Türkiye kendi benliğini ve kimliğini buldukça daha dinamik bir yapıya kavuşuyor. Türkiye’nin dinamizmi siyasal, sosyal, ekonomik matematiği, tahminlerin de ötesinde iyileşmelerle aşan bir niteliğe sahip. O nedenle dünya sistemini oluşturan denklemde bizim etkin unsur olmamızı istemeyenler, kaos planlarını devreye sokuyorlar.
Kaos dışarıda ve içeride milli bünyeyi, toplumsal dokuyuı zayıflatmayı amaçlamıştır, şimdi de aynı amacı gütmektedir. Hükümetin, içe kapanmaya mecbur eden duvarları yıkan açılım politikaları, dıştan zorlamalarla engellenmek istenmektedir. Diğer yandan terör olayları ve Ergenekoncuların baskısı, demokratikleşmeyi engellemekten başka amaca hizmet etmiyor. Kimi siyasal partilerin açılım karşısında oluşturdukları ittifak, insanımıza hizmet etme amacından yoksundur.
Demokratikleşmeye karşı terörün amacı ile paralellik arz eden siyasal tutumları analiz etmek için, zihninizi fazla yormaya gerek bile yok. Türkiye’nin kendi iradesi ile önünü açma çabasını kimler, hangi ittifaklar engellemek istiyor? Artık farklı kutuplardaymış gibi gözüken legal veya illegal örgütlerin halka karşı ortak bir stratejide birleştikleri ortadadır. Halkoylaması bunun ölçütüdür. Asıl mesele halkın tercihleri değil midir? Halk oylamasını kimler istemiyor? Bütün düşman kardeşler halka karşı nasıl da birleştiler? Birleşmeyi hayretle izliyoruz. Ne yaparlarsa yapsınlar insanımızın bu badireyi eninde sonunda aşacağından eminiz.
Muhalefetin demokrasiyi öncelik olarak algılamadığı anlaşılmıştır. Niçin? Demokratik kurumlar olarak siyasi partilerin halkoyuna karşı çıkmaları, halkı devre dışı bırakma çabaları anlaşılır gibi değildir. Bunu yapamadılar. Meclis’te çok uğraşmalarına rağmen yasa değişikliğinin genel kurulda geçmesini ve referandum sürecine girilmesini önleyemediler. Şimdi Anayasa Mahkemesi ile süreci sekteye uğratmak, halkın önünü kesmek istiyorlar. Ne yazık ki, başlatılan süreç Osman Can’ın haklı olarak işaret ettiği gibi yasaya uygun bir süreç değildir. Çünkü şu anda yasalaşmış bir paket söz konusu değildir. Süreç halkoyundan sonra tamamlanacaktır. Yani bir anlamda yasa henüz tasarı halindedir. Adeta Meclis yasalaşacak oranda destek vermemiştir. Bunun için halkoyuna sunulmak üzere Cumhurbaşkanlığından çıkmıştır. Ne demektir bu? Kararı asıl yasa koyucu olan halk verecek demektir. Demokrasilerde yasayı asıl olarak halk yapar. İşte şimdi o olmakta, yani yasayı doğrudan halk yapmaktadır. Belki de halk bu paketi reddedecektir. Şimdiden onu kimse bilemez. Kimsenin sonuç belliymişçesine hareket etmemesi, halk iradesine saygılı olması gerekir. Bunun başka yolu yoktur. Şimdi paket Anayasa Mahkemesindedir. Yakında karar açıklanacak. İyi ama işte mesele tam da burada çetrefilleşiyor. Osman Can bu aşamada Anayasa Mahkemesi’nin bu davaya bakmaması gerektiğini söylüyor.
Milletle sorunu olan, onun vereceği karardan hoşnut olmayan/hoşnut olmayacak çevreler ayak oyunları ile, el çabukluğu ile yasayı halktan kaçırmak istiyorlar. İşin özü, esası budur. Bunu tümden yapamazlar, yapamayacaklar. Bari diyorlar, bir göz boyama ile, önce şekil olarak inceliyor gibi yapıp bir abrakadabra ile asıldan reddedelim veya işimize gelmeyen maddeleri ayıklayalım. Ne demek bu? Bizim istemediğimiz hiç bir maddeyi hiç kimse, Meclis de olsa halk da olsa çıkaramaz demektir. Halkın iradesinin önüne bir set çekmektir bu. Demokrasinin önüne bir set çekmektir. Halka güvenmemektir. Halka inanmamaktır. Halka efendilik yapmaktır. Halkı adam yerine koymamaktır.
