|
|
|
|
|
|
|
Hürriyet |
Ahmet HAKAN
|
Ve Hilmi ve Orhan ve İsmet
|
|
|
Radikal |
Akif BEKİ
|
Beyazların sitesine AK Parti neden giremiyor?
|
|
|
Yeni Şafak |
Ali BAYRAMOĞLU
|
Türkiye nereye doğru gidiyor?
|
|
|
Zaman |
Ali BULAÇ
|
Hiç davet edilmemeliydi
|
|
|
Milliyet |
Aslı AYDINTAŞBAŞ
|
Naipaul cehaleti ve hassasiyet faşizmi
|
|
|
Radikal |
Cüneyt ÖZDEMİR
|
Biraz da emretme komutanım!
|
|
|
BUGÜN |
Doğu ERGİL
|
Başlarken
|
|
|
Sabah |
Emre AKÖZ
|
Âleme verir talkını, kendi yutar salkımı
|
|
|
Star |
Ergun BABAHAN
|
Asker, hizaya gel CHP sen de!
|
|
|
Posta |
Mehmet Ali BİRAND
|
Yahudi Lobisi sırt dönünce her şey değişti...
|
|
|
Star |
Mehmet ALTAN
|
İşte budur
|
|
|
Millî Gazete |
Mehmet Şevket EYGİ
|
Asıl kölelik şehevî çıplaklıktır
|
|
|
Zaman |
Mümtaz'er TÜRKÖNE
|
Generaller de insandır
|
|
|
Bugün |
Nuh GÖNÜLTAŞ
|
Ey siyasiler, Twitter tek yönlü iletişim ortamı değildir...
|
|
|
Akşam |
Oray EĞİN
|
Bir tecavüzcü olarak Hıncal Uluç
|
|
|
Yeni Şafak |
Osman ÖZSOY
|
Bir rica ve dilerim son defa...
|
|
|
Vatan |
Ruşen ÇAKIR
|
Erdoğan Lübnan’da niye bu kadar popüler?
|
|
|
Yeni Akit |
Serdar ARSEVEN
|
“Yandaş medya”dan korkuyor mu?..
|
|
|
|
|
|
Vahşi kapitalizm mi, vahşi dindarlık mı?
Güngör KIZILBAĞ
[email protected] |
|
Modernitenin insan ve özgürlük algısının tarihsel süreç içerisinde süzülerek sonuçlarının daha net gözlemlenebildiği bir zaman diliminde yaşamaktayız. Tarihin derinlikleri içerisinde modernite ve onun algıları pek yeni sayılır. 15. Yüzyılın 2. yarısını baz alırsak, 500 yıllık bir sürecin sonuçlarından bahsediyoruz demektir. Hakkında binlerce cilt eserin yazıldığı, ilk dönemlerde kutsanarak adeta mucizeler dünyasından kotarılmış zenginlikler ve keşifler olarak değerlendirilen Rönesans düşünceleri ve reform hareketleri ile aydınlanma ve sanayileşmenin meyvelerini devşirdiğimiz bir dünyanın kıyısında ya da tam ortasındayız. Avrupa burjuvazisinin destek ve teşvikiyle, pek çok düşünür ve filozofun, büyük bir aşk ve şevkle şekillendirdiği modernite, artık muhayyel bir olgu değil mücessem, somut bir gerçeklik olarak tüm kütlesel ağırlığıyla kafatasımızın üzerinde öylece durmaktadır.
