|
|
 |
Diyarbakır mitinginden beklenen
Deniz Ülke ARIBOĞAN
[email protected] |
|
Giderek daha da çetrefil hale gelen Kürt meselesinde tüm kozlar masaya sürülüyor. Konu ABD'nin muharip güçlerinin Irak'tan çekilmesiyle birlikte daha da acil bir hal alacak gibi. Malum, Kürtlerin durumu ve beklentileri yalnızca Türkiye sınırları içerisinde değerlendirilemez. Ortada tüm bölgeyi ve hatta dünya enerji dengelerini etkileyebilecek yapısal bir sıkışıklık var ve anahtarı da önemli ölçüde Türkiye'nin elinde sayılabilir. Türkiye'nin hem kendi Kürtleriyle hem de bölge Kürtleri ile geliştireceği olumlu ilişki artık bir tercih değil, bir ihtiyaç.
Kürt meselesinin iç boyutu ise, ülkemizde artık son derece sıradan hale getirdiğimiz türden bir 'özünden koparılma, yozlaştırılma ve araçsallaştırılma' durumu ile yüz yüze. Konu artık kendisinden ibaret değil, aksine kendisinin dışındaki birçok farklı sorun alanının da içerisine eklenen bir niteliğe sahip. Örneğin anayasa referandumu mu yapıyorsunuz, koyun içine bir tutam Kürt tozu hemen rengi değişsin; TSK'yı yeniden mi yapılandırmak istiyorsunuz, hemen katın içine bir kepçe Kürt sosu tadı değişsin; seçime mi gidiliyor, terör cebinizde olmalı; İsrail ya da ABD ile mi müzakeredesiniz, bir yerlerden Kürt sorunu ilavesi bulmadan masaya oturmak günahtan sayılır. Ekonominin hal ve gidişinde de, dış meselelerin seyrinde de; devlet cemaat işlerinde de bir miktar Kürt ilavesi yapmadan yol almak neredeyse imkansız. Bu öyle manipülatif bir katkı ki, her şeyin seyrini bir anda değiştirebiliyor.
Referandumun gidişi de yine aynı mesele ile enfekte olmuş durumda. Şimdilerde herkes Başbakan Erdoğan'ın Diyarbakır mitingini bekliyor. Memleketin batısı da doğusu da kulak kesilmiş, Başbakan 'acaba neler söyleyecek?' diye merakla bekliyor. Bu öyle bir miting ki, referandumun sonucuna etki etmesi kaçınılmaz. Bunu fırsat bilen tüm kanatlar olabildiğince iddialı ve restleşme eğilimi gösteren açıklamalar yapıyorlar. Bir taraf 'kolaysa desin bakalım', diğer tarafsa 'kolaysa demesin bakalım' iştahında. Kısaca Başbakan'ın işi oldukça zor!
Erdoğan'ın irticalen konuştuğu ve hatta konuşma metni hazırlansa bile arada kendi cümlelerini ilave ettiği biliniyor. Kendisi sahalara indiği anda çok yüksek performans sergileyen bir lider. Şu anda da tek başına diğer tüm partilere ve 'hayır'cı gruplara karşı 'evet' oylarını dengede, hatta araştırmalara göre biraz önde tutuyor. Kusuru, zaman zaman laflarının ucunun nereye gittiğini düşünmeden konuşması. Son örneği 'bitaraf olan bertaraf olur' gibi.
Başbakan'ın Diyarbakır'da neler söyleyeceği meselesi benim için ise referandum tartışmalarının çok daha ötesinde bir önem taşıyor. Zira anayasa daha önce defalarca değiştirildi, üstelik bu maddeler (ve diğer birçok madde) bugün olmasa bile yarın değişmek durumunda. Anayasanın bütünüyle yeniden yazılması ve halkoyuna o safhada sunulması, birçok kişinin (en çok da hayırcıların) istediği bir konu. Referandumdan hayır da çıksa, evet de çıksa dünyanın sonu değil, başı olmadığı gibi. Lakin bu vesileyle yeniden gündeme gelen Kürt meselesinin artık hangi aşamada olduğunu herkesin görmesi gerekiyor. Gözlerimiz kapatarak yok farz etmeye çalışmamız, bebeklerin oynadığı 'ce-e' oyununa benziyor. Kürt meselesi yeni ve ciddi bir safhada ve Türkiye için yeni ve sürdürülebilir bir stratejiye ihtiyacımız var; hep birlikte oluşturacağımız ve her aşamasında müdahil olabileceğimiz bir strateji.
Ülkelerin bütünlüklerini silahla, zorlama ve baskıyla koruma dönemleri çoktan geride kaldı. Böyle düşünen, böyle davranan siyasetçiler ülkelerinin bütünlüğünün kaybedilmesine yol açtılar. Artık topraklardan daha çok, o toprağın üzerinde yaşayan insanlar önemli. İnsanları kırarak dökerek bir toprak parçasını savunamazsınız. O toprak parçasının yüzyıllardır sahibi olan insanlara 'çek git' demekle de bu işleri çözemezsiniz. Üzerinde yaşadığımız bu vatan hepimiz için aynı ölçüde kutsal.
Başbakan'ın Diyarbakır mitingi konuşmasında Türkiye hakkındaki düşüncelerini ifade etmesini bekliyorum. Bizim Türkiye'miz nasıl bir yer olmalı? Biz hepimiz ülkemizin gelişimine nasıl katkı yapmalıyız? Bunları konuşmalıyız. Kürt meselesini, referandumun aracı haline getirmektense, referandumu büyük Türkiye'nin aracı haline getirmek daha doğru olmaz mı sizce de?
|
|
1 Eylül 2010 - 09:22:37 |
|
|

Dolar |
|
|
1.502
|
1.512
|
|
Euro |
|
|
1.926 |
1.941 |
|
Sterlin |
|
|
2.310 |
2.350 |
|
Altın |
|
|
60.58 |
61.02 |
|
IMKB |
|
|
59443 |
|
|