Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "12 Eylülde yapılacak olan 29 maddelik Anayasa değişikliği halk oylamasında bir Türk milliyetçisi olarak hayır dememiz lazım" dedi.
Bahçeli, Yerköy ve Çiçekdağı'nda yaptığı kısa mitingin ardından MHP Yozgat İl Teşkilatının Yimpaş AVM'de verdiği iftar yemeğine katıldı. Bahçeli, yemek sonrası yaptığı konuşmada 12 Eylülde yapılacak Anayasa değişikliğinde Başbakanın açılım sürecinde anayasaya bir maddeyi gizlice yerleştirerek, 2011 yılında çok daha büyük değişikliklerin yapılabileceği bir anayasa değişikliğinin önünü açacağını öne sürdü. Bahçeli şunları söyledi: "Gizli gündemi gizli niyeti iyi görmek lazımdır. Öyleyse bu adımı, bu açılıma Türkiye'yi sürükleyecek felaketinin önünü tıkmak lazım. 2011 yılında ya bölünmeye ya iç savaşa götürecek, bir felaketin farkına herkesten önce milliyetçiler varmak zorundadır. Onunu için bu gelişmeler bir ABD projesidr, Bu gelişmeler bir AB dayatması, PKK İmralı plandır. Bu gelişme bir AKP açılım, PKK demokratik açılımı projesidir. Burada çok gizli tehlikeli gelişmelerin işaretleri ve izleri vardır. Bu nedir ? Bu anayasa değişikliğine evet dedik, anayasa mahkemesinin sayısal yapısı değişti 17'ye çıktı. Bugünkü iktidar Cumhurbaşkanlığı makamını da kullanarak, Anayasa Mahkemesi'ni AKP'leştirdi. Yani 6-5 oranıyla bıçak sırtında her gün korka korka çalışan bir AKP şimdi rahatlamış olacak, çünkü Anayasa Mahkemesi kendisinin yandaşı ve kontrolü denetimi altına sokulmuş olacak. Böyle bir durum karşısında mevcut anayasanın başlangıç metni ilk 3 temel şartı ve 66 maddesi temel hak ve özgürlükler üzerinde PKK taleplerine cevap bulabilecek değişiklikler paketi gelip meclisteki sayısal çoğunluğuyla çıkıp onaylandığı zaman diğer siyasi partiler ve vatandaşlar olarak hukuki zeminde müracaatınız Anayasa Mahkemesi olacak. Anayasa Mahkemesi Türkiye'de PKK'ın siyasallaşması, demokratik özerklik, bağımsız kürdistana doğru giden yolu açan bu maddelerle ilgili herhangi bir iptal kararı almadığı zaman Türkiye nereye gidecek."
Anayasa değişikliğinin Türkiye'nin bölünmesine katkı sağlayacağını iddia eden Bahçeli, "Bir Türk Milliyetçisi olarak, böyle bu durum karşısında Anayasa Mahkemesi bir tuzak olarak kurulur, bu oyun içerisine çekilir, Türkiye'nin bölünmesine katkı sağlayacak anayasa değişikliği yapılır ise ve bu da müracaatımızla anayasa mahkemesi kale almaz, bu maddeleri iptal etmez, ülke ve milli yapıyı, toprak bütünlüğünü korumaktan Türkiye'yi acze düşürürse o zaman bölmek isteyenlere karşı böldürmeme mücadelesini başlatmak bize düşer. Milliyetçi Hareket Partisi olarak böyle bir döneme düşmek istemiyoruz. Sayın başbakan Diyarbakır'da konuşma yapıyor, niçin bu konuşmayı yapıyor, Diyarbakır konuşmasının önemini ve çıtasını kim nasıl yükseltiliyor. Bunlarla ilgili olarak bir takım gelişmeler oluyor. Erzurumdaki bir miting sırasında Diyarbakır'a 3 Eylül'de gidiyorsun sayın başbakan, orada Konya'da, Sakarya'da konuştuğun gibi bir konuşma yapın diyoruz. Ne olsun konuşmanız, kalk o meydan da de ki, ben milli ve üniter devletten, yapıdan yanayım, milli devlet ve üniter yapıyı bozacak hiçbir davranışa müsaade etme de diyoruz. Biz mahçup olalım. Veya anadil konusunu ikinci resmi dil talebi yönüyle sürekli olarak tetikleyenlere karşı hayır Türkiye'nin resmi dili anayasada yazıldığı gibi Türkçedir. Diyebiliyor musun? Bunu diyebiliyorsan biz mahçup olalım. Diyarbakır'da konuşma yapıyor, fakat konuşmadan evvel Öcalan ve DTP'nin önerilerinin parelelinde KCK'ın Kürt Topluluklar Birliği Konseyi ve Kongregel Başkanlık Divanının silahların bırakılması ve Kürt sorununun çözümü için 7 maddelik bir deklarasyonları var. 1. Kürt kimliğinin tanınması ve Türkiyelilik üst kimliği altında tüm kimliklerin anayasal güvenceye kavuşturulması. 2. Kürt dili ve kültürü önündeki engellerin kaldırılması ana dilde eğitim hakkının tanınması ve Kürdistan bölgesinde Türkçenin yanında Kürtçenin ikinci resmi dil olarak kabul edilmesi. 3. Düşünce inanç ve ifade özgürlüklerinde serbest siyaset hakkının tanınması. Bunların hepsi PKK talebidir. PKK'nın demokratik açılım veya Kürt açılımından Türkiye'den beklentileridir. Madem ki açılım çok iyi niyetle alınmış karar, öyleyse PKK bu taleplerine açılım anlayışı çevresinde cevap vermeniz lazım, bunu vermiyorsunuz sayın başbakan. 1 Ağustos 2009'dan bugüne kadar geçen süreçte buna verdiğiniz bir cevap yok." diye konuştu.
AK Parti Hükümetinin açılımı tam olarak anlamadığını ifade eden Bahçeli konuşmasını şöyle sürdürdü: "Açılımı tam olarak ne siz anlamışınız ne anlatabiliyorsunuz. Ama PKK'yı cesaretlendiriyorsunuz, açılım sürecinde Türkiye kan gölüne dönüyor, Mehmetçiklerimiz şehit oluyor, terör tırmanıyor ve terör tırmandıkça siyasal çözüm olsun, PKK'nın siyasallaşması hızlansın diyorsun. Bu rüzgara kapılıp yine sağda solda konuşup duruyorsun. En sonunda Diyarbakır'da konuşun dedik. Peki Diyarbakır'da ne konuştun sayın başbakan, konuşma bizim Erzurum'da söylediklerimize cevap teşkil etmiyor veya PKK taleplerine bir duruşu sergilemiyor. Peki konuşma yine istismar, yine 12 Eylül ile hesaplaşıyor aldatmacası altında. Aydın'da Adnan Menderes, Eskişehir'de Hasan Polatkan, Samsun'da Kurumahmutoğlu, Sivas'ta Muhsin Yazıcıoğlu, şimdi de Diyarbakır'a varmışsın Ahmet Kaya Musa Anter'i istismar ediyorsun. Bunun yanında da bir takım konuşmalar, aralarda şiirler şarkılar, şimdi diyorum sayın başbakan neyi konuştu, bunun araştırdığımızda konuştuğu bir şey yok. Konuştuğu yazı hazırlanmış bir metin, içerisinde bazı isimler var, bazı olaylar var, Diyarbakır surlarına kadar anlatmış."
|