Hep böyle oluyor, maçlar baÅlıyor ve ilk yorumlarda futbol kalitesi ile ilgili olarak hep hayal kırıklıÄı cümleleri kuruluyor. Ama devamında da heyecan artıyor, futbol güzelleÅiyor ve maksat genelde hâsıl oluyor. 2010 Dünya Kupası da böyle olacak görünüÅe göre. Ãnce teknik adamlar daha temkinli taktiklerle sürecekler (sürüyorlar) takımlarını sahaya. Sonra seçenekler azalacak, sonuç alma mecburiyeti riskleri beraberinde getirecek ve bu gerilimin doÄurduÄu muhtemel hatalar ister istemez güzelleÅtirecek futbolu. En azından heyecan gittikçe artacak.
Dünya Kupası bana göre dünyanın en ilginç organizasyonu... Bu kadar farklı kültürden insanı, bu kadar serbestçe bir potanın içine sokan, kendilerini ifade etmelerine imkân veren baÅka bir buluÅma yok dünyanın elinde. Esasen olimpiyatlar teorik olarak bu misyon için çok daha uygun bir organizasyon... Ama ne olimpiyatları, ne de bir baÅka organizasyonu Dünya Kupası ile karÅılaÅtırma imkânımız yok. Dünya Kupası'nın yakaladıÄı küresel popülarite diÄer bütün organizasyonların açık ara önünde...
Her dört yılda bir düzenlenen bu kupa sayesinde milyarlarca insan dünyanın bir ülkesine, bir bölgesine, bütün renkleri ve zevkleriyle belli bir kültürüne odaklanıyor. Bu anlamda sadece sportif ya da ekonomik boyutuyla deÄil, siyasi, insani ve kültürel boyutuyla da ilgiyi hak ediyor Dünya Kupası. Ama odakta daima futbol topu var, gözler onda ve bu durum, diÄer bütün sertlikleri yumuÅatıyor. Sahada olan sahada kalıyor; tribünde olanlar da, sonuna kadar mücadele etmeyi gerektiren böyle rekabetçi bir oyundan beraberce keyif almanın sıra dıÅı pratiÄini yaÅıyor. Bir tahammül tablosu var Dünya kupalarında, farklı toplumlardan, ırklardan, kültür ve inançlardan, birbirlerine hiç benzemeyen yaÅama biçimlerinden binlerce insan stadyumlarda, milyarlarcası da ekranlarının baÅında toplanıyor. Ä°nsanlıÄın bunu bu boyutta baÅarabildiÄi baÅka bir zemin/platform yok.
2010 Dünya Kupası, benim hafızamda bu biraradalık bilincinin, bu tahammül kültürünün en ironik sınavının yaÅandıÄı kupa olarak kalacak. Güney Afrika kültürünün bu kupayla popüler hale getirdiÄi vuvuzela, bu kültürün dıÅında kalan herkes için gerçekten tahammülü gerçekten zor bir "Åey". 90 dakika boyunca bir stadyum dolusu insanın ortaya çıkardıÄı bu "gürültü"ye tahammül ederek bu kupayı tamamlayabilirsek, diÄer bütün küresel zorlukları aÅarız diye düÅünüyorum. Ortaya çıkan sese rahatlıkla "gürültü" diyebiliyorum, çünkü vuvuzelanın vatanında bu kelimenin anlamı bu.
Stadyumu bilemiyorum, ama televizyondan maç izlemeyi bile epeyce zorlaÅtırıyor bu gürültü. Ama ben yine de sıkıntılarını paylaÅmakla birlikte "Vuvuzela yasaklansın!" diyenlere katılmıyorum. Aksine her yiÄidin bir yoÄurt yeme biçimi olmaya devam etsin, Güney Afrika'nın düzenlediÄi kupayı da böyle hatırlayalım diyorum. Tahammül kültürünün oluÅması için böyle sivri örneklere de ihtiyaç var.
Yıllar yılı "ırkçılıkla" neredeyse özdeÅ bulduÄu halde Güney Afrika Cumhuriyeti'ne tahammül etmiÅ bir insanlıÄın, üç beÅ desibellik bir rahatsızlıÄa o ırkçılıktan daha fazla tepki göstermesi tuhaf kaçmaz mı sizce de?
Ä°srail'de Türk Åirketinin hesaplarına el konuldu
Kırgızistan'da ölü sayısı 2 bini aÅtı
Türkiye'nin İsrail'den dört konuda talebi var
AB kabul edecek, Türkiye ''hayır'' diyecek
"HediyeleÅin, zira hediye, kalpteki kuÅkuları giderir. KomÅu kadın, komÅusu kadından gelen hediyeyi hakir görmesin, bir koyun paçası olsa bile."
Hadis-i Åerif (Tirmizî)
Dolar
1.561
1.571
Euro
1.926
1.942
Sterlin
2.290
2.335
Altın
62.28
62.71
IMKB
56403
Mavi Marmara'nın kaptanı konuÅtu...
Ä°srail’in kanlı saldırılarına maruz kalan Mavi Marmara gemisinin genç kaptanı
Mahmut Tural konuÅtu. Tural, Ä°srail’in saldırmadan önce kendilerini
uyarmadıÄını söyledi. Yol boyunca Ä°srail’in belirlediÄi kara sularına
girmediklerini ifade eden Tural, “Ancak Ä°srail bizi suçlu göstermek için kendi
sularına girmeye zorladı. Ancak ben rotayı deÄiÅtirerek buna izin vermedim”
dedi.
Ä°STANBUL- Taksim'de, hafta baÅında liseli, hafta sonunda anne kılıÄında
vatandaÅlardan para toplarken yakalanan dilenci, yerini kardeÅine bıraktı.