|
|
|
|
|
|
|
Hürriyet |
Ahmet HAKAN
|
Ve Hilmi ve Orhan ve İsmet
|
|
|
Radikal |
Akif BEKİ
|
Beyazların sitesine AK Parti neden giremiyor?
|
|
|
Yeni Şafak |
Ali BAYRAMOĞLU
|
Türkiye nereye doğru gidiyor?
|
|
|
Zaman |
Ali BULAÇ
|
Hiç davet edilmemeliydi
|
|
|
Milliyet |
Aslı AYDINTAŞBAŞ
|
Naipaul cehaleti ve hassasiyet faşizmi
|
|
|
Radikal |
Cüneyt ÖZDEMİR
|
Biraz da emretme komutanım!
|
|
|
BUGÜN |
Doğu ERGİL
|
Başlarken
|
|
|
Sabah |
Emre AKÖZ
|
Âleme verir talkını, kendi yutar salkımı
|
|
|
Star |
Ergun BABAHAN
|
Asker, hizaya gel CHP sen de!
|
|
|
Posta |
Mehmet Ali BİRAND
|
Yahudi Lobisi sırt dönünce her şey değişti...
|
|
|
Star |
Mehmet ALTAN
|
İşte budur
|
|
|
Millî Gazete |
Mehmet Şevket EYGİ
|
Asıl kölelik şehevî çıplaklıktır
|
|
|
Zaman |
Mümtaz'er TÜRKÖNE
|
Generaller de insandır
|
|
|
Bugün |
Nuh GÖNÜLTAŞ
|
Ey siyasiler, Twitter tek yönlü iletişim ortamı değildir...
|
|
|
Akşam |
Oray EĞİN
|
Bir tecavüzcü olarak Hıncal Uluç
|
|
|
Yeni Şafak |
Osman ÖZSOY
|
Bir rica ve dilerim son defa...
|
|
|
Vatan |
Ruşen ÇAKIR
|
Erdoğan Lübnan’da niye bu kadar popüler?
|
|
|
Yeni Akit |
Serdar ARSEVEN
|
“Yandaş medya”dan korkuyor mu?..
|
|
|
|
|
|
Başörtüsü filmi yeniden sahnede
Aykut TEK
[email protected] |
|
Uzun bir aradan sonra yazmaya yeniden başlamak güzel bir duygu doğrusu. Her ne kadar yazılarıma ara vermiş olsam da ülke gündemini, ülkemde olup bitenleri asla görmezden gelmedim. Malum, bir referandum süreci yaşandı. Lehte veya aleyhte oy kullananların büyük bir çoğunluğu bence anayasa değişikliği maddelerinin bir tanesini bile bilmediği hâlde oyunu kullandı. Tamamen siyasal, tamamen bilinçsiz bir oylamanın ardından işte bugün bu konumdayız.
Türkiye artık eskisi gibi güçsüz, çaresiz “hasta adam” değil. İyileşme süreci başladı. Ola ki büyük aksilikler yaşanmazsa yakında ayağa kalkarız hatta koşmaya da başlarız. Ancak önümüzdeki (özellikle yakın) dönem, çok önem arz ediyor. Türkiye’nin önümüzdeki bir ya da iki yıl içerisinde başörtüsü, türban veya adı her neyse bu problemini çözmesi gerekiyor. Ardından Alevi vatandaşlarımızın haklarının ve taleplerinin acilen yerine getirilmesi gerekiyor. Genç nüfusu fazla olan bir ülkeyiz. Önümüzdeki 3-5 yıl içerisinde atağa kalkamazsak treni kaçırabiliriz. Gençlerin önündeki askerlik ve sonu “S” ile biten (YGS, LGS, KPSS vd.) engeller mutlaka kalkmalı ve Türkiye, bu kadar genç nüfus ile yeni bir çağ açmalıdır. Orta Doğu, Orta Asya, Kafkasya ve Türkiye’nin içinde olduğu yeni bir birlik mutlaka kurulmalıdır.
Referandumda oylanan maddelerin biri de kadın hakları ve kadın erkek eşitliği ile ilgiliydi. Üzülerek söylemeliyim ki Türkiye’de kadınlarımızı genellikle evinde oturan, dizisini izleyen, örgüsünü ören, yemeğini pişiren, çocuklarının annesi, kocasının hizmetkârı olarak görüyoruz. Bazı kesimler, örneğin muhafazakârlar bunu dinî bir gerekçeye de dayandırıyor. Bazı bölgelerimiz ekonomik koşullar çerçevesinde kadın-erkek birlikte tarım ve hayvancılık yapıyor. “Kız kısmı çok okumaz.” görüşünü yıllardır savunan insanlar var bu ülkede. Birçokları ilkokul veya ortaokul öğrenimini kızlarımız için yeterli hatta fazla bile gördüler. Bazımız “maço”ydu... Ama olan hep kadınlarımıza oldu. Bugünkü boşanma oranlarının yüksek oluşunu, başörtüsü problemlerinin bugüne kadar çözülemeyişini, ekonomik hayatta yer alan kadınların zorluklar yaşıyor olmalarını, aile hayatına başladıklarında erkeklerin eşleri üzerine baskı kurmalarını, yıllardır birikmiş ve aşılmamış problemlerin bugün patlak vermiş olmasına bağlıyorum.
Şimdi değişim, dönüşüm, atılım, yatırım zamanı. Kadınlarına yatırım yapan bir toplum geleceğine yatırım yapar. Geçtiğimiz yıllarda “Haydi kızlar okula!” kampanyası düzenlenmişti. Cumhuriyet’ten bu yana şekilci bir ülke ideolijisi güden devlet değişmelidir. Efendim o bilmem ne bıyığı, efendim bu bilmem kimin kasketi, yok bu falanca sakalı... Şimdi de kafaya takılan örtüye göre kimlik belirleniyor.
Başörtüsü ismi ayrı puan kazandırıyor, türban ismi ayrı puan kazandırıyor. Her siyasi kendince ayrı bir “başörtüsü meselesi çözüm rotası” belirliyor, seçim atmosferinde. Karşı olmak ayrı rant, savunmak ayrı bir rant sağlıyor bazılarına. Ne güzel İstanbul !.. Bir de cemaatler var tabii. Kimisi “Açın başınızı okuyun.” diyor rant sağlıyor. Kimisi “Açmayın, okumayın.” diyor rant sağlıyor. Ama hiç kimse de “Bu bir kişilik hakkıdır. Bırakın kim ne giyerse giysin. Bize çalışkan vatan evladı lazım.” demiyor.
28 Şubat aktörleri yeniden sahnede yerini aldı. Bir “yaşlı adam” sahnelere bir süre ara vermişti. Başörtüsü üzerine bir seçim kurulacağını hissedince “Ben de oyuncuyum.” dedi ve girdi filmin içine.
Şimdi siz her ne görüşten olursanız olun, bir vatandaş olarak sizce “hak” konusundan bahsedilebilmeli mi yoksa bahsedilememeli mi? Kendinizce bir düşünün bakalım. Eğer “Serbest olursa şöyle olur, böyle olur.” mantığına bürünüyorsanız siz kendinizi filme kaptırmışsınız demektir. Veya “Başörtüsünü bizim parti veya bizim cemaat çözer.” mantığındaysanız siz de filme çok kapılmışsınız demek ki. Bu filmde çok figuran olacak sanırım, öyle görünüyor. Ne diyelim? Size iyi seyirler...
|
|
23 Ekim 2010 - 00:54:09 |
|
|
Dolar |
|
|
1.465
|
1.475
|
|
Euro |
|
|
1.959 |
1.974 |
|
Sterlin |
|
|
2.306 |
2.350 |
|
Altın |
|
|
64.69 |
65.24 |
|
IMKB |
|
|
67148 |
|
|