DOLAR 1.425 - EURO 1.985 - ALTIN 62.93 - IMKB 70410
TV REHBERİ-SIK KULLANILANLARA EKLE-SİTENE EKLE-RSS
Salı 19 EKİM 2010
Vietnam'daki sel felaketinde ölü sayısı 41 Arınç'tan Gül'e "eşli" övgü 'Dağa adam gönderme' davasından beraat etti Osman Yıldırım, yeniden keşif istedi Kardeşlerini ve annesini öldüren zanlı tutuklandı Tayland'da sel felaketi: 5 ölü Almanya Cumhurbaşkanı Çankaya Köşkü'nde KCK davasında Kürtçe savunma talebine red  KCK davasında "Kürtçe savunma" talebine ret PKK'da ''derin'' sorgulama habertaraf.com
 
 
 
Arap toplumları ve Türkiye modeli
 
 
 
 
Mustafa YOLCU
Hastanede yaşananlar
 
 
 
Okur Temsilcisi
Hırsızlığın yeni adı: Bir internet sitesi
 
 
 
 
Bilge Kral'ın vefatının 7. yıl dönümü
 
 
 
 
 
Zaman
Abdülhamit BİLİCİ
Kılıçdaroğlu'nun 'kalkan' politikası!
 
 
Yeni Akit
Abdurrahman DİLİPAK
Agnostizm
 
 
Yeni Şafak
Ali BAYRAMOĞLU
KCK ve JİTEM
 
 
Zaman
Bülent KORUCU
YARSAV'ın strateji hataları
 
 
Sabah
Emre AKÖZ
Binnaz Toprak 'ibadet bölgesini' nasıl değiştirdi?
 
 
Star
Ergun BABAHAN
Yalan haberlerle gündem yaratmak
 
 
Milliyet
Hasan CEMAL
KCK davasının anlamı: Dağın yolunu genişletmek mi, daraltmak mı?
 
 
Zaman
İhsan DAĞI
'Statükonun kibirli mensupları'
 
 
Posta
Mehmet Ali BİRAND
Marakeş'te, bambaşka bir Türkiye ile karşılaştım
 
 
Millî Gazete
Mehmet Şevket EYGİ
Kurban kesilmelidir
 
 
Bugün
Nuh GÖNÜLTAŞ
CHP'nin değil değişmesi, değiştirilmesi dahi teklif edilemez!
 
 
Radikal
Oral ÇALIŞLAR
Gözler davada kulaklar İmralı'da
 
 
Akşam
Oray EĞİN
Bu dinciler o Müslümanlardan ne istiyor
 
 
Yeni Şafak
Özlem ALBAYRAK
Dindar ile Diyanet
 
 
Star
Şamil TAYYAR
Yargıdaki Baas rejimi çöktü
 
 
Hürriyet
Yılmaz ÖZDİL
HSYK filan
 
 
 
 
Necmettin EVCİ
 
Reha RUHAVİOĞLU
 
İhsan DAĞI
 
Emre AKÖZ
 
Abdülhamit BİLİCİ
 
 
 
Ruhunu kaça sattın polemiği

Abbas GÜÇLÜ
[email protected]
 
 
Genç Bakış’ta önceki gece, ateşli bir öğrenci, Ertuğrul Özkök’e “ruhunu kaça sattın?” diye sordu. Daha önce de Kemal Derviş’e, “cebinde hangi ülkenin pasaportu var?” demişlerdi.
Genç Bakış’ın tek kuralı, saygı sınırlarının aşılmaması olduğu halde, bazı öğrenciler, çok sık olmasa da bu kuralı ihlal ediyor.
Hatta bazen alkış da alıyorlar. Ama hiçbir zaman genel kabul görmüyorlar.
Çoğu zaman özellikle ekran başındakiler tarafından eleştirilenler de, konuklardan çok, saygı sınırını aşan öğrenciler oluyor.
En azından aynı soru, çok daha farklı üslupla dile getirilebilir, yaşına, başına, makamına hürmet edilir diye.
Öğrencilerin sordukları soruları, yetişkinlerin sorması mümkün değil.
Akıllarından geçse bile kırk süzgeçten geçirirler. Ama onlar öyle mi, pat diye soruyorlar. Ucu nereye dokunacak, kim ne diyecek diye hiç düşünmeden.
Programı ilginç kılan, konukları bu zor programa katılmaya teşvik eden de zaten gençlerin bu hali.
Gelen her konuk, dobra dobra sorular sorulsun istiyor.
Şikesiz, sansürsüz, önyargısız.
En önemlisi de içlerinden geldiğince.
Buna müdahaleye kesinlikle izin vermiyorlar.
Başkaları yazsa ya da söylese kıyamet kopartacak sözler, gençlerden geldiğinde, program konukları her zaman hoşgörüyle karşıladı.
Müdahale edenler olduğunda ya da saygı sınırlarını zorlamamalarını hatırlattığımda, bırakın konuşsunlar diyen yine hep konuklarımız oldu.
Canlı yayın olduğu için kimin ne soracağını hiç bilmiyoruz. Sınırlama da getirmiyoruz. Zaten konuklarımız da bunu bilerek geliyor ve gerçekten de çok büyük bir özgüven sergiliyorlar.
Programa konuk olmakla, böylesi bir yüzleşmeden kaçanlara göre, programa zaten bir sıfır önde başlıyorlar. Ve bugüne kadar, çok ağır eleştirilere muhatap olanlar bile, sabahlara kadar süren programdan büyük bir keyif alarak ayrıldılar. Niye bu programa katıldım diye pişman olana bugüne kadar daha hiç rastlamadık...