2. Dünya savaşı sonrasına kadar esaslı bir sorgulamaya tabi tutulmayan modern algı, en önemli kırılmaları bu zamandan sonra yaşamaya başlamıştır denebilir. Aslında eski metinlerin yeniden keşfi olarak başlayan Rönesans düşüncesi, zamanla sanki hiçbir köke dayanmayan yepyeni bir dünya algısının mucidi olarak değerlendiriliyorken, Rönesansın sevimli çocuğu modernitenin, nasıl bir canavarı içerisinde beslediği ortaya çıkmış oldu. İnsanlığı kurtarıcılardan kurtaracağı ve gerçek bir özgürlüğe ulaştıracağı iddiasıyla ortaçağ karanlığına! savaş açan modernitenin; muhayyilesi, büyük tahkiyeleri, söylemleri, kavram haritası, olguları, algıları ancak 20. Yüzyılın ikinci yarısında sorgulanmaya başlanmıştır.
15, 16, 17 ve 18. Yüzyılları boyunca kilise ve yeni anlayış hep çatışıp durdu. Yeni sanat, felsefe ve bilimsel düşüncelere karşı Katolik kilisesinin daha sonra aynı şekilde Protestan kilisesinin tepkisi hep öldürme, hapsetme ve sürgün şeklindeydi. Kilisenin; çeteler, serseriler ve dilenciler için uyguladığı kırbaç, saç kesimi ve tomruk gibi cezaları bilim adamları ve düşünürlerden esirgemesi Engizisyonun anatomi kitaplarını yakması, bazı kitaplara 250 yıllık yasaklar getirmesi, her türlü düşünsel açılımı şeytani olarak görüp, yasakçı bir duruş sergilemesi pozitivizist, ateist, hedonist, bilim tapıcılığı ve seküler yaklaşımların sistemleşerek gelişmesine büyük katkı sunmuştur. Kilisenin kendi deyimiyle sapkınlara; Heretiklere, Yahudilere, sodomilere ve cadılara karşı uygulanan papalık terörü modern terörden geri midir? Mutlak monarşiyi savunan özgürlükçü! Luther’in yeni düşünceye ve felsefeye bakışını özetleyen “akıl şeytanın fahişesidir” sözü, tanrıyla insan arasındaki arabulucuları reddeden bir insana yakışabiliyordu? Yenilikçi ve reformcu Luther; Cadılığın gerçek olduğuna dair hiçbir şüphe duymuyor, cadıları aforoz ediyor, cin çarpmış olduğunu düşündüğü geri zekalı bir çocuk gördüğünde ya da bir kocakarının acımadan ve kanuni incelikler göz önüne alınmadan boğdurulmalarını ya da yakılmalarını önerebiliyordu. Aynı suçu, diğer Protestanlarda mesela, Calvinistler de acımasızca işlediler. 1515-1590 yılları arasında cadılık suçlamasıyla yakılan insanların sayısı on binlerle ifade ediliyor. Leonardo, büyüye inanmanın ahmaklığını vurgularken, cadılık hurafesine karşı zekice bir çıkış yaparak, Cadılığın Keşfi adlı eserini yazan Reginald Scot, I. James’in emriyle yakıldı. Luthercilerin ve Calvinistlerin, Protestan sosyalist mezheplerden birisi olan Anabatistler başta olmak üzere, diğer Protestan gruplara karşı barbarlıkları, Luther’in halkı ve köylüleri aşağılayan ifadeleri ise metinlerde yazılı olarak durmaktadır. Reform’a paralel olarak, ondan daha derin ve kalıcı sonuçlara yol açan bir de ekonomik devrim gerçeklemekteydi. Ticaretin yeni hükümdarları ise, bir yandan kiliseyi yağmalarken, bir yandan da Protestanlık maskesi ardına gizlenmeye çoktan beri hazırdı. Yeni şirketler loncaların yerini alıyor, hatta bazı şirketler tüm meslek erbabıyla birlikte loncaları bile satın alabiliyordu. Burjuvazinin uzun süreden beri hazırlığını yaptığı yeni dünya sistemi gerçekleşiyordu. Bütün yasalar, kanun ve özellikle ticaret yasaları sermaye sahiplerinin isteği doğrultusunda krallara yaptırılıyordu. 