|
|
|
PKK'nın gayriislami yapısı
|
|
|
|
(Anonim)
İşte bu yüzden ölümsüzler...
|
|
|
|
|
Aşık Mahzuni Şerif'in doğum günü
|
|
|
|
|
Yeni Akit |
Abdurrahman DİLİPAK
|
Vurun Osmanlı’ya!
|
|
|
Bugün |
Ahmet TAŞGETİREN
|
Yargıda zihniyet devrimi gerçekleşmeli
|
|
|
Bugün |
Ali Atıf BİR
|
Soygun özel değil tüm bankalara özgü!
|
|
|
Zaman |
Bejan MATUR
|
Kadın, töre ve söylenmeyenler
|
|
|
Akşam |
Çiğdem TOKER
|
AKP'de Hizbullah tahliyesi sıkıntısı
|
|
|
Sabah |
Emre AKÖZ
|
Paşazadeler Partisi
|
|
|
Bugün |
Erhan BAŞYURT
|
Kılıçdaroğlu’nun imajına büyük darbe
|
|
|
Star |
Eser KARAKAŞ
|
Hangi yazar neyi yazmıyor?
|
|
|
Milli Gazete |
Gökçen GÖKSAL
|
'İktidar olmadan iktidar olmak' peki ama nasıl?
|
|
|
Vatan |
Hasan Celal GÜZEL
|
Yargının sefaleti ve yargı reformu
|
|
|
Posta |
Mehmet Ali BİRAND
|
Kavgayı bırakın, bu yarayı kapatmaya bakın...
|
|
|
Star |
Mehmet ALTAN
|
Hizbullah ve bir belge
|
|
|
Radikal |
Murat YETKİN
|
'Hizbullah sanıkları İran'a kaçabilir ya da...'
|
|
|
Sabah |
Nazlı ILICAK
|
Yargıtay'ın ve hükûmetin ihmali
|
|
|
Radikal |
Oral ÇALIŞLAR
|
11 bin yargıç ve savcı 730 bin asker
|
|
|
Akşam |
Oray EĞİN
|
Bu yıl tasfiye olacak ilk gazeteci
|
|
|
Yeni Şafak |
Salih TUNA
|
Ben de sana çaktım hadi bakalım!
|
|
|
Milliyet |
Taha AKYOL
|
Sorumlu kim?
|
|
|
|
|
|
Lütfi BERGEN
|
|
Bilal CAN
|
|
Gökçen GÖKSAL
|
|
Adem Yavuz IRGATOĞLU
|
|
Mansur Tuncay TAŞÇI
|
|
|
|
|
|
Hüseyin Üzmez'liğe soyunanların rezilliği!
Mevlüt PEKER
[email protected] |
|
60 bin haber girmişiz 5 ayda. Kurumlar arası laf dalaşını hoş karşılamadığımızı, kim haklıysa haklılığını, kim haksızsa haksızlığını yazdığımızı görürsünüz bu kadar haber arasında.
Kimseyle bir derdimizin olmadığı, tek derdimizin gerçekleri yazmak olduğu gün gibi ortadadır.
Vakit'in "312 General" davasındaki mağduriyetini işlemişiz bir gün, bir gün "Bir kadının tüm avret yerlerinin göründüğü videosunun yayınlanmasını" eleştirmişiz hatta "2010'un en mükemmel 10 tecavüz sahnesi" haberini yayınlayan basın kuruluşuna "Senin Vakit'e söz söyleme hakkın yok" demişiz.
Sevgili HaBertaraf okurları.
Herşeyden önce böyle bir konuyla karşınıza çıkmış olmaktan üzüntü duyduğumu, affınıza sığınarak bu yazıyı kaleme aldığımı, bu yazıyı yazdıran olayın, Vakit'in haber sitesi aracılığıyla "TEKFİR" edilmemiz olduğunu belirtmek isterim.
Vakit gazetesinin haber sitesi, HaBertaraf.com'un "Webfatihi"ni bulduğu günden beri isim vermeden üslupsuz haberler yapıyor, çocuklar arka sokak ağzıyla abileri gibi köşe yazıyor, hatta "Sırf isimleri Müslüman diye aldanmayın" diyerek tekfir ediyor. Tekfirin hükmünü bilmeyen yoktur. Ya tekfir edendir kafir ya da tekfir edilen. Yazıyı görmeden önce her zaman olduğu gibi güne dualarla başladığım için hükmün neticesi de kendilerini bağlıyor.
Vakit'in manevralarını bildiğim için peşin peşin ifade edeyim: Çıkıp, "Neden kendi üzerlerine alınıyorlar" diyecekler. Yazılarını hazırlarken bizim yazılarımızı önlerine alıp yazdıklarını, fotoğraflarımıza "berbat" bir photoshop çalışmasıyla Ahmet Hakan başı eklediklerini görüyorum.
Tıpkı Cumhuriyet'in "İşte bunlar Atatürk düşmanı" diyerek kendi kitlelerinin önüne attığı gibi, yine "İşte bunlar kâfir" diyerek Vakit okurlarının önüne atmışlar. Düşünüyorlar ki "Vakit'e laf söyleyen bizden değildir" diyecek kadar kendilerini kutsallaştırmış okurları paralar ancak bizleri.
Herşeyden önce erkek olun, edepli davranın; isim verin, iftira atmayın.
İnsanların inancını değil, başkasının özgürlük alanına giren eylemlerini sorgulayın. Bunu yaparken de insanların inançlarını sömürmeyin. Baykal'ın Ergenekon avukatlığını, inançlar karşısındaki tutumlarını yazın. "Başörtüsü serbest olursa biz ne yazacağız", "CHP'li belediye cami yapsa, o caminin bahçesine moloz döküp 'Döktüler' diye haber yaparım" demeyin. Hele Vakit'i bizim karşımıza bir kutsal gibi dikme gafletinde hiç bulunmayın.
