|
|
 |
Ya ‘o’ kazanırsa
Ertuğrul ÖZKÖK
|
|
HEPİNİZİN, hepimizin ruh halini biliyorum.
Çok iyi biliyorum.
Çünkü, kendimden biliyorum.
İster “Evet” deyin, ister “Hayır”.
Hepiniz aynı soruyu soruyorsunuz.
“12 Eylül gecesi kendimi nasıl hissedeceğim?”
Derin bir “umutsuzluk” mu, yoksa o kadar derin bir “umut” mu?
Ülkemden umudumu kesecek miyim, yoksa tekrar umutla bağlanacak mıyım?
Diyorum ya, “Evet” de deseniz, “Hayır” da, içinizde aynı soru...
Çünkü, öyle bir kampanya yaşadık ki; geride yarılmış duygular, dipsizleşmiş çukurlar, kopmuş ipler, burulmuş, kararmış ruhlar bıraktı.
Bir toplum enkazı yani...
Oysa ben her şeye rağmen size umut vermek istiyorum.
¡ ¡ ¡
Sen; ey sen; “Evet” diyen kardeşim;
Hayır çıkarsa, sakın karalar bağlama.
Dipsiz kuyulara düşme, karanlıklarda kaybolma.
Sanma ki “Hayır” çıktı diye ülken yine askeri darbelerin pençesine düşecek;
Sanma ki Ergenekon davalarından vazgeçilecek;
Sanma ki bu ülke yeniden “statüko zaptiyelerinin” kara pençesinde inleyecek.
Bil ki bu ülke demokrasi yolunda yürümeye çoktan başladı ve o yürüyüş asla durmayacak.
Bil ki, bir kendini bilmez, bir geri zekâlı darbe yapmaya kalktı; “Hayır” diyenler de seninle birlikte o tankın karşısına dikelecek.
Bil ki, samimi olarak herkes elini taşın altına koyacak ve bir uzlaşma anayasası yapılacak.
Yani diyeceğim; “Hayır” çıkması dünyanın sonu değildir.
Türkiye’nin ise hiç değildir.
¡ ¡ ¡
Sen ey, “Hayır” diyen kardeşim.
Biliyorum, “Evet” çıkarsa, dünyanın sonu geldi diye düşünüyorsun.
“Haksızsın” da diyemiyorum.
Biliyorum, çok endişelisin, afakanlar her santimetrekareni basmış.
Biliyorum, “Memleket elden gitti” diye bakıyor, öyle hissediyorsun.
Biliyorum, “Ergenekon”da bazı insanların başına gelen, artık benim başıma da gelir, her sabah biri gelip kapımı çalar, önüme telefon dinlemeleri konur diye karalar bağlıyorsun.
Bağlama...
Umudunu kaybetme.
Bugün birileri; bir “Evet”le 12 Eylül nizamının hesabını sorduğunu iddia ediyorsa;
Yarın bir başka birileri de bir başka “Evet”le bu “12 Eylül nizamının” hesabını sorar.
Bak kardeşim, “Bu devirde kimse padişah değil” diye bir laf var ya;
İşte o laf var ya;
Tarihin hiçbir döneminde manasını bu kadar hak etmedi.
Bu devirde kimse padişah değil.
Asker de değil, patron da değil.
Ama oyla gelip, oyla giden siyasetçi hiç değil...
Karalar bağlama, içini rahat tut.
Bu gökyüzünün altından ne krallar geçti, ne padişahlar, “Bu da geçer yahu” de ve sen de geç, git...
¡ ¡ ¡
Neticede bir referandum yapıyoruz.
Yarımız evet diyecek, öteki yarımız da hayır.
Evet’le hayır farklı, ama bizim bir yarımız, ötekinden farklı mı?
Aynı bayrak altında, aynı marş altında yaşamıyor muyuz?
Bir yarımız ötekini; İç Anadolumuz sahilleri; sahiller iç Anadolumuzu Misak-ı Milli’den söküp atacak değil ya...
Yaşayıp gideceğiz işte...
İçin rahat olsun.
Sen evet deyip kaybeden de, sen hayır deyip kaybeden de.
Amaaa...
Bir sözüm daha var ki; o da kazanana.
Sen de öyle mağrur olma arkadaş.
Ne diyor atasözü:
“Bu devirde kimse padişah değil...”
|
|
8 Eylül 2010 - 08:55:59 |
|
|

Dolar |
|
|
1.511
|
1.521
|
|
Euro |
|
|
1.921 |
1.936 |
|
Sterlin |
|
|
2.320 |
2.365 |
|
Altın |
|
|
61.07 |
61.67 |
|
IMKB |
|
|
61030 |
|
|