Kime ne sordular?
Genç Bakış’a, Türkiye’ye öyle ya da böyle yön veren isimleri konuk ediyoruz. Siyasetten ekonomiye, sanattan spora, medyadan eğitime damga vuran hemen hemen tüm isimler çıktı.
Ve gençler hep sordular. Hepsi acıtan sorular mıydı? Kesinlikle hayır. Aykırı soruların oranı yüzde 5 bile değil. Ama nedense hep onlar öne çıktı. Tıpkı Özkök’e sorulan o soru gibi. Salonda bu soruyu protesto eden çok oldu. Ama Özkök hoşgörüden yanaydı. Zaten tahminlerin çok ötesinde alkış alması da bu yüzdendi...
Peki daha önce kimlere ne soruldu? İşte ilk aklıma gelenler:
Başbakan Erdoğan’a, Ak Parti’nin kurucular listesindeki isimleri ve haklarında açılan davaları bir bir sıralayıp, “Partinizin adını değiştirmeyi düşünmüyor musunuz?” dediler.
Demirel’e, “Bu üniversiteye hangi yüzle geldin, vicdanın hiç sızlamıyor mu?” sorusunu yönelttiler.
Evren’e “Çocukları idam eden biri olarak geceleri gözünüze uyku giriyor mu?” tepkisini koydular.
Kılıçdaroğlu’na, “Demokrasiden dem vuruyorsunuz, peki kendi partinizde demokrasi var mı?” sorusunu sordular.
Ve daha neler neler. Ama en sert soruları yöneltirken bile gençliklerinin verdiği delikanlılığının ötesine geçip saygısızlık yapmadılar. Bazen kızdılar ama çoğu zaman da alkışladılar.
Keşke her konu Genç Bakış’ta olduğu gibi enine boyuna tartışılsa ve tüm taraflar bir arada, karınlarından değil de içlerinden geldiğince konuşabilse. İşte o zaman bugünkünden çok daha farklı bir Türkiye olurdu.
Son programda, Türkiye’nin en sıcak konuları konuşuldu. Her birisinin hararetli taraftarları aynı salondaydı. Birbirine çok zıt görüşler ortaya konuldu. Tansiyon bazen çok yükseldi ama sınırlar hiçbir zaman aşılmadı. Çünkü artık tartışma kültürünü, en azından Genç Bakış’ta öğrendik. Yol almaya da devam ediyoruz.
Belki de bu noktada asıl üzerinde tartışılması gereken konu, 200 dakikalık programın bütününü görme yerine, sadece 2 dakikasına öne çıkartıp ona takılıp kalmanın mantığı olmalı.
Özetin özeti: Konuşan Türkiye’den kimse korkmamalıdır. Ve bunu en iyi gençler yapıyor. Arada bir can sıkıcı sorular sorsalar da!..


 
17 Ekim 2010 - 10:01:00
 
 
Havadurumu
 

 
 Dolar
 
1.415
1.425
 
 Euro
1.970 1.985
 
 Sterlin
2.230 2.272
 
 Altın
62.39 62.93
 
 IMKB
70410  
 
 
Şimşek: Babam hiç Türkçe öğrenmedi...
 
Türkçeyi altısında öğrenen Şimşek, 'Ben ayrımcılık görmedim ama bu, başkalarına hata yapılmadı anlamına gelmiyor' dedi.
 
 
 
 
  'Medyaloji.net' yazarı Halef R. Vayıs, yeni boyut ve içeriğiyle yeniden 'merhaba' diyen Radikal gazetesini değerlendirdi. İşte 'Medyada radikal devrim' başlıklı o yazı...  
 
 
 
  Canım Ailem geçtiğimiz iki yıla damgasını vurup tadı damağımızda kalan bir diziydi... Ekip dönüyor ama nasıl?    
 
 
 
 
Memurlar, emekliler ve sözleşmelilere yapılacak zamları yeterli buldunuz mu?
 
Evet. Mevcut şartlar içinde zamlar gayet iyi.
 
Hayır yetersiz. Madem ekonomimiz büyüyor niçin bizlere yeterince yansımıyor? Bu zamlar ağzımıza çalınan bir parmak baldan başka birşey değil.
 
Eh, idare eder.
 
Beni ilgilendirmiyor
 
Anket Sonuçları
 
 
 
 
 
 
 







 
 
       
Kategoriler   HaBerTaraf HaBertaraf Yayın Hizmetleri
Sahibi ve Genel Müdürü Rıfat YÖRÜK
Genel Yayın Yönetmeni Mevlüt PEKER (Kurucu)

habertaraf.com'da yayınlanan tüm materyalin her hakkı saklıdır. Kaynak Betwinner gösterilmeden kullanılamaz.


  mostbet
 
 
Gündem Sağlık-Çevre Hakkımızda
Yazarlar Eğitim Künye
Güncel Bilim-Teknik İletişim
Siyaset Kültür-Sanat Yayın İlkeleri
Dünya Mizah Yorum Kriterleri
Yurt Yaşam
Ekonomi-İş Medya  
Spor Magazin