1530’larda mutlu İngiltere, gelirinin bir kısmını dürüst ticaretin yanı sıra köle ticareti ve korsanlıktan elde ediyordu. Bankacılık, madencilik ve ticarette her türlü engeli aşan kapitalistler yeni alanlara yöneldiler, asker ve polis gücünü ele geçirmeden önce de var olma mücadelesinde getirdiği yaklaşımla kazanan taraf olmuştu. Çünkü bu sistem teknik gelişmeleri destekliyor, bireysel çabayı teşvik ediyor, tasarruf ve yatırıma büyük öncelik veriyor, başlangıçta pahalı görünen ancak kazandırdıklarıyla karşılığını veren donanımları kullanarak üretimi ucuzlatıyor, toptan üretim ve dağıtımda çok büyük tasarruf sağlıyordu. Bu yeni üretim yöntemleri, modern dünyanın en önemli devrimi ve gücünün kaynağıydı. Protestan rahiplerin sayısı kadar farklı dini yorumların ortaya çıkıp, kendileri dışında kim varsa ötekileştirip, aşağıladığı bir ortamda, yeni dini anlayışın tutarsız ve dar bağlamlı açılımları karşısında, bilimsel düşünce yanlıları, düşünürler, rasyonalistler, sanatında psikolojik cinsel açılımlar yapan Leonardo, yaşamın neşesi ve cilvelerini ön plana çıkaran Rabelais’in anarşizm, Montaigne’in desturlu eleştirileri içine gizlediği hedonizm, kapitalistlerin serbest piyasa açılımları, üniversiteler ve gittikçe dünyevileşen Protestanlık yeni dünyanın mimarları oldular. Bu dünyayı Katoliklerden daha fazla önemseyen Protestanlık, kapitalist devrimle şaşırtıcı bir uyum içindeydi. Protestan liderlerin yükselen bireyciliğe rağmen totaliter ve otoriter devletten yana olmaları da bunu kolaylaştırmıştır. Luther, gündelik işlerin her birinin birer ibadet olduğunu söylerken yeni düzene uygun kapitalist ahlakın temellerini atmış oluyordu.
Özellikle 15. Asırdan sonraki felsefi, kültürel, bilimsel, ekonomik, siyasal süreçler neredeyse sayısız denilebilecek çalışmalara konu olmuştur. Roma Katolikliğine karşı çıkarak, Protestanlarla işbirliği içinde başlayan kapitalist devrimin son büyük kurbanları, Avrupa halkları ve Yahudiler oldu. 1. Ve 2. Dünya savaşları ve holocost bunun en somut örnekleri. Kapitalist modern otoriterliğin 3. Dünyadaki izdüşümü olan totaliter rejimler ise kötü birer kopyaydı.
Reform ve kapitalist devrim aslında iyiye doğru atılmış bir adım olarak değerlendirilebilir. Ama onun yanında, onu dengeleyebilecek sahih bir iman ve temiz bir ahlak hiçbir zaman olamadı. Adalet ve merhameti tanrıyla beraber dünyadan kovan, sadece bu dünyaya içkin bu modern algıyı aşacak bir bilgeliğin ortaya konulması insanlığın boynunun borcudur. Bunu başarabilir miyiz? Mesela, özgürlüğü tanıyabilecek miyiz, akılla özgürlük ve erdem arasındaki bağlamları bizi mutlu kılacak şekilde yakalayabilecek miyiz?
P. Smith, Rönesans ve Reform Çağı-Bir Sosyal Arkaplan Çalışması-,Türkiye İş Bankası Kültür Yay. Şubat 2009, İstanbul
|
|
26 Ekim 2010 - 08:19:52 |
|
|
Dolar |
|
|
1.465
|
1.475
|
|
Euro |
|
|
1.959 |
1.974 |
|
Sterlin |
|
|
2.306 |
2.350 |
|
Altın |
|
|
64.69 |
65.24 |
|
IMKB |
|
|
67148 |
|
|