|
|
|
|
|
|
|
Hürriyet |
Ahmet HAKAN
|
Ve Hilmi ve Orhan ve İsmet
|
|
|
Radikal |
Akif BEKİ
|
Beyazların sitesine AK Parti neden giremiyor?
|
|
|
Yeni Şafak |
Ali BAYRAMOĞLU
|
Türkiye nereye doğru gidiyor?
|
|
|
Zaman |
Ali BULAÇ
|
Hiç davet edilmemeliydi
|
|
|
Milliyet |
Aslı AYDINTAŞBAŞ
|
Naipaul cehaleti ve hassasiyet faşizmi
|
|
|
Radikal |
Cüneyt ÖZDEMİR
|
Biraz da emretme komutanım!
|
|
|
BUGÜN |
Doğu ERGİL
|
Başlarken
|
|
|
Sabah |
Emre AKÖZ
|
Âleme verir talkını, kendi yutar salkımı
|
|
|
Star |
Ergun BABAHAN
|
Asker, hizaya gel CHP sen de!
|
|
|
Posta |
Mehmet Ali BİRAND
|
Yahudi Lobisi sırt dönünce her şey değişti...
|
|
|
Star |
Mehmet ALTAN
|
İşte budur
|
|
|
Millî Gazete |
Mehmet Şevket EYGİ
|
Asıl kölelik şehevî çıplaklıktır
|
|
|
Zaman |
Mümtaz'er TÜRKÖNE
|
Generaller de insandır
|
|
|
Bugün |
Nuh GÖNÜLTAŞ
|
Ey siyasiler, Twitter tek yönlü iletişim ortamı değildir...
|
|
|
Akşam |
Oray EĞİN
|
Bir tecavüzcü olarak Hıncal Uluç
|
|
|
Yeni Şafak |
Osman ÖZSOY
|
Bir rica ve dilerim son defa...
|
|
|
Vatan |
Ruşen ÇAKIR
|
Erdoğan Lübnan’da niye bu kadar popüler?
|
|
|
Yeni Akit |
Serdar ARSEVEN
|
“Yandaş medya”dan korkuyor mu?..
|
|
|
|
|
|
“Sol elim, acemi elim, zavallı elim...”
Alper GÜRKAN
[email protected] |
|
Numan Kurtulmuş ve HAS Parti, solcu mu?
Ciddi ciddi düşünülen ve Taha Akyol, Ruşen Çakır gibi kıymetli yazarlarca tartışılan bir konu bu...
Yoksa “aykırı hanım-kızımız(!)” Esra Elönü'ne yapılan anaşistlik yakıştırması gibi bir laf ebeliği mi var ortada?
Sol neydi sahi geçmişte, şimdi ne oldu?
Kılıçdaroğlu'na “solcu değil” dedik, Kurtulmuş'a “sol söylemi” yakıştırdık, CHP Sosyalist Enternasyonal'e entegre olamadı, AKP'nin sosyal yardımları sol politikaya örnek gösterildi...
Acaba, İdris Küçükömer'in 60'larda dediği gibi Türkiye'de sağ ve sol yer mi değiştirmiş durumda? Yoksa mesele ideolojilerin basit birer tasnifle etiketlenemeyeceği çağımızın durumuyla mı ilgili?
Biraz kurcalayalım...
* * *
Türkiye'de kitleler sola olan ilgilerini sosyal demokrasiye gösterdikleri için sol siyasetin içinde yer alan sosyalistleri, komünistleri, anarşistleri, anarko-kapitalistleri, sol-liberalleri, feministleri... bir yana koyalım. (TKP, ÖDP vs. oy oranları ortada!)
Tarihsel anlamda Türkiye için sol, Orhan Veli'nin “Sol Elim” şiirindeki gibi acemi ve zavallıdır. Uzun süre bir “hayalet gibi” dolaşmıştır; belirsiz ve ucu açık kalmıştır. 1965 seçimlerinde İnönü'nün CHP için “ortanın solu” tasnifini yapmasıysa ortalığı iyice bulandırmıştır...
