Numan KurtulmuÅ’un ayrılmasından sonra Saadet Partisi’ne genel baÅkan olan
Necmettin Erbakan’ın Balgat’taki evine misafir olduk.
İdris Gürsoy
84 yaÅındaki Necmettin Erbakan, Numan KurtulmuÅ’un ayrılmasından sonra Saadet Partisi’ne genel baÅkan oldu ve aktif siyasete döndü. 28 Åubat sürecinde baÅbakandı, askerlerin postmodern darbesi ile alaÅaÄı edildi. 12 Eylül 1980 darbesinin gerekçelerinden biriydi. Kendisi iniÅli-çıkıÅlı bir siyasi hayatı sürdürse de ideoloÄu olduÄu Millî GörüŠekolünden dört baÅbakan, iki cumhurbaÅkanı çıktı. Recep Tayyip ErdoÄan ve Abdullah Gül, yollarını ayırarak devletin en önemli makamlarına oturdu. Millî GörüŒün lideri, yanında yetiÅen bu liderleri Siyonizm’in tuzaÄına düÅmekle suçluyor. Erbakan’a göre, BaÅbakan ErdoÄan’a Davos’ta “one minute”i söyletenler de Siyonistler. Wikileaks belgelerinin sızdırılması da aynı planın parçası: “Saadet Partisi’nin (SP) yükseldiÄini görüyor ve AK Parti’nin kazanabilmesi için Ä°srail aleyhine sözler söylenmesine izin veriyorlar.” Siyonistler öylesine güçlü ve her yere sızmıÅlar ki kimin iktidar olacaÄına onlar karar veriyor: “Millî Gazete’yi bile emelleri için kullanabilirler.” -Tayyip ErdoÄan ve Numan KurtulmuÅ gibi liderlerin ayrılabileceÄini sezmediniz mi?
Sezdim. Tayyip, belediye baÅkanı iken kendisine ‘reis’ dedirtiyordu.
-Neden tedbir almadınız?
Siz Siyonizm’i çocuk oyuncaÄı mı sanıyorsunuz?
Türk siyasi hayatının en önemli tanıklarından Erbakan’la üç saate yakın birlikteydik. Aktif siyasete neden döndüÄünden 28 Åubat’ın 9 saat süren Millî Güvenlik Kurulu’nda (MGK) neler yaÅandıÄına kadar pek çok soru sorduk. Hepsini cevaplamaya çalıÅtı. Ev sahibi olarak bizi aÄırladı. Yemek öncesi Fatiha okuttu. “Getirin kitapları!” diyerek Millî GörüŠve Siyonizm dersi verdi. Zaman zaman ‘Sen cevapla bakalım!’ diye iÅaret de ederek “Siyonizm nedir? Amentümüz kaç madde?” gibi sorular yöneltti.
Erbakan, Siyonizmi en büyük tehlike olarak görüyor. Ona göre dünyada ve Türkiye’de geliÅen bütün kötü olayların altında Yahudi parmaÄı var. 28 Åubat’ta ‘Büyük Ä°srail’i kurma önünde engel gördükleri için Refah Partisi’ni iktidardan düÅürdüler. Tayyip ErdoÄan ve son olarak Numan KurtulmuÅ’un partiden ayrılmalarında da Siyonizmin parmaÄı var. Harun Yahya’ya ait bir kitaptan Siyonizmin dünyada nasıl yapılandıÄını, hedeflerinin ne olduÄunu uzun uzun anlatınca Åu soruyu sordum: “Böylesine önem atfettiÄiniz bu örgütle ilgili size bir bilgi, belge akıÅı oluyor mu? BaÅbakanlıÄınız sırasında dünyada ve Türkiye’de bu yapının önde gelenleri kimler, merak edip araÅtırdınız mı?”
Cevap: “Hayır, kitaplarda yazılıyor. Bana gelen özel bir istihbarat yok. Türkiye’de kimler bu yapıda bilmiyorum.” Ä°Å dünyası ve bürokrasiden zikredilen bazı isimlere de aynı mealde cevap veriyor: “Bilemiyorum, bir Åey söyleyemem.”
