CEYLAN, devlete göre 12, annesine göre 14 yaşında… 7 yaşında Kur’an-ı Kerim okumayı öğrenmişti. Ara ara da Kur’an okuyordu. Şimdi Kur’an’ı hâlâ duvarda asılı duruyor. Takdir ya da teşekkürle geçiyordu sınıflarını. Bir umuttu Ceylan. Yüreği sevgiyle çarpan…
Lice’de koyun otlatmaya çıkmıştı Ceylan... Koyunları önüne alıp yola koyulurken annesinden akşam için makarna istemişti. Evden hepi topu 200 metre kadar uzaklaşmıştı. Sonra birşeyler oldu. Önce bir uğultu sonra da bir patlama sesi duyuldu. Abisi sesin geldiği yerde olan biteni öğrenmek için üst kattaki komşusuna “Ne oldu?” diye sordu. Komşusu, “Sizin hayvanların olduğu yerden dumanlar yükseliyor” dedi. Koşarak gitti Ceylan’ın abisi sesin duyulduğu, dumanların yükseldiği yere. Ceylan’ın paramparça olmuş vücudunu gördü. Arkasından annesi geliyordu. Onu sakinleştirebilmek ya da bu manzarayı biraz daha geç gösterebilmek için gömleğini çıkardı ve Ceylan’ın cansız bedeninin üzerine örttü. Fakat annesi kızının her bir parçasını bir ağaç dalında bir dikenin üstünde gördü…
Ailesi yetkilileri çağırdı. Savcı can güvenliği olmadığını öne sürerek olay mahalline gitmedi. İmam olay yerinin ve ceylanın parçalarının fotoğrafını çekti. Annesi kızının parçalarını eteğine doldurup karakola götürdü. Otopsi karakolun bahçesinde yapıldı.
Sonra Ceylan’ın elindeki tarayla bir mayına vurarak öldüğünü söylediler. Hâlbuki mayına vurduğu söylenen tara sapasağlam, Ceylan ise paramparça… Pardon tarayı tutan eli de sağlam. Ceylan vücudunun ortasına isabet eden bir şeyle ölmüş aslında… Yani aslında meçhul bir fail tarafından öldürülmüş.
Nasıl anlatılır ki bu durum? Nasıl özetlenebilir? Nasıl aktarılır? Bilmiyorum... O annenin acısı nasıl tarif edilebilir? Kendi evladının parçalarını eteğine doldurmak zorunda kalan annenin hali nasıl izah edilebilir? Sözün bittiği yer tam da burası...
Ceylanın ölümünün üzerinden bir yıl geçti. Geçtiğimiz günlerde Dünya Demokrasi Hareketi’nin kurucusu ve yöneticisi olan arkadaşlarımız Lice’ye gittiler. Ceylan’ın ailesi ile görüştüler. Üzerinden bir yıl geçmesine rağmen Ceylan’ın failleri bulunamadı. Aslında Ceylan’ı öldüren meçhul bir failin varlığına inandıramadılar kimseyi…
Arkadaşlarımız Ceylan’ın mezar taşının fotoğrafını çektiler. Annesinin kızına yaktığı ağıt yazılmıştı mezartaşına: “Ceylana me, dılê me perçe perçe” “Ceylanım ciğerim parça parça…”
Ceylan! Ciğeri olan herkesin ciğeri parça parça…
“Urfa’nın etrafı dumanlı dağlar/ Ciğerim yanıyor aney gözlerim ağlar/ Benim zalim derdim cihanı yakar/ Gezme CEYLAN bu dağlarda seni avlarlar/ Anandan babandan yardan ayrı koyarlar…”
"Medeniyet bir koşul değil, harekettir. Liman değil yolculuktur." (A.TOYNBEE)
Dolar
1.552
1.562
Euro
2.038
2.053
Sterlin
2.375
2.416
Altın
70.12
70.66
IMKB
66441
Dağlı, İstanbul'un İzmir'e dönüşünü seviyor...
Yazar Nihat Dağlı, İstanbul'da yazamadığı için İzmir'e geri döndü. Dağlı, yazı
hayatına nasıl başladığını ve kendisini etkileyen kitapları içtenlikle anlattı.
Nurgül Yeşilçay’ın avukatı çiftin boşanması hakkında şok açıklamalar yaptı.
Wall Street Journal, Euronun kaderini Almanya Başbakanı Angela Merkel ile
Fransız Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'nin gizli görüşmesinin çizdiğini ileri sürdü.
Kategoriler
HaBerTaraf
HaBertaraf Yayın Hizmetleri
Sahibi ve Genel Müdürü Rıfat YÖRÜK
Genel Yayın Yönetmeni Mevlüt PEKER (Kurucu)
www.habertaraf.com'da yayınlanan tüm materyalin her hakkı saklıdır. Kaynak gösterilmeden kullanılamaz.