Kim adına yapacaklar bu engellemeyi? Kim adına karar verecekler? Elbette millet adına. İnsanı güldürmeyin Allah aşkına. Çok gülünç oluyorsunuz. Artık can sıkmaya başladınız. İçimizi bayıyorsunuz. Bakın bu milletin sabrı sükuneti ile fazla oynamayın. Milletin karar vermesi için bir yol açılmış, siz millet adına o yolu kapatıyorsunuz! Bu ne aymazlıktır. Bu ne çiğlik, çirkinliktir böyle? İnsan biraz saygılı, millete karşı hassas olur. Halk adına halkoyunu engelliyorsunuz? Size millet adına engelleme yetkisini kim verdi? Kimden aldınız bu yetkiyi? Hangi seçimle, hangi oylarla aldınız. Milleti daha fazla germeyin. Sorumluluğun da sorumsuzluğun da bir sınırı vardır. Vereceğiniz en doğru karar bu başvuruyu red etmekti. Bari onu yapmadınız, hiç değilse milletin sinir uçlarını fazla kanatmayın. Bir defa olsun yasa ile belirlenmiş sınırlar içinde kalarak, hiç olmazsa itibarınızı kurtarın. Bu davayı kabul etmekle bile itibar kaybına uğradınız. Eğer aklınızca referandum yolunu kapatmayı düşünürseniz, sadece demokratikleşmeyi biraz geciktirmiş olursunuz. Elli yıl dayanan bu millet, elli gün fazla dayanır zararı yok. Ama sizler hukuku katletmekle kalırsınız. O zaman Anayasa Mahkemesi, bir kez daha Anayasayı çiğnemek gibi, dehşet trajik bir ironiye imza atar. Bu ironiyi ne siz yaşayın, ne millete yaşatın. Buna hakkınız yok.
Eğer halkoyunu engellemeye kalkarsanız, içeride ve dışarıda dinamizm kazanmış Türkiye’yi engelleme yolunda önemli bir iş yapmış olursunuz. İyi ama bu engellemeniz kimin işine yarar?
Terör örgütünün işine yarar mı? Evet.
İsrail’in işine? O’nun da işine yarar.
Şu sıralar Türkiye’yi kimler engellemek istiyor, kimler engellemek ister, iyi düşünün.
"Hediyeleşin, zira hediye, kalpteki kuşkuları giderir. Komşu kadın, komşusu kadından gelen hediyeyi hakir görmesin, bir koyun paçası olsa bile."
Hadis-i Şerif (Tirmizî)
Dolar
1.555
1.565
Euro
1.922
1.937
Sterlin
2.294
2.335
Altın
62.71
63.26
IMKB
56403
Mavi Marmara'nın kaptanı konuştu...
İsrail’in kanlı saldırılarına maruz kalan Mavi Marmara gemisinin genç kaptanı
Mahmut Tural konuştu. Tural, İsrail’in saldırmadan önce kendilerini
uyarmadığını söyledi. Yol boyunca İsrail’in belirlediği kara sularına
girmediklerini ifade eden Tural, “Ancak İsrail bizi suçlu göstermek için kendi
sularına girmeye zorladı. Ancak ben rotayı değiştirerek buna izin vermedim”
dedi.
5 Kasım 2010’da vizyona girecek olan filmi Nev York’ta Beş Minare’nin çekimleri
için Amerika’da bulunan Mahsun Kırmızıgül, yeni filminin ana kastını tamamladı ve
dünyaca ünlü oyuncu ve yönetmen Danny Glover’i de kadrosuna kattı.
Kocaeli'nde firar ettiği sanılan hükümlünün bir ay boyunca cezaevinin içinde
saklandığı ortaya çıktı.
Kategoriler
HaBerTaraf
HaBertaraf Yayın Hizmetleri
Sahibi ve Genel Müdürü Rıfat YÖRÜK
Genel Yayın Yönetmeni Mevlüt PEKER (Kurucu)