Siyasete müdahale planlarının maÄduru. Derin yapılar her seferinde karÅısına çıkmıÅ. Konya olayları bir provokasyondu. Darbeye gerekçe yapıldı. “BaÅbakan olduktan sonra, bu olayları kimler yaptı, diye merak edip soruÅturdunuz mu?” diye sorduk. Bu konuda da bir araÅtırması yoktu. 6 Eylül Konya mitinginde Ä°stiklal MarÅı okunurken bir grup oturarak protesto etmiÅti. “Bunlar cuntacıydı.” dedi; “Darbeyi yapabilmek için mitingi provoke ettiler. TRT de bu iÅin içindeydi. Kameramanlar gitmiÅ bunları çekmiÅ, döndürüp döndürüp yayımladılar. 80 sonrası davalarda bütün bunlar ortaya çıktı.”
Aynı derin yapılar ve cuntacılar 28 Åubat 1997’de de sahnedeydi. MGK toplantısı 9 saat sürdü. DYP ile kurulan koalisyon hükümetinin baÅbakanı Necmettin Erbakan’dı. O uzun gecede neler yaÅandı? Askerler ne dediler? Erbakan ne cevap verdi? MGK bildirisinin altına neden imza attı?
Erbakan’ın anlattıÄına göre, cuntanın baÅı Ãevik Bir, toplantının en aktif asker üyesi ise Güven Erkaya’ydı. Aczimedilerin de olduÄu görüntülerle irtica tehlikesini anlattılar. Kur’an kursları, imam hatipler, bazı vakıf, dernek ve cemaatlerin üzerine gidilmesini istediler. Tansu Ãiller, Meral AkÅener sustu. Demirel ortadaydı, ancak askerlerle birlikte hareket ediyordu: “Orada yalnızdım.” -Demirel cuntacı mıydı?”
Onun da bir hesabı vardı. Cuntacılarla birlikte hareket etti, demokrasiyi çiÄnedi.
Peki, neden cuntacıları emekli etmedi? Eski baÅbakan, tek baÅına hükümeti kurmuÅ olsaydı kesinlikle hepsini emekli edeceÄini söylüyor. 50 DYP’li milletvekilinin ikna odasına alınarak Yassıada’daki yerlerinin gösterildiÄini iddia ediyor.
Erbakan, 12 Haziran’da yapılacak seçimlerle 28 Åubat’ın biteceÄini söylüyor. Saadet Partisi için bir oy tahmini yok ancak iktidar olacaklarına inanıyor. Ä°ttifaklara açık. AK Parti hükümetini ekonomi ve dıŠpolitika hususlarında aÄır dille eleÅtiriyor. CHP’nin din karÅıtı tutumu sebebiyle çarÅaf da giyse mühürlenmiÅ parti olduÄunu söylüyor. MHP ile ilgili bir tahmin yapamıyor, HAS Parti’yi ise konuÅmaya deÄer bulmuyor. “Türkiye’nin zemini kayıyor, bunu gördüÄüm için bu yaÅta genel baÅkan oldum.” diyor. Politikayı cihat olarak gördüÄü için bırakmayacaÄını söylüyor. OÄlu Fatih Erbakan’dan da övgü ile söz ediyor. “Babaları siyasetçi diye çocuklara siyaset yasaklanamaz. Osmanlı’da da babadan oÄula (padiÅahlık) geçti. Ne oldu? Cihana saadet getirdiler.” sözleri ile kendinden sonra SP’de nasıl bir deÄiÅiklik olacaÄının iÅaretini veriyor.
Erbakan’ın en ilgi çekici cevabı ise Ergenekon’la ilgili olanı. 2002’den bu yana Balyoz ve Kafes gibi darbe planlarıyla AK Parti’nin de cuntaların hedefi olduÄunu hatırlatıp sorduk: “Ergenekon hakkında ne düÅünüyorsunuz?” sorusuna “Bilmiyorum, bilmediÄim bir konuda yorum yapmam.” cevabını aldık.
-Ä°ddianameleri okudunuz mu?
Hayır, okumadım…
Necmettin Erbakan, 28 Åubatçılarla hesaplaÅmak için bir dava açılmasına ya da komisyon kurularak 28 Åubatçıların cezalandırılmalarına da kesinlikle karÅı: “Onlara nasihat etmek yeter.”
