Atatürk Kültür Merkezi'ndeki konferansa eski DP Genel İdare Kurulu üyeleri Nevzat Ceylan ve Doç. Dr. Vedat Demir, eski Genel Kurul üyesi ve eski Denizli Belediye Başkanı Ali Aygören, eski MKK üyesi ve eski Uşak İl Başkanı Hasan Erdoğan, eski DP Gençlik Kolları Genel Başkan Yardımcısı Onur Kaya, Uşak Organiza Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanı Ali Yıldırım, sivil topluk kuruluşları temsilcileri ve diğer vatandaşlar katıldı.
Açılış konuşmasını yapan Uşak Hak ve Özgürlükler Platformu Sözcüsü Akif Küplemez, "Ülkemizin itibarının hızla arttığı, yurt dışından çok daha net görünmektedir. Türkiye Afrika'dan Uzakdoğuya kadar benimsenen ve liderlik yönüyle çok ciddi adımlar attığını ispat eden bir ülke konumuna gelmiştir. Uyuyan dev, uyanmaya başlamıştır. Ülke insanı, kendisinin farkına varmaya başlamıştır. 2020'li yıllarda dünyanın ilk 10 büyük ekonomisine sahip ülkeler arasında yer alacaktır." dedi.
Daha sonra geçilen konferansta ise Süleyman Soylu, referandumda "evet" denmesinin gerekçelerini anlattı. Türkiye'nin yakın tarihte meydana gelen olayların tesadüf olmadığını belirten Soylu, bunların tekrar yaşanmaması için mutlaka "evet" oyu verilmesi gerektiğini söyledi. Türkiye'nin üzerinde oynanan siyasi oyunların, ülkenin geleceğini kararttığını ifade eden Süleyman Soylu, şunları kaldetti: "28 Şubat'ta söylenen, 'Bin yıllık bir süreç başlamıştır.' sözünün altında, bin yıldır bu topraklarda yaşayan insanların hürriyetini ortadan kaldırıp yeni bir anlayış ve yeni bir devlet kurmak isteği yatmaktaydı. İnanç, eğitim ve yaşam biçimlerini kendilerinin şekillendirdiği, devleti tema olarak gördükleri bir devlet kurmaya kalkıştılar. Bütün sema şahit olsun ki 12 Eylül 2010 akşamı, bin yıllık devlet ufku olanların bu ufuklarına millet son verecek ve millî irade yeniden bu topraklarda yeşerecektir."
1960 yılından beri kullanılan oyların "naylon" olduğunu iddia den Soylu, "1960 Anayasası uygulamaya girdiği günden itibaren hiçbirimiz kendi oyumuzu kullanamıyoruz. 1960 yılından beri kullandığımız oylar naylon oyladır, naylon tercihlerdir, çünkü biz oy veriyoruz, iktidara getirdiğimizi zannediyoruz. Seçtiğimiz kişileri muktedir yapamıyoruz, çünkü başka muktedirler var. 'Esas iktidar biziz' diye haykıran yargı, asker ve bürokratik vesayetin olduğu yerde siyasi iktidarın muktedir olma şansı yoktur." şeklinde konuştu.
Muhalefet partilerine de göndermede bulunan Soylu, "Sandıkların tamamına kara büyü de yapsalar, bu milletin iradesi ve inancı 'evet' çıkaracaktır. DP ve ANAP'ın, 2007 yılında takındıkları tavırların karşılığını görmediler mi? Bu milledin iradesi ve sağduyusuyla karşı karşıya gelinmez." dedi.
Danıştay saldırısından sonra da milletin gözüne baka baka yalan söylendiğini vurgulayan Süleyman Soylu, "Ben 1960 yılında Adnan Menderes'in idam edilmesinde manevi imzası olan Mümtaz Soysal, bu ülkede cumhurbaşkanı seçilmesine engel olan Sabih Kanadoğlu, Danıştay saldırısında milletin gözüne baka baka yalan söylen ve bu ülkenin insanın yaftalamak için ortaya attığı yalandan sonra Menderes'in idam edildiği günü bayram ilan eden Tansel Çölaşan'la nasıl aynı safta olurum?" diye konuştu.
Türkiye'de eşitlik ilkesinin tam işlemediğini de belirten Süleyman Soylu, şunları söyledi: "Eşitlikten bahsediliyor. Beni savcı çağırdığı zaman ayağımız titreyerek gidiyoruz. Türkiye'nin hukuku, hakimi, savcısı, dört yıldızı var diye Saldıray Berk'i 6 aydan beri kendi önüne getiremiyor. Hangi eşit vatandaşlıktan bahsediyorsunuz? Bu ülkede Sincan hakiminin elinde yetki olsaydı, Cumhurbaşkanı'nı tutuklayacaktı. Bu ülkenin kanunlarında Cumhurbaşkanı, Başbakan, öğretim üyesi ve normal vatandaşın nasıl yargılanacağı var ama Genelkurmay Başkanı'nınnasıl yargılanacağı yok. Siz neyin üstünlüğünden bahsediyorsunuz?"
|