Dini tekele almanın büyük bir günah olduğunu bildiğinizi bilirim ama hiç inanmadığınızı da. Tekfirin bedelinin ağır olduğunu da bildiğinizi bilirim ama hiç inanmadığınızı da. Okurlarınıza "Sırf isimleri Müslüman diye aldananlar" diyecek kadar dini kolay zannetmeyin.
212'ye değil, 657'ye tabii gibiymiş gibi yazmayın. Misal, "Turgay Yener" demeyin, "Yener Dönmez" deyin ve künyeye isminizi koymaktan korkmayın.
Delikanlı olun. Kaçak güreşmeyin. Okurlarınızın saflığını, samimiyetini kullanıp, Müslüman'ı onlara iftiralarla sunarak şikâyet etmeyin.
Biz miyiz patronlarına yalakalık yapan -Ki HaBertaraf'ın patronu yoktur- yoksa "Kur'an'da yasak olduğu" uyarısına rağmen "Mustafa Bey böyle istiyor" diyen mi?
Kimdir kötü gazeteci. Çalıştığı internet sitesinden ayrılırken "porno site" yükleyip gitme planları yapan, kendi amirinin bayanlarla muhabbet ederken gizlice fotoğraflarını çekip şantaj yapmayı planlayan mı yoksa adam gibi istifa mektubunu imzalayıp son uyarılarını yapıp giden mi?
"Sağlam bilgi" senin neyine? Oturduğun yerden haberi olmadan camianın ileri gelenlerinin ağzından salla dur. Ertesi gün korka korka arayıp "Ya benim ağzımdan böyle ağır sözler yazmayın, zor durumda kalıyorum" diyenleri, "Allah rızası içün" de ve sustur. Sonra da gazetecilikten, köşecilikten dem vur. Temizlik senin neyine, "kaynak" bile belirtmiyorsun, bilgi kirliliğinin ta kendisisin. Hele habercilikten hiç bahsetme.
Deniz Baykal'ın videosunu yükleyen kişinin Webfatihi rumuzunu kullandığını tespit eden HaBertaraf mı gazetecilik yapmaktadır; yoksa Dindar Kadınlar Platformu'na bir travesti adına dışarıdan mail adresi açıp, "Süre veriyorum, Üzmez'e tepkiyi geri çekin" tehdidinde bulunarak kendi camiasına komplo kuran, karşıt görüşlü insanlara Cumhuriyet'ten aradığını söyleyip, dine küfredecek türden çanak sorular sorup, dine küfrettiren mi?
Çekin ellerinizi camianın üzerinden. Kaç kişinin canını yaktınız, sıkışınca kaç kişiyi sattınız. Sırf gündeme gelebilmek için "tokalaşmama" komplosu kurarak, Cumhurbaşkanı'nı bile zor durumda bıraktınız.
Dinî bayramlara "rant" diyen, işyerinde kıblenin yönünü "AK Partili vekilin geleceği gün" öğrenen, personeli cuma namazına gidemeyince sevinen, namaz vakitlerinin acısını ağır iş yükü yükleyerek çıkaran ve bir daha namaz kılamaması konusunda sindiren, bana nasıl İslam dersi verir?
Biz işyerinde Ömer Karaoğlu dinleyip başka yerde bilmem ne izleyenlerden değiliz.
Evanescence'yi, Aykut Kuşkaya'yı her yerde dinleriz; Kevin Costner'ı, Ömer Muhtar'ı her zaman izleriz.
Bırakın artık bu aba altından sopa gösterme ayaklarını, racon kesmeleri... Ya da bırakın "gazeteciyiz" mavalı okumayı. Söyleyin delikanlı gibi: "Tetikçiyiz biz." Susunca çubuğunuzu sopa algıladığımızı mı sandınız? Susuyorsak edebimizdendir. Bir ben tanırım, "Ahmet Hakan" başı koyup sitenize manşet yaptığınız fotoğrafımı. "Ahmet Hakan Coşkunluğuna soyunanların rezilliğini" kırpıp kuşa çevirdiğiniz yorumlar mı tayin ediyor?
Ben, bana -senden gelen hariç- tüm yorumları yayınlıyorum; sen, sana gelen yorumların kaçını yayınlayabiliyorsun da yorumları referans gösteriyorsun. İşine geleni değil, olanı yaz. Senin mantığınla ben sana "küçük bir yorum derlemesi" yaparsam aklın gider çocuk. Sayenizde "helal porno" diye ahlaksızca bir kavram bile türedi.
Hem nesi varmış Ahmet Hakan'ın? Küçük çocukları taciz edip, sonra çıkıp ekranlarda pişkin pişkin "Ne yapayım nefsime hâkim olamıyorum" mu demiş?
Biz de tutup böyle bir Ahmet Hakan'ı, "Kızım Fatıma olsa" süslemeleri eşliğinde savunmuş muyuz?
Biz de kalkıp gövdelerinizi elimize alsak, kafalarınızı koparıp yerlerine birer Üzmez kafası koysak, ve çaksak başlığı: "Üzmez'liğe soyunanlar nasıl rezil oldu?"... Ne hissedersiniz.
Hem Ahmet Hakan olmak, Üzmez olmaktan binlerce kat iyi değil midir?
Ben kabul ediyorum, siz de edin. Ne siz değiştiniz ne de biz. Biz hâlâ İslam'ın rant olarak kullanılmasına karşıyız. Siz hâlâ kullanansınız.
"28 