Erbakan, mühendis. Ãniversiteden (Ä°TÃ) Süleyman Demirel’in sınıf arkadaÅı. Mehmet Zait Kotku’dan icazet alarak Millî Nizam Partisi’ni (1970) kuruyor. 12 Mart 1971 muhtırasından sonra Ä°sviçre’ye gidiyor. DönüÅünde bu sefer Millî Selamet Partisi’ni kurarak (1972) seçimlere katılıyor. Bazen önü açılıyor, bazen de kapatılıyor. 12 Eylül’de siyasi yasaklıların arasında yerini alıyor. 1998’de Refah Partisi de kapatılıyor. Askerlerle iniÅli çıkıÅlı bir iliÅkisi var. 12 Mart muhtırasının Hava Kuvvetleri Komutanı Muhsin Batur hakkında Åöyle konuÅuyor: “Batur, cumhurbaÅkanı adayı olunca bizden destek istedi. Ãç görüÅme yaptık. Millî GörüŒü anlattım. ‘Bunlar için canımı veririm’ dedi. O da Millî GörüÅçü oldu.”
Ãlkeye büyük zarar veren asker ve sivil hasımları ile ilgili özenli bir dil kullanıyor. AK Parti karÅıtı cephe içinde düne kadar yaka paça olduÄu çevrelerle birlikte olmaktan kaçınmıyor. Ulusalcı çizgideki bazı gazetecilerin sonradan kendisinden özür dilediklerini açıklıyor.
Erbakan, Süleyman Demirel’le birlikte âdeta darbeler dönemi olan yakın tarihin yaÅayan en önemli tanıÄı. En çok tartıÅılan kiÅilerden biri. SP’deki olaylı kongreden sonra yeniden sahalara indi ancak ne yapacaÄından daha çok hâlâ uzun siyasi hayatında neleri yaptıÄı-yapamadıÄı tartıÅılmaya devam ediyor. Åimdi iki yardımcısı, onun aÄzından anılarını kaleme alıyor. KeÅke önünü kesen ‘gulyabaniler’le ilgili daha ayrıntılı ve somut bilgiler verebilse de Türk siyaseti yol kazalarına karÅı tedbirler alabilse! Oysa ülkenin müdahalelerle neleri kaybettiÄinin envanteri hâlâ çıkarılabilmiÅ deÄil. Hâlâ darbe heveslileri var ve darbelerin tokadını yemiÅ yıÄınların ahı hâlâ duruyor!
Cuntacılara nasihat etmek yeter
Necmettin Erbakan ile 28 Åubat’ı da konuÅtuk. Erbakan, anlatmaya baÅlıyor: “Türkiye’nin aslına dönmesini önlemek için ne yapmak lazım? Amerika 18 maddelik bir rapor hazırlıyor, 28 Åubat’ta askerler bu maddeleri kendi raporları gibi getirdiler. MGK toplantısında 5 saat biri bıraktı, biri aldı, en aktifi Güven Erkaya idi. Aczimendileri gösteriyorlar, ‘Görüyorsunuz’ diyorlar. Ne görüyorsunuz? Hepsi sizin oyununuz.”
-Bunu söylediniz mi?
Söyleyemedim. Her Åey söylenmiyor. Ãiller, AkÅener hiç seslerini çıkartmadılar.
-Demirel neredeydi?
Onların yanındaydı, ben tek baÅıma kaldım. Allah bana bir soÄukkanlılık verdi, kapının önünde bir yaver var, ona anayasa kitapçıÄını getirmesini söyledim, hepsi ÅaÅırdılar. ‘ArkadaÅlar, biz ne konuÅuyoruz?’ diye sordum. Devletin niteliklerinin, laikliÄin korunmasını… Neden ikinci maddeyi okuyup birinciyi okumuyorsunuz? Ben tamamını okuyorum. Her Åey adil olacak, insan haklarına uygun olacak, sosyal devlet olacak, biz yedisini koruyacaÄız, anayasa çiÄnenerek anayasa korunur mu? Bu 18 madde insan haklarına aykırı, bunlar adil deÄil, hukuk devleti ile ve laiklikle baÄdaÅmaz, siz anayasayı çiÄniyorsunuz. Demirel, sözü aldı, ‘Bu saatten sonra müzakere yapabilir miyiz?’ dedi. DoÄru söylüyorsunuz, bunun için bir komisyon kuralım bir dahaki MGK’ya gelsin, dedik. Ben bu kararın altına imza attım. Böylece 28 Åubat oyununu bozduk.
-Neden istifa ettiniz?
