Bunu kendisinin değil, Türkiye'yi dışardan izleyen yabancı kuruluşların hazırladığı raporların söylediğine işaret eden Babacan, "Referandumda 'evet' çıktığında Türk ekonomisinde her şeyin daha iyi olacağı konusunda hepsi hemfikir. Dışardan Türkiye'yi gözlemleyenlerin yazdığı raporlar böyle. 'Hayır' çıkması durumunda zararlı olacağı konusunda tam bir mutabakat var." dedi.
İzmir'e 24 saatlik bir ziyaret için gelen Bakan Babacan, İzmir Genç İşadamları Derneği (İGİD)'ni ziyaretinde anayasa değişiklikleri ve dünya ekonomisindeki gelişmeler konusunda açıklamalarda bulundu. Güvenin ve istikrarın her şeyin başı olduğunu belirten Babacan, akşamdan sabaha ne olacağı belli olmayan bir ülkede her şeyin zorlaştığını kaydetti. 2009 yılında dünyanın önemli bir kriz yaşadığını vurgulayan Babacan, "Büyüme var ama bu, yoğun bakım odasındaki hastanın biraz daha iyileşmesi. Dünya ekonomisi, daha yoğun bakım odasından çıkamadı. Merkez bankalarının yapacağı var, yapamayacağı var. Çok ciddi tedbirler ve kararlı adımlar gerekiyor. Geçen yıl, krizden çıkış stratejimizi açıkladık. Üç yıllık orta vadeli program ortaya koyduk. Yabancı ülkelerin, ABD ve Japonya gibi en ileri olanlarının bile bugünü, yarını ve bir sonraki haftayı ancak planladığını gördük. 'Bütçe açıklarını keseceğiz, borcu kontrol altına alacağız.' dedik. Daha önce yaşadığımız krizde bankalar battığında arkasında devlet vardı. Ülkeler sıkıntıya girdiğinde arkasında kim duracak? Bu sorunun yanıtı yok. Çok büyük risk. Türkiye olarak geçen yıl adımlarımızı attık, bu karmaşadan kendimizi sıyırdık ve kenara koyduk. Cumhuriyet tarihinin en düşük faizlerini yaşıyoruz. Türkiye tarihinde bu güvenin, istikranın ve ne yapacağını bilmeyi ortaya koymanın sonucu. Büyümenin kaynağı özel tüketim ve özel üretim. İnsanlar geleceğe güvenle bakıyorsa elindeki parayı harcar. ABD'de yüzde 5'ler düzeyindeki işsizlik, yüzde 10'a çıktı. Çalışanların yüzde 10'u da part-time. Bizde o yok, onu da kattığınızda yüzde 20'ye çıkıyor."
Anayasa değişikliklerinin Türkiye'ye güveni arttıracağını vurgulayan Ali Babacan, "Bir ülkede güven, doğru ekonomi politikalarıyla oluşmuyor. Siyasi anlamda öngörülebilirlik, ekonomi açıdan son derece önemli. 1960, 1970, 1980 ve 28 Şubat'ı hatırlayın. Kriz Türkiye'de 2008'de etkili oldu, 2006 ve 2007'de niye ekonomi yavaşlamıştı? 28 Şubat yaşandı, 360 krizi yaşandı. İktidar partisi kapatılmaya çalışıldı. Bütün bunlar güveni ciddi olarak sarsan gelişmeler. Mevcut hukuk düzenimizde, 20-30 bin dolarları yakalamamız mümkün görünmüyor. Ağır aksak işleyen bir hukuk düzeni, yarım yamalak demokrasi. Bize bu 12 Eylül anayasası dar geliyor." şeklinde konuştu.
Referanduma bir de bu perspektiften bakmak gerektiğini, oysa işin siyasi yönünün tartışıldığını anlatan Devlet Bakanı Babacan, şunları kaydetti: "Türkiye artık birinci sınıf demokrasiye layık mı değil mi? Sivil demokrasi istiyor muyuz istemiyor muyuz? Darbelere açık bir döneme kapıyı kapatmak istiyor muyuz, yoksa o kapı aralık mı dursun? Değişiklik paketi kabul edilip yürürlüğe girerse önümüz çok açık olacak. İngiltere ve Fransa, 10-20 yıl sonra ekonomik büyüklük olarak geçebileceğimiz ülkeler ama hangi şartla? Bu Anayasa ile patinaj yapıyoruz, hattâ geri saymaya başlarız." Babacan, bazı işadamı dernekleri ve sivil toplum kuruluşlarının, hem AB'ye evet dediklerini hem de AB'ye yaklaştıracak anayasa değişikliklerine tarafsız kalarak tutarsız davrandıklarını da ifade etti.
İGİD Başkanı Mehmet Timuroğlu ise iş âlemi olarak yakın geçmişte muhtaç olunan en büyük değer olan istikrarın Türk ekonomisinin özelliği haline gelmesinde Bakan Ali Babacan'ın yapıcı rolünün büyük olduğunu ifade etti. OBİ'ler hakkındaki yakın ve uzak planlarıyla İzmir Limanı konusunda da destek isteyen Timuroğlu, İGİD olarak referandumda "evet" diyeceklerini söyledi.
Ege ve Batı Akdeniz Sanayici ve İşadamları Federasyonu (ESİDEF) Başkanı Ramazan Davulcuoğlu da Bakan Babacan'ı çok sevdiklerini dile, biraraya geldikleri toplantılarda ekonomiyi ele alış biçiminin kendilerine güven verdiğini kaydetti. Davulcuoğlu, tasarı aşamasında bilgi sahibi oldukları değişiklik paketine önerilerinin dikkate alındığını vurguladı. Özgürlüklerin artmasından, değişimden ve gelişimden yana olduklarını işaret eden Davulcuoğlu, pakette ekonomiyi ve ihracatı doğrudan ilgilendiren maddeler de olduğuna dikkat çekti.
|