|
|
|
|
|
|
|
Hürriyet |
Ahmet HAKAN
|
Ve Hilmi ve Orhan ve İsmet
|
|
|
Radikal |
Akif BEKİ
|
Beyazların sitesine AK Parti neden giremiyor?
|
|
|
Yeni Şafak |
Ali BAYRAMOĞLU
|
Türkiye nereye doğru gidiyor?
|
|
|
Zaman |
Ali BULAÇ
|
Hiç davet edilmemeliydi
|
|
|
Milliyet |
Aslı AYDINTAŞBAŞ
|
Naipaul cehaleti ve hassasiyet faşizmi
|
|
|
Radikal |
Cüneyt ÖZDEMİR
|
Biraz da emretme komutanım!
|
|
|
BUGÜN |
Doğu ERGİL
|
Başlarken
|
|
|
Sabah |
Emre AKÖZ
|
Âleme verir talkını, kendi yutar salkımı
|
|
|
Star |
Ergun BABAHAN
|
Asker, hizaya gel CHP sen de!
|
|
|
Posta |
Mehmet Ali BİRAND
|
Yahudi Lobisi sırt dönünce her şey değişti...
|
|
|
Star |
Mehmet ALTAN
|
İşte budur
|
|
|
Millî Gazete |
Mehmet Şevket EYGİ
|
Asıl kölelik şehevî çıplaklıktır
|
|
|
Zaman |
Mümtaz'er TÜRKÖNE
|
Generaller de insandır
|
|
|
Bugün |
Nuh GÖNÜLTAŞ
|
Ey siyasiler, Twitter tek yönlü iletişim ortamı değildir...
|
|
|
Akşam |
Oray EĞİN
|
Bir tecavüzcü olarak Hıncal Uluç
|
|
|
Yeni Şafak |
Osman ÖZSOY
|
Bir rica ve dilerim son defa...
|
|
|
Vatan |
Ruşen ÇAKIR
|
Erdoğan Lübnan’da niye bu kadar popüler?
|
|
|
Yeni Akit |
Serdar ARSEVEN
|
“Yandaş medya”dan korkuyor mu?..
|
|
|
|
|
|
AKP’nin “Tabuları Yıkma Gecesi”nde “Kadınların Aldatma Özgürlüğü”
Ayşe Büşra ERKEÇ
[email protected] |
|
Geçtiğimiz Cuma akşamı “tabunu da al gel” başlığı adı altında AKP Gençlik Kollarının katıldığı bir panel ve ardından da mini bir konserin yer aldığı bir etkinlik için davet aldım. Davet, Beyoğlu’nun eğlence, parti ve konser mekânı Ghetto’daydı. Panelin moderatörlüğünü Okan Bayülgen’in yönettiği sesli ve gürültülü bir ortamda, önce tabuların yıkılmasından yola çıkmayı empoze etmeye çalışan gazeteci yazarlar sahneye çıktı.
Ahu Özyurt, Radikal ve Penguen’de köşe ve mizah yazarlığı yapan penguen yazar Kaan Sezyum, komşusundan ve ayakkabılardan örnek verdiği alakasız konuşmasında, dejenere olan bir yaklaşımla “Tabunu da al gel yerine” farklı bir izlenim vermeye çalışarak -aslında beceremeyerek- “tabunu da al gelme” izlenimini vermesi ilk kararımı vermeme neden oldu.
Neden mi? Önce insanlara saygı duymayı öğrenmesi gereken bir izlenim yaratmasından ve komik olmaya çalışarak aslında kendini ve dünya görüşünü nasıl trajediye dönüştürmesinden bu kanıya sahip oldum. Bunu bilinçli yapmadı muhakkak, fakat komik olmaya çalışmak insanın beyin devrelerini zıplatıyor olmalı ki; dünya lideri Necmeddin Erbakan’nın sahneye tekerlekli sandalyede çıkmasını kendine mizah konusu olarak seçme bahtsızlığı ile hala tabularının da, ön yargılarının da mıh gibi beynin de çakılı olması bunun en büyük örneğiydi.
Orada tabu yerine nasıl çatışabiliriz ve nasıl savaşıp kim kimi önce yer konuşması yer aldı. Aslında geceyi tertip eden Hollanda başkonsolosluğu ve AKP gençlik kollarıydı. Sadece gülüyorum, neden mi, Hollanda gibi bir memleketin “tabu” ve “tabunu at” gibi bir konudan yola çıkarak bunu İstanbul’da ve bir gece kulübünde düzenlenmesi hiç masumane gelmedi bana. Nedenini ise gecenin sonunda anladım…
İlk kez bir eğlence mekânına girmemin şokunu hemen attım. Tek başörtülü davetli bendim, farkımdan gurur duyarak, gençlerin karşılıklı konuşmalarını umutla dinledim. Fakat hayal kırıklığı ve içsel bir üzüntü ile baş başa kaldım. Ortada ne bir fikir esintisi nede çözüm arayışı vardı. Kadehlerindeki içkilerini yudumlayan gençlere konuşmacı olarak gelen Sezyum’un sahneye viski istemesi onlara önayak mı oldu, yoksa zaten gençlik bu kirliliğe zaten aşina mıydı orasını varın siz tahayyül edin artık.
