|
|
|
|
|
|
|
Hürriyet |
Ahmet HAKAN
|
Ve Hilmi ve Orhan ve İsmet
|
|
|
Radikal |
Akif BEKİ
|
Beyazların sitesine AK Parti neden giremiyor?
|
|
|
Yeni Şafak |
Ali BAYRAMOĞLU
|
Türkiye nereye doğru gidiyor?
|
|
|
Zaman |
Ali BULAÇ
|
Hiç davet edilmemeliydi
|
|
|
Milliyet |
Aslı AYDINTAŞBAŞ
|
Naipaul cehaleti ve hassasiyet faşizmi
|
|
|
Radikal |
Cüneyt ÖZDEMİR
|
Biraz da emretme komutanım!
|
|
|
BUGÜN |
Doğu ERGİL
|
Başlarken
|
|
|
Sabah |
Emre AKÖZ
|
Âleme verir talkını, kendi yutar salkımı
|
|
|
Star |
Ergun BABAHAN
|
Asker, hizaya gel CHP sen de!
|
|
|
Posta |
Mehmet Ali BİRAND
|
Yahudi Lobisi sırt dönünce her şey değişti...
|
|
|
Star |
Mehmet ALTAN
|
İşte budur
|
|
|
Millî Gazete |
Mehmet Şevket EYGİ
|
Asıl kölelik şehevî çıplaklıktır
|
|
|
Zaman |
Mümtaz'er TÜRKÖNE
|
Generaller de insandır
|
|
|
Bugün |
Nuh GÖNÜLTAŞ
|
Ey siyasiler, Twitter tek yönlü iletişim ortamı değildir...
|
|
|
Akşam |
Oray EĞİN
|
Bir tecavüzcü olarak Hıncal Uluç
|
|
|
Yeni Şafak |
Osman ÖZSOY
|
Bir rica ve dilerim son defa...
|
|
|
Vatan |
Ruşen ÇAKIR
|
Erdoğan Lübnan’da niye bu kadar popüler?
|
|
|
Yeni Akit |
Serdar ARSEVEN
|
“Yandaş medya”dan korkuyor mu?..
|
|
|
|
|
|
İhsan Eliaçık ve mühendislik üzerine…
Zeynep BOZBOĞA
[email protected] |
|
Psikoloji ve sosyoloji elle tutulmayan gözle görülmeyen kavramlar olduğundan genelde ihmal edilir. Sanılır ki daha somut kavramlara olan yöneliş toplumları daha sağlıklı kılar. Hâlbuki meselenin hastalıklı yanı soyut dünyadan uzaklaşıp somut dünyaya yaklaştıkça arazlarını bir bir ortaya döker. İkisinin denge içerisinde devam edebilmesi adına pak fazla çabaya girilmez zira ikisini bir arada yürütebilmek ekstra çaba gerektirir.
Geçmişe dönerek bu günümüzü okumaya çalıştığımız da görüyoruz ki, cumhuriyet ile birlikte ağırlığı artan somut gerçekliklere verdiğimiz değer sayesinde mühendislik ülkesi olmayı becerebilmiş olmamıza, hiçbir ülkede olmayan insan kaynağına sahip olmamıza rağmen kendi markasını üretemeyen, hazır olanda süreklilik sağlayan bir ülke olmuşuz. Üniversite sınavlarında ilk yüz arasında olanların yarısından fazlası mühendisliği tercih ediyor, hâlbuki dünya da başarılı olan öğrenciler sosyal bilimleri de tercih etmekte sakınca görmüyor.
Çünkü dünya sosyal bilimlerde okumuş gençler ile mühendislere ortak çalışmalar yapabilecekleri zemini oluşturuyor. Gençler hem istedikleri bölümleri okumanın hazzını yaşayıp, hem de iyi para kazanıp umdukları statüye erişebilmenin hayalini kurabiliyor. Bizde ise somut olmayan hiçbir olaydan yeteri kadar verim alınmadığı için başarı oranı yüksek olan her genç ruhuna uygun olmasa da mühendis olup çıkıyor.
Sanatsız, soğuk, zombi kıvamında mühendisler dünyasından din de nasipsiz kalmıyor elbet. Din bilginlerimizin genelinin kafası mühendis mantığıyla işlemekte, geriye kalan ve mühendis kafasına sahip olmayan sıradan öğretmen mantığında. Soyut olanla bağları kuvvetli olanlar ise dinin gerekliliklerinin hepsini teferruat olarak görme potansiyeli yüksek savuşturmacı bir zihniyetin bekçiliğini yapıyor. Ve bizler gibi din de bilginleşememiş insancıklar ise bu iki ucu çoklu denklemi ne tutabiliyor ne de çözebiliyor.
Dini somut verilerden ibaret sayan din bilginleri içinden ihlâsı boşaltılmış bir din pazarlıyorlar bize, dinin soyut yanlarına ağırlık veren din bilginleri sayesinde ise tam tersi rasyonelliği yok edilmiş bir dinle boğuşmak zorunda bırakılıyoruz.
En son İhsan Eliaçık’ın TV de yaptığı konuşma benim yukarıda anlatmaya çabaladığım yargımı inanılmaz oranda perçinledi. Hep düşündüğüm şey, ne kadar düşüncesiz din bilginlerine sahip olduğumuzdu, sağ olsun İhsan hoca bu düşünceme tüy dikti.
Ben dini konularda ahkâm kesebilecek donanıma sahip biri değilim elbette, tüm bildiklerimi bir yana koyup bilmediklerimle boy ölçüştürdüğümde bildiklerim devede kulak kalıyor. Ama deve sahiplerinin de develerinin kulağı hep noksan. Resmin bütününe bakınca bu eksikliği görmemek imkân dâhilin de değil.
Bu sebeple biz inananların en kısa vakitte din konusunda somut ile soyut arasında sağlam bağ kurmayı becerebilen düşünürlere ihtiyacımız var. Ya da susmayı becerebilenlere. Yoksa yakın bir tarihte ben de kendi dini manifestomu yayınlayıp karmaşaya renk katmak niyetindeyim.
Mesela şöyle bir manifesto olabilir; Başımızı açıp göğüslerimizi kapatalım, koyun kurban etmeyi bırakıp, tavuğa yönelelim, Hac farzı kaldırılsın yerine dünyayı dolaşmayı zorunlu kılan bir farz gelsin. Fitre ramazandan alınıp Şevval’e devir edilsin ve en önemlisi Namaz günde bir vakte düşürülsün…
Bu manifesto şimdiden gözüme hoş görünmeye başladı bile!
|
|
14 Kasım 2010 - 08:31:13 |
|
|
Dolar |
|
|
1.465
|
1.475
|
|
Euro |
|
|
1.959 |
1.974 |
|
Sterlin |
|
|
2.306 |
2.350 |
|
Altın |
|
|
64.69 |
65.24 |
|
IMKB |
|
|
67148 |
|
|