Ä°kinci bir taktik geliÅtirdiler, ne yapalım, tehdit edelim koalisyon ortaÄı partileri, dediler. 50 milletvekilini ikna odalarına çaÄırıp Yassıada’daki odalarını gösterdiler. Ãiller bana geldi, müsaade et, seçim kararı alalım, üç ay içinde seçime gidelim, dedi. Bu esnada ben baÅbakan olayım. Ben, ‘Demirel seni baÅbakan yapmaz’ dedim. ‘Ben konuÅtum, yapacak efendim’ diye cevap verdi. Sen bir sefer görüÅtün, ben bin defa görüÅtüm. Nitekim Demirel bir gecede hükümeti kurma görevini Mesut Yılmaz’a verdi.
-Demirel korkudan mı yaptı, benimseyerek mi?
Onu kendisine sorun. Demirel’in kendine göre hesapları vardı. Cuntanın ne yapmak istediÄini biliyordu. Demokrasiyi çiÄnedi. Ne yaptıÄı ortada.
-Cuntacıları neden görevden almadınız?
Ben tek baÅıma hükümet miydim?
-Askerler size neden karÅı?
Hepsi deÄil. Cuntanın içinde olmayıp da onlara arkadaÅ olanlardan bazıları sonradan gelip özür dilediler, bazı gazeteciler de gelip özür dilediler. Hükümetten ayrılmasaydık baÅka oyunlara baÅvuracaklardı.
Demiyorum. Bunlara ceza vermek deÄil, nasihat daha iyidir diyorum. Bizim en iyi dostlarımız askerden çıktı, sonradan yanımıza gelenler oldu. Muhsin Batur gibi... 28 Åubat paÅalarına da anlatılsa Millî GörüÅçü olurlar.
Bilderberg’e davet almadım
Necmettin Erbakan ile hayatını da konuÅtuk. “Bir yanımız anne tarafından Ãerkez.” diyor. Ä°kiz torunlarını anlatırken gözlerinin içi gülüyor, eÅine sıra gelince onu özlediÄini söylüyor, üzerine bir hüzün çöküyor. Ä°lerlemiÅ yaÅına raÄmen ciddi saÄlık sorunları yok, biri kalp ritmi için olmak üzere düzenli hap kullanıyor, ayaÄa kalkmak ve yürümekte zorlanıyor. Haftada birkaç gün fizyoterapist eÅliÄinde egzersiz yapıyor. Diyet programı bulunmuyor, suyu soÄuk içiyor. Balgat’taki evinde yalnız, kendisine yardımcı olan bir kiÅi ile yaÅamını sürdürüyor. Partililer, oÄlu ve kızları ile günleri geçiyor. Lise ve üniversiteden arkadaÅları ile hâlâ görüÅüyor. ‘CumhurbaÅkanlıÄına aday mısınız?’ sorumuza, “Halka sorun.” cevabını veriyor. Ä°Åte görüÅmeden bazı baÅlıklar:
“28 Åubat’ta yanlıŠyerde durmasının hesabı ayrı; zaman zaman Süleyman Bey’le bayramlaÅırız. Gül ve ErdoÄan’a hakkımı helal ederim. Fırsat buldukça Siyonizm ile ilgili, padiÅahların hayatına dair kitapları okuyorum. Ä°leride malıyla canıyla cihat eden bir Müslümandı diye anılmak isterdim. -Ne kadar para harcadınız?
O anlamda deÄil, canıyla malıyla diye geçtiÄi için söyledim.
“Siyaset bırakılmaz, cihattır. Türkiye tamamen bölünmek, parçalanmak isteniyor. Ä°ran bir kardeŠülkedir, Müslümanlar birbirinin kardeÅidir. Kaddafi’ye kızmıyorum. Ä°kinci Beyazıt’ın Åefkati bizi hâlâ periÅan ediyor. Selanik’e Yahudilerin geliÅine izin verdi, katliamdan kurtuldular. Büyük Ä°srail’i kurmak için kolları sıvadılar. Bilderberg toplantılarına katılmadım, davet de almadım. Tayyip gidecek mi kalacak mı buna 300’ler meclisi karar verir, sen istediÄin kadar uÄraÅ.” -Kim bunlar, baÅbakanlık yaparken araÅtırdınız mı?
Hayır. Bu yapılarla ilgili bana gelen bilgi de belge de yok. Cevat Rıfat Atilhan ve Harun Yahya’nın kitaplarında bilgi var.