Kulaklarımda sadece Okan Bayülgen’in şu sözleri kaldı. “Tabunu da at gel, tabutunu da at gel… ve vs…”
Akp’li Pınar Aksayan ve diğerleri. Beni şaşırtmadılar. Fakat ferasetli bir yol arayışına girerlerse ve biraz bu işe, “ne yapabiliriz ve nasıl ÖZÜMÜZE DÖNERİZ? “ diye düşünürlerse başarılı olacaklarına inanıyorum. Bu gençler benim ülkemin pırıl pırıl gençleri, okuyan, yurdunu seven ve özüne sahip çıkmayı kendilerine şiar edinen gençler olduklarını ümit ediyorum. Yüreğim yana yana ümit ediyorum…
Hollanda Başkonsolosu Onno Kervers’e, Ghetto’da panel düzenleme fikrinin nereden çıktığı sorulunca verdiği cevap bu tip tartışmaların hep üniversitelerde, ciddi ortamlarda yapıldığını... Fakat daha özgürlükçü ve eğlenceli bir ortamda ifade özgürlüğünü gündeme getirmek istediklerini söylemesi, “İfade özgürlüğü sadece Türkiye’de değil, dünyanın her yerinde, benim ülkemde de tartışmalı bir mesele” diyerek... hem cinslerin istedikleri gibi “evlilik müessesesinde” bir araya gelebilen Hollanda’da, aslında tabu dediğimiz ahlaki bir takım kurallarında ön yargı gibi gösterilmesi hayli dikkat çekici bir durum değil mi?
Hayal kırıklığım devam ediyordu. Panel sonrasında Babazula müzik grubunun konser verileceği anonsu yapılmıştı. Hayli geç olmuştu ama bu şekilde orayı bırakıp gidemezdim. Beklemeye ve konseri de izleyip sonra dağılmaya karar verdik.
Babazula sahneye çıktı… Dansözler AKP’li gençlere müzik ve göbek dansıyla açılış yaptı ve gurubun başı diye tahmin ettiğim bir bey, şarkı arasında şu sözleri sarf etti… “Ak parti büyük bir başarı gösterip zinayı suç olmaktan çıkardı. Fakat bir ara bu kararından geri dönmeye niyet etti ve biz de “sevişin” şarkısını yaptık, geri dönmedi kararından ve zina hala suç değil. Bu bir başarı gerçekten, çünkü kadınlara ALDATMA ÖZGÜRLÜĞÜNÜ VERDİ…”
Annem o gece o konuşmayı dinliyor olsaydı eminim “ al bir kaya, nerene dayarsan daya” sözüyle karşılık verirdi… Fakat bu kayayı neremize dayarsak dayayalım altında kalıp ezilip yok olacağımız bir gerçekti.
Ne demek, kadınlara aldatma özgürlüğü? Aldatmak ne zamandan beri ruhi bir hastalık ve maraz olmaktan çıkıp özgürlük kisvesine büründü? Ve çığlık çığlığa bu söze alkış tutan, dans edip kadeh kaldıran gençlerin mukabelesi de cabası…
Tüylerim diken diken olmuştu, ahlaki değerlerimizin dejenere olduğu muhakkak fakat gerçeğin tokat gibi suratımda patlaması, hala suratımda iz halinde ve her aynaya baktığımda anlam veremediğim o tuhaf ifade beni kahretmeye devam ediyor…
Son olarak eşimin jestine engel olmak istemedim, bizim için önemli olan bir şarkısı vardı Babazula’nın, Bir sana bir de bana şarkısı… Sahneye gitti ve bu şarkıyı okumalarını rica etti… Verilen cevap aynen şuydu, “ Bu gece tabuların yıkılması ve yok edilmesi gecesi, aşk gecesi değil, o bir aşk şarkısı dışarıda her yerde aşk kokusu var zaten, biz tabularınızı yıkmaya geldik!” artık daha fazla o havayı soluyamazdık… Apar topar dışarı attık kendimizi.
Evet, o gece tabuları yıkma gecesiydi, tabu neydi: ahlaksızlık, düzensizlik, lezbiyenlik ve homoluğun rahatça yaşanamaması; ahlak, ar, namus gibi kavramlara bağlı kalmaksızın hayvan gibi canının her istediği kişiyle alenen sevişilememesi mi?
Bunu Babazula’nın sahneye çıkardığı dansözlerin şarkı söyleyen kızla adeta sevişircesine dans etmesinden anlamam gerekiyordu?
Benim ülkemin gençliği bu hale mi gelecekti? Nerede bir nidasıyla ülkeler fetheden ve Fatihler doğuran gençlik?
|
|
15 Kasım 2010 - 02:31:54 |
|
|
Dolar |
|
|
1.465
|
1.475
|
|
Euro |
|
|
1.959 |
1.974 |
|
Sterlin |
|
|
2.306 |
2.350 |
|
Altın |
|
|
64.69 |
65.24 |
|
IMKB |
|
|
67148 |
|
|