Emekli Hakim-Avukat İbrahim Serdaroğlu, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK)'da 9 bin kişiye yaklaşan hakim ve savcılardan temsilcinin bulunmamasının, demokratik hukuk devleti açısından büyük bir eksik olduğunu söyledi.
Geçmişti, 40 yıl kürsü hakimliği yaptıktan sonra emekli olan ve Trabzon Barosu'na kayıtlı avukatlık yapan deneyimli hukukçu Serdaroğlu, 12 Eylül'de halkoyuna sunulacak anayasa değişikliği paketindeki yüksek yargı ile ilgili maddelerin, yargının güvenli ve tarafsız işlemesi bakımından büyük yarar sağlayacağı konusunda hiçbir şüphesinin olmadığını belirtti.
12 Eylül'de halkoyuna sunulacak Anayasanın 159. maddesindeki HSYK ile ilgili değişikliğin uzun yıllar ihtiyaç duyulan bir soruna çözüm olacağını ifade eden Serdaroğlu, "Şöyle ki halen HSYK, 3 üyesi Yargıtay Genel Kurulu'ndan, iki üyesi Danıştay Genel Kurulu'ndan seçilen 5 kişi ile Adalet Bakanı ve Müsteşardan oluşan 7 asıl üyeden oluşmaktadır. Hâkim ve savcıların özlük hakları ile ilgili kesin kararlar vermeye yetkili olan bu kurulda 9 bin kişiye yaklaşan hakim ve savcılardan temsilcinin bulunmaması, demokratik hukuk devleti açısından büyük bir eksikliktir. Yapılan değişiklik ile bu eksiklik giderilmiş ve kendi özlük hakları ile ilgili karar vermeye yetkili olan kurulda 7 asıl üyenin birinci sınıf adli yargı hakim ve savcıları arasından, 3 kişi de birinci sınıf idari hakimler arasından olmak üzere toplam 10 yargıcın kurulda yer almış olması gerçekleştirilerek temsilde adalet sağlanmıştır." ifadelerini kullandı.
Serdaroğlu, oyna zamanda halen Adalet Bakanlığı tarafından görevlendirilen ve bakanlık bünyesinde çalışan, hakim ve savcıların özlük hakları ile ilgili çok önemli rapor ve tezkiye vermeye yetkili teftiş kurulunun, yeni düzenleme ile HSYK'ya bağlanmasının da yargı bağımsızlığı adına çok önemli bir kazanım olduğunun altını çizdi.
Yeni anayasa değişikliği ile hakim ve savcıların atamalarında ve atanan hakim ve savcılara yetki verilmesinde etkili olan sekreteryanın Adalet Bakanlığı bünyesinden alındığına vurgu yapan Serdaroğlu, "Bu yetkinin, 12 Eylül'de halkoyuna sunulacak düzenleme ile HSYK'ya bağlanmış olması da yapılan değişikliğin, bir siyasi partinin yargıyı tahakküm altına alma çabası görüşünü çürütür nitelikte olup, aksine yargının siyasi etkiden uzaklaştıran, bağımsızlığını güçlendiren, önemli ve etkili bir düzenlemedir." dedi.
HSYK'nın fonksiyonu ve kuruluş şekli itibari ile yargı mercii değil, idari bir merci olduğunu anlatan Serdaroğlu, şöyle devam etti: "Anayasanın 125. maddesinde belirtilen "idarenin her türlü eylem ve işlemi yargı denetimine tabidir" ana kuralına aykırı olarak, HSYK'nın kararlarının kesin olduğu, yani yargı denetimine tabi olmadığı yolundaki uygulama, uzun yıllardır adalete aykırı olarak telakki edilmiş ve bu düzenlemenin birçok mağduru olmuştur.
Halkoyuna sunulacak anayasa değişikliği ile HSYK'nın hakim ve savcıları meslekten çıkarma cezasının yargı denetimine açılması, hakimlik güvencesini sağlamlaştıran çok yerinde ve önemli bir düzenlemedir. Bu düzenleme ile birlikte hakim ve savcılar görevlerini yaparken, daha bağımsız olacaklar, bir idari işlem ile görevlerinden ihraç edilme endişesi taşımadan Türk milleti adına yargılama faaliyetini daha etkin yürütebileceklerdir. Yapılan bu değişikliklerin yargının güvenli ve tarafsız işlemesi bakımından büyük yarar sağlayacağı konusunda hiçbir şüphem bulunmamaktadır."
Serdaroğlu, referandum aleyhine yapılan siyasi propagandaları da siyasi inatlaşmanın bir sonucu olarak gördüğünü, bunun da memleketin yararı açısından bir fayda getireceğine inanmadığını sözlerine ekledi.
CİHAN
|