Çoğumuz 12 Eylül akşamı nasıl bir sonuçla karşılaşacağımızı tahmin etmeye çalışıyoruz.
Oysa kafamızı 13 Eylül’de nasıl bir Türkiye’ye uyanacağımızı düşünmek için yorsak daha doğru hareket ederiz.
Gelişmiş toplumlar böyle yapıyorlar.
Sandığa çağrılan halk oy vereceği mesele hakkında ne kadar istiyorsa o kadar bilgileniyor.
Karşılıklı propagandalar yetmiyor, maratonun sonunda referanduma taraf siyasi kanatların liderleri sözünü sakınmak zorunda olmayan medyacıların sorularına muhatap oluyor. Yetmiyor, gladyatör gibi teke tek programlarda karşı karşıya geliyorlar.
Bütün amaç, halkın kullandığı oyun gerçek sahibi olmasıdır.
Oysa bizde referandum, halkın gerçeği bilmesi üstüne kurulmuyor. Tersine aydınlanmasın, bilgisi eksik kalsın ama cepheleşerek kızışsın, hınçlansın ve mensup olduğu cephenin zaferine kendini adasın...
Karanlık ve kalabalık
Cemaatçi siyasetin tipik yöntemidir bu.
AKP baştan beri bu siyaseti güdüyor. Erdoğan “Demokrasi bizim için araçtır” demişti yola çıkarken. Mesafe katettikçe demokrasinin vazgeçilmez çoğulculuk karakterini ihlâl etmeye başladı.
Farkında değil misiniz; din toplumsal kimliğin neredeyse yegâne temeli olmaya doğru gidiyor!
Normal olarak Başbakan Erdoğan’ın sahip olduğu münazara beceri ve birikimi ile CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun üst üste yaptığı “TV’de Düello” çağrılarını duymazlıktan gelmeyi içine sindirememesi gerekirdi.
Ama bunu göze alabiliyor. Batılı bir toplumda olsa yenileceğini dahi bilse kaçamazdı. Çünkü öyle bir durumda “hükmen yenik” muamelesi göreceğini ve sandığın ona çok ağır bir ceza keseceğini bilirdi.
Türkiye’de böyle bir risk yok.
Hatta tersine bu ayıbı gürültüye getirebildiğiniz takdirde size güven duyan kitlenin bilgiden yoksun kalması avantajınız bile oluyor.
AKP sözcüleri, anayasa düzenlemeleri ile yargının vesayetten kurtulup bağımsızlaşacağı yalanını bu sayede rahatça söyleyebiliyorlar.
Yargı bağımsızlığını ve kuvvetler ayrılığı ilkesini yerle bir edecek zehri “hap” haline getiren şeker kaplamanın tuzağını başka türlü haftalar boyu halktan saklayamazlardı.
Haksızlık geri teper mi?
Yani bize özgü demokrasi, halkın bilme hakkına değil, bilgiden yoksun bırakılma şartına dayalı yürüyor.
Bu ters durum toplumun aydın azınlığına, başka ülkelerde olduğundan daha fazla sorumluluk yüklüyor.
Araştırmaların gösterdiğine göre referandumda yüz seçmenin sadece onu bilinçli oy kullanacak.
“Bilenler bilmeyenlere anlatsın” diyeceksiniz ama bu da kahramanlık istiyor. Hele bizdeki gibi aydınların birçoğu kalıbının insanı değilse, zorluk daha da artıyor.
Dün CHP lideri, Başbakan’a sorulması gereken soruları soramadıkları için gazetecilere sitem ediyordu.
Propaganda döneminde devlet imkânlarını arkasına alan iktidar partisi, “hayır” cephesinde terör yaratmanın da sağladığı avantajla, yani orantısız güç kullanarak vicdanları, insafı, izanı dümdüz etti.
Bazı araştırmacılar “mide fesadı” gibi, “gıda zehirlenmesi” gibi bu ölçüsüz hak yemenin geri tepeceğini söylemeye başladılar. Allah söyletiyordur inşallah.
Bu olaylara akıl gözüyle bakanlar, yargıyı da zaptettiği takdirde iktidarın 13 Eylül’den itibaren nasıl bir Türkiye yaratacağını tahmin edebilirler.
Pazar günü kullanılacak en doğru oy, bu gerçeğin ışığında karar oluşturan seçmelerin kullanacağı oydur!
Hz. Aişe'ye hakaret İslam dünyasını ayağa kaldırdı
Küfürbaz karikatüriste Merkel'den ödül
Kuran protestosunun alevi ABD’yi yakacak
Başkalarının bilgisi ile bilgin olsak bile ancak kendi aklımızla akıllı olabiliriz. (Montaigne)
Dolar
1.511
1.521
Euro
1.921
1.936
Sterlin
2.320
2.365
Altın
61.07
61.67
IMKB
61030
Başbakan sırlarını W.S.Journal'a açıkladı...
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ABD'nin önde gelen ve muhafazakar çizgisiyle
bilinen gazetelerinden Wall Street Journal'a özel bir röportaj verdi.
Boydak Holding'in Show TV ve Akşam gazetesine talip olduğu ileri sürülüyor. Peki
neden Boydak Grubu? İşte cevabı...
Bir buluşamamanın hikâyesi: Bono yazısını okuyup etkilenince tanışmak istediği
Radikal yazarı Joost Lagendijk'ı Olimpiyat Stadı'ndaki konser alanında fellik
fellik arattı. Bu mümkün olmayınca da bir mektup yolladı.
Kategoriler
HaBerTaraf
HaBertaraf Yayın Hizmetleri
Sahibi ve Genel Müdürü Rıfat YÖRÜK
Genel Yayın Yönetmeni Mevlüt PEKER (Kurucu)
www.habertaraf.com'da yayınlanan tüm materyalin her hakkı saklıdır. Kaynak gösterilmeden kullanılamaz.