ortaya çıkmış. Kendileri eleştirildiği zaman isyan, ama anayasa mahkemesini ve halka giden bir metni kalkıyor bir siyasi gibi eleştiriyor. Bu nasıl bir yaklaşım. Eğer yüreğin varsa, çıkar cübbeni çık meydana. Dostluk ayrı bu ayrı. Çıkar cübbeni çık meydana. Emekliliği bekleme. Emekliliği bekleme. Burası da önemli bunların çoğu emekli olduktan sonra gelirler siyasete. Çok seviyorsan çıkart cübbeni gel. Gel siyaset önemli bir görev. Ama gelmezler."
|