Çünkü o dönemde -ve aslında sonrasında da- sola sahip çıkanlar marksizmin diyalektiğiyle meşgul olmadan sadece materyalizmiyle (maddeciliğiyle) ilgilenen, Sovyet hayranlarıydı. Ya da 27 Mayıs heveslisi, MDD (Milli Demokratik Devrim) grubu gibi “askeri darbeyle kurulacak sosyalist rejim” hayalperestleriydi. Bu yönden Türkiye solu, 68 hareketleriyle kitlelere seslenebildi ilk olarak. Ki bunun tesiriyle 70'lerde Ecevit'le birlikte “sosyal demokrasi” kavramı da siyasal hayatımıza dahil oldu...
CHP'nin sahiplenir göründüğü bu sosyal demokrasi; bir anlamda komünist ve kapitalist sistem tasavvurlarının uzlaştırılması temeline dayandırılmaktadır. Yani toplumun eşitlik, adalet ve özgürlük beklentilerine, “devrim”le falan uğraşmadan demokratik yollar içinde bir çözüm arayışı önerir...
Bugün bu topraklarda CHP'nin böyle bir dava güttüğünü ileri sürmek pek mümkün görünmüyor! Sivil siyasete, demokratik kurumsallaşmaya, etnik ve kişisel hak-özgürlüklere, insan-merkezciliğe vs. karşı duruşu malûm olan bir siyaset üretmekteler...
* * *
CHP'nin sol olmaması diğer eğilimleri “görece” sol kılar mı?
Elbette ki hayır!
AKP'nin sosyal yardımları ya da Kurtulmuş'la hareket ettiği söylenen Bekaroğlu ve Eliaçık'ın ilginç fikirlerini sol siyasetle de tanımlamak bana göre uçuk bir yaklaşım olur.
Örneğin AKP...
Sosyal devlet anlayışını ne kadar ileri taşırsa taşısın, eşitlik ve özgürlükler konusunda ne kadar ileri adımlar atarsa atsın, sivil siyaseti önemseyip ne kadar öne çıkarırsa çıkarırsın... neo-liberal ekonomi politikalarını hayata geçirme konusunda gösterdiği azimle niyetini belli ediyor: Bu niyetin ana öğesinin sol değerler olmadığı, bilakis liberal değerler olduğu gün gibi ortada. Bu yüzden Başbakan'ın vurguları “emek”e değil, sermayeye; “istihdam”a değil büyümeyedir...
Kurtulmuş ve arkadaşlarınınsa, “sağcı, solcu, liberal, muhafazakar değiliz” çıkışıyla her etiketi reddeden “naif” bir çaba içinde oldukları gözleniyor... Kabul etsek de etmesek de bugünkü dünya düzeni içinde ekonomi ve toplum kavramları bir arada kullanılıyorsa bir “ideoloji”nin ağırlığı her zaman zorunludur...
* * *
Elbette Erdoğan da Kurtulmuş da “solcu değiliz” diye üzülecek değiller...
Hem AKP'nin hem de HAS Parti'nin hala “umut” vaadeden siyasal arayışlar içinde oldukları aşikar... Bunun yolunuysa -Özal'ın çizgisinde- farklı eğilimleri izleyerek deniyorlar. Ki SSCB'nin dağılmasıyla oluşan kutupsuz dünyada popülizm ve karma siyaset anlayışı için, “ideolojileri bitirdi” diyemesek de sağ ve sol kavramlarıyla sınırlandırılamayacak bir genişleme doğurduklarını söyleyebiliriz...
Bu yönden muhafazakar kimliklerin ilerici, sosyal demokratlarınsa statükocu bir konumlanış seçmiş olmaları, Küçükömer'i “kısmen” haklı kılıyorsa da bana asıl olarak Orhan Veli'yi hatırlatıyor...
Ve muhafazakarların, kapitalist sistemi anlayıp “oku”maya/eleştirmeye başlamaları, başlı başına bir aydınlanma olarak görünüyor...
Not: Şaban Abak yönetimindeki “Diriliş Okumaları,” Kurtuba Kitap-Cafe (Ankara)'da başladı, bilginize...
|
|
13 Kasım 2010 - 11:19:44 |
|
|
Dolar |
|
|
1.465
|
1.475
|
|
Euro |
|
|
1.959 |
1.974 |
|
Sterlin |
|
|
2.306 |
2.350 |
|
Altın |
|
|
64.69 |
65.24 |
|
IMKB |
|
|
67148 |
|
|