|
|
|
|
|
|
Hürriyet |
Ahmet HAKAN |
Ve Hilmi ve Orhan ve İsmet |
|
|
Radikal |
Akif BEKİ |
Beyazların sitesine AK Parti neden giremiyor?
|
|
|
Yeni Şafak |
Ali BAYRAMOĞLU |
Türkiye nereye doğru gidiyor? |
|
|
Zaman |
Ali BULAÇ |
Hiç davet edilmemeliydi |
|
|
Milliyet |
Aslı AYDINTAŞBAŞ |
Naipaul cehaleti ve hassasiyet faşizmi |
|
|
Radikal |
Cüneyt ÖZDEMİR |
Biraz da emretme komutanım!
|
|
|
BUGÜN |
Doğu ERGİL |
Başlarken |
|
|
Sabah |
Emre AKÖZ |
Âleme verir talkını, kendi yutar salkımı |
|
|
Star |
Ergun BABAHAN |
Asker, hizaya gel CHP sen de! |
|
|
Posta |
Mehmet Ali BİRAND |
Yahudi Lobisi sırt dönünce her şey değişti... |
|
|
Star |
Mehmet ALTAN |
İşte budur |
|
|
Millî Gazete |
Mehmet Şevket EYGİ |
Asıl kölelik şehevî çıplaklıktır |
|
|
Zaman |
Mümtaz'er TÜRKÖNE |
Generaller de insandır |
|
|
Bugün |
Nuh GÖNÜLTAŞ |
Ey siyasiler, Twitter tek yönlü iletişim ortamı değildir... |
|
|
Akşam |
Oray EĞİN |
Bir tecavüzcü olarak Hıncal Uluç |
|
|
Yeni Şafak |
Osman ÖZSOY |
Bir rica ve dilerim son defa... |
|
|
Vatan |
Ruşen ÇAKIR |
Erdoğan Lübnan’da niye bu kadar popüler? |
|
|
Yeni Akit |
Serdar ARSEVEN |
“Yandaş medya”dan korkuyor mu?.. |
|
|
| |
|
Nobelli ‘parazit’i ne yapmalı?
Mehveş EVİN [email protected] |
|
Nobelli yazar, “sömürge aydını” V.S. Naipaul’ün Türkiye’ye davet edilmesi tartışması sürüyor. Protestoyu abartılı bulduğumu yazdım. Hilmi Yavuz’dan şık bir cevap geldi
Fikirlerini beğenmediğin, kınadığın, hatta nefret ettiğin bir ismi protesto etmek sivil haktır, evet. Fakat Naipaul’le aynı masada oturup konuşmak, fikirlerinle onu köşeye sıkıştırmak varken bu küstüm çiçeği hareketlerine de hiç gerek yok... Üstelik iş, kişisel bir tepkiden, bazı yayın organlarının gayretiyle boykot, hatta linç kampanyasına dönebilir. V.S Naipaul’e verilen tepkinin aşırıya kaçtığını, hatta aforoza kadar gideceğini dün ‘Müslümanlığa hakaret’ başlıklı yazımda belirttim. Salı günkü muhafazakar basın manşetlerine bakalım: Yeni Şafak gazetesi, V.S. Naipaul tepkisinde her gün çıtayı yükseltiyor. Birinci sayfasına ‘Nobelli parazite aydın öfkesi’ başlığı atılmıştı. Milli Gazete daha da çirkinleşerek meseleyi alenen faşizme döktü: “Gelmesin bu gavur!” Vallahi adamı ellerine geçirseler kıtır kıtır kesecekler! Zaten bu tepkilerden korkup gelmemesi an meselesi.
Hoca’dan mektup var Müslüman aydınları harekete geçmeye çağıran isim ise Zaman gazetesi yazarı, akademisyen, şair Hilmi Yavuz olmuştu... Hilmi Hoca’yı yazımda eleştirdim, fakat kendisi ne kadar zarif biri olduğunu yolladığı e-mail’le (e-mail? Hay sömürgecinin dili!) gösterdi. Yavuz, bugün yayınlanacak yazısını da sağ olsun paylaşmış. ‘Naipaul ve bir kısım Türk entelijensiyası’ yazısından alıntılıyorum: - “Elbette herkes dilediğini düşünmekte özgürdür ve buna kimsenin karışmaya elbette hakkı yoktur. Ben, bir okuryazar olarak görevimi yaptığımı ve Naipaul’un sadece bir İslam düşmanı değil, ama aynı zamanda kolonyalist ve emperyalizm yanlısı bir kimlik olduğunu düşünüyorum ve ben de bu konudaki düşüncelerimi özgürce söyleme hakkına sahip olduğumu sanıyorum.” -“Sevgili hoşgörücü dostlarımın beni de hoşgörmelerini diliyorum, ama bu gerekçe bana fena halde komik görünüyor. Naipaul’la nasıl bir diyaloğa girilecek? Hazret, bu konuda bir diyaloğu kabul edecek mi?”
Yılışık bir oryantalizm -“Bunun bir ‘hoşgörü’ değil, ‘Ressentiment’ olduğunu yazdığım için eleştirenler oldu. Evet, bu tavır, bir ‘Ressentiment’ tavrıdır. Avrupa medeniyeti karşısında ezik, iktidarsız ve çaresiz oluşun, güçlünün karşısındaki aşağılık duygusunun getirdiği, ‘bükemediğin eli öp!’ tavrı! Yılışık bir Oryantalizm!” -“Naipaul, bir turnusol kağıdı. Naipaul, bilinçdışıları, Avrupa medeniyetinin tek ve mafevk medeniyet olduğuyla yapılanmış zihinleri ile -tıpkı ve tastamam onun gibi-, kendi yerli ve madun (subaltern) kimliğinden tiksinen bir kısım Türk entelijensiyası için ‘dialoga girilecek’ ideal bir muhataptır.”
Fikirlerinizi çarpıştırın Tamam... Hilmi Hoca’nın ‘ressentiment’ ve ‘yılışık oryantalizm’ olarak tarif ettiği meselelerin üzerinde düşünmeli, tartışmalıyız. Ne yazık ki bu şık tanımlamalar da linç kampanyasının aracı olmak üzere, itirazım buna... Kaldı ki V.S. Naipaul gelmeden, onun adına düşünüp onun ağzından konuşmanın hiçbir manası olduğunu zannetmiyorum. Yavuz gibi, bu ülkede eşine ender rastlanan entelektüellerin, protesto etmek yerine Naipaul’ün karşısında fikirlerini çarpıştırmasını hâlâ ümit ediyorum... Protesto, isyan, ‘nefret etme hakkı’ vs. diyerek gidilen bu yol, ne yazık ki bazıları tarafından nefret diliyle yazılıyor. O yol, eninde sonunda faşizme çıkıyor.
|
|
|