Keşke yazmasaydım, keşke söylemeseydim, keşke vermeseydim, keşke sevmeseydim, keşke yapmasaydım ve bunun gibi daha yüzlerce hatta binlerce söz.
Hayatımızı bizden alan ve bizi kendimiz olmaktan çıkaran zavallılık sözleri.
Dahası her biriyle bir daha pişman olduğumuz ve hayatımızı anlamsızlaştırıp daha da zorlaştıran sözler.
Ki en büyük zorluğu, yüzleşmekten kaçıp üstünü örtbas ettiğimiz gerçeklerden ve içi boş olan kolaylıklardan çekeriz.
En büyük pişmanlığı yalanları doğrulayarak yaşarız.
Aklımızı vahye tercih ederek bulduğumuzu sandığımız doğruların yanlışlığında boğuluruz hep.
Bilmeyiz ki yüz çevirdiğimiz gerçekler bir katil gölge gibi takip eder bizi bir hayat boyu ve en büyük korkumuz korkaklığımızdır bizim.
Özümüzden koptukça yabancılaşır ve yalancılaşırız kendimize.
Söylememiz gerekip de söylemediğimiz, yapmamız gerekip de yapmadığımız girdaplarımız çeker deniz seviyesinden aşağı bizi.
Ve biz gerçeklerden kaçtıkça nezleye tutuluruz hep, çarpar bizi dağ havası, bu yüzden payımıza deniz seviyesinde yaşamak düşer hep.
Kirlenir üstümüzde beyazlar, siyahlar ise çok asi durur ve bu yüzden gri giyiniriz hep.
Her seferinde kendimiz olmaktan çıkmak için çırpınır durur ve kendimiz olmadığımız gibi hiçbir şey de olamayız.
Yabancılaşırız kendimize ve yalancılaşır yaşantımız.
Ne dost tarafından seviliriz ne düşman tarafından yeriniriz.
Yarım ve karma olur tüm hayatımız.
Keşkeler yer bitirir bizi. Kendimiz olarak kaldığımız birkaç saniye içinde yaptığımız eylemin yâda söylediğimiz sözün üzerinden çok fazla zaman geçmeden yine döneriz kendimiz olmayan her şeye.
Çünkü basit ezberden ibarettir hayatımız. Dostluklarımız ezber, düşmanlıklarımız ezber ve ezberdir sevgilerimiz bile.
Bizim ipimizle inilmez hiçbir kuyuya, yürünmez bizimle yollar, aşılmaz bizimle dağlar.
Mukaddes kabul ettiğimiz bir söz ve eylemimizden en ufak bir dünyalık zarar göreceğimizi hissettiğimiz anda bütün kutsallarımızı aklımızdan ve kalbimizden silip atar, bize zararı dokunan her şeyden kaçarız.
Kaçarız kendimizden ve korkarız mukaddes yükleri yüklenmekten.
Bize yakışan sadece yabancılığımız ve yalancılığımızdır.
En güzel yalanı kendimize söyler ve her seferinde yalanlarız yalancılığımızı.
Asla kendimiz olamayacağımız bir hayat için, “bu hayat tam bana göre” diyerek en büyük yalanı yutturmaya çalışırız kendimize.
En acı olanı da herkese, her şeye yabancı olduğumuzu bilmezden geliriz ve bilmeyiz ki aslında biz kendimize de yabancıyız.
Öyle yabancıyız ki kendimize, öylesine yokuz ki yeryüzünde bu halimizle ne yolcuyuz, ne hancıyız.
Ne faniliğimizin farkındayız, ne ebedi hayatımızın.
Bilmiyoruz artık, boş çuvaldan farksız bedenimizde yüreğimizden hisseden bir parça kalmış mıdır ve sarsar mı benliğimizi geç olmadan ansızın.
Başkalarının bilgisi ile bilgin olsak bile ancak kendi aklımızla akıllı olabiliriz. (Montaigne)
Dolar
1.511
1.521
Euro
1.921
1.936
Sterlin
2.320
2.365
Altın
61.07
61.67
IMKB
61030
Alkış, Güneydoğu'nun nabzını tuttu...
Eğitimci İnsan Hakları Aktivisti Mehmet Alkış, anayasa değişikliğine ilişkin
“Evet demek için çok gerekçe var. Hayır demek için ortada ciddi bir sebep
görünmüyor” dedi. Darbe anayasalarıyla yönetilen bir ülkede, toplumun iradesinin
bir anayasa metnine ilk defa yansıdığını belirten Alkış, “Bunu önemli saymak
gerekir” diye konuştu.
Boydak Holding'in Show TV ve Akşam gazetesine talip olduğu ileri sürülüyor. Peki
neden Boydak Grubu? İşte cevabı...
Bir buluşamamanın hikâyesi: Bono yazısını okuyup etkilenince tanışmak istediği
Radikal yazarı Joost Lagendijk'ı Olimpiyat Stadı'ndaki konser alanında fellik
fellik arattı. Bu mümkün olmayınca da bir mektup yolladı.
Kategoriler
HaBerTaraf
HaBertaraf Yayın Hizmetleri
Sahibi ve Genel Müdürü Rıfat YÖRÜK
Genel Yayın Yönetmeni Mevlüt PEKER (Kurucu)
www.habertaraf.com'da yayınlanan tüm materyalin her hakkı saklıdır. Kaynak gösterilmeden kullanılamaz.