|
|
|
'AB Türkiye'siz bir şey yapamaz' |
|
|
|
Mustafa YOLCU Füze kalkanı nedir? |
|
|
|
|
Muharrem Ertaş bozlaklarla anıldı |
|
|
|
Zaman |
Abdülhamit BİLİCİ |
Wikileaks'in AK Parti'ye 4 faydası! |
|
|
Star |
Ahmet KEKEÇ |
Buradan size ekmek çıkmaz |
|
|
Yeni Akit |
Ali İhsan KARAHASANOĞLU |
Bahçeli, niçin dindar subay istemiyor? |
|
|
Akşam |
Burhan AYERİ |
Kefaletimiz geçerliyse |
|
|
Radikal |
Cengiz ÇANDAR |
Osman ile Orhan |
|
|
Akşam |
Çiğdem TOKER |
Dışarıya açılan kapılar |
|
|
Sabah |
Emre AKÖZ |
Vicdanlı Kürt aydına PKK tehdidi: 'Bizi eleştirirsen, ölürsün' |
|
|
Star |
Ergun BABAHAN |
Bayar, CHP darbesinin mağduruydu |
|
|
Bugün |
Erhan BAŞYURT |
WikiLeaks'ten Davutoğlu'na "algıda bozukluk" mesajı |
|
|
Bugün |
Gültekin AVCI |
WikiLeaks'le Ergenekon davasını hançerlemek |
|
|
Yeni Şafak |
Hakan ALBAYRAK |
Arap âlemindeki Türkiye sevgisinin somut bir faydası |
|
|
Star |
İbrahim KİRAS |
Atatürk niye var, İsrail niye yok |
|
|
Haberaktüel |
Mazhar MUTAFOĞLU |
Vatan'ın WikiLeaks saçmalığı |
|
|
Posta |
Mehmet Ali BİRAND |
Wikileaks, Davutoğlu'nu çok rahatlattı... |
|
|
Radikal |
Murat YETKİN |
İsrail'den 'hukuki' değil 'insani' özür kapıda |
|
|
Milli Gazete |
Mustafa ÖZCAN |
Fıkradan gerçeğe |
|
|
Sabah |
Nazlı ILICAK |
Türkiye'deki ve dünyadaki "Sızıntılar" |
|
|
Radikal |
Oral ÇALIŞLAR |
Kürt sorunu ayrıca bir sınıfsal sorun |
|
|
Vatan |
Reha MUHTAR |
Felaket bize insanlığımızı hatırlatır mı?.. |
|
|
Zaman |
Şahin ALPAY |
WikiLeaks ne söylüyor? |
|
|
Milliyet |
Taha AKYOL |
PKK ve İsrail |
|
|
|
|
Alper GÜRKAN |
|
Ayşe Büşra ERKEÇ |
|
Kürşad ATALAR |
|
Sami NOGAY |
|
Emre AKÖZ |
|
|
| |
|
Davutoğlu’nu harcamak
Ardan ZENTÜRK
|
|
Döndüm, baktım tarihin raflarına. Osmanlı, ilk Washington Büyükelçisi Black Bey’i 28 Ağustos 1867 tarihinde atamış. Ama asıl ünlü olanı hemen arkasından gelen Aristaki Bey. 10 yıl görev yapmış. Bu önemli başkentte 10 yıl görev yaparak kendi çapında rekor kıran iki büyükelçimiz var: Mehmet Münir Ertegün ve Şükrü Elekdağ.
Elekdağ görevi 1979’da almış, 1989’de bırakmış. Yani, 12 Eylül 1980 darbesi döneminin tamamında “stratejik ortak” Amerika’nın başkentinde görevli!.. Şimdi CHP milletvekili.
1924 doğumlu Şükrü Elekdağ’dan 3 yaş küçük İlter Türkmen’in de çok parlak bir hariciye kariyeri var. En önemli özelliği, 12 Eylül darbesi sonrasında kurulan Bülend Ulusu kabinesinde dışişleri bakanı sıfatıyla yer alması...
Yani... İlter Türkmen, bir askeri darbenin uluslararası camiada meşruiyeti için çaba harcarken, kuşkusuz, en büyük desteği dönemin Washington büyükelçisi Elekdağ’dan almış.
Bu iki ismin, Cüneyt Özdemir’in CNN-Türk’teki programında Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nu tartışmasını izlemek hayli ilginçti: Elekdağ, sıradan bir Amerikan büyükelçilik raporuna dayanarak, Amerika’nın Davutoğlu’nu “tehlikeli” bulduğunu belirterek, Türk dışişlerinin bu bakanla daha fazla yürümemesi gerektiğini savundu! Türkmen ise “Amerikalı bir büyükelçi böyle söyledi diye kendi dışişleri bakanımı mı harcayacağım” diyerek müdahalede bulundu.
Elekdağ’ın 10 yıl boyunca kaldığı Washington’da Türkiye’nin çıkarlarını da hangi pencereden bakarak savunduğunu üç aşağı-beş yukarı anlamış olduk. Belli ki, Soğuk Savaş yıllarının önce Amerika haklıdır, sonra kendimize bakarız diyen mantığı ortadaydı.
Hedefteki adam: Davutoğlu
Aslında Elekdağ’ın yaklaşımıyla, “Washington’un nabzını taşıyorum” diyerek fırtınalar kopartan Mehmet Ali Birand’ın yaklaşımı arasında büyük bir fark yok: Her ikisi de, güçlü lobilerin seslerini dinleyip, aktarıyor. Birand’ın “Amerika, Davutoğlu’nun politikaları nedeniyle Türkiye’yi silmiş!” iddiasıyla, “Hemen dışişleri bakanını değiştirelim” diyen Elekdağ mantığının arasında bir fark yok.
WikiLeaks belgelerinin ortaya koyduğu gerçek, İsrail, Washington’daki Yahudi lobisi, Cumhuriyetçi Parti bünyesindeki neo-conlar, Pentagon’daki şahinler ve Amerikan savaş lobisinin Davutoğlu’nu “tehlikeli” buldukları yönünde.
Berbat bir koalisyon bu, ve ne yazık ki, Türkiye’nin içinden önemli yandaşlar da bulabiliyor!..
Ortadoğu’nun sert iklimi
Eğer bu ülkenin dışişleri bakanı emperyal bir devletin sızan tüm belgelerinde endişe kaynağı olarak görülüyorsa, bu, doğru yolda olduğunu gösteren en önemli delildir.
Ortaya çıkanlara bakar mısınız...
Suudi Arabistan ve Körfez ülkeleri başta önde gelen tüm Arap ülkeleri, Amerika’ya İran’ı vurması için baskı yapmış...
Meğer İsrail’in, pek çok Arap rejimi ile perde arkası harika ilişkileri varmış...
İsrail, Gazze saldırısı öncesinde Mısır ve El-Fetih’e “gelin bu işi beraber yapalım” mesajı iletmiş, onlar katılmamış ama saldırının olacağını da kimseye söylememişler...
Böyle bir zeminde Türkiye’nin ortaya özü-sözü bir devlet olarak çıkması anlamlıdır. Demek bu ülkenin diplomasisi, kapalı kapılar ardında ne konuşuyorsa, dışarıda da onu konuşuyor. Bu diplomatik stratejinin barış hedefli olması ise Türkiye’yi savaş yanlılarının gözünde tehlikeli noktaya sürüklüyor.
WikiLeaks’in ortalığı karıştıran toz-dumanından Türkiye’nin hissesine düşen budur ve iyidir.
Tahran’daki ‘terörist’ kim?
İran’ın başkentinin orta yeri... İki nükleer fizikçi bombalı saldırıya uğruyor, biri ölüyor, diğeri ağır yaralı. Bu yılın başında yine Tahran’da bir nükleer fizikçi daha öldürülmüştü! Yani, birileri bir ülkenin önde gelen beyinlerini öldürmeye başlamış durumda. Aynı iş, bir başka ülkenin, mesela İsrail’in başına gelse, dünya medyasında ne tür yorumlar ile karşılaşırdık? İranlı bilim adamının belli ki canı ucuz... Onları öldüren teröristler ise gölgeler içinde, kolay saklanıyor. WikiLeaks bu işle de ilgilense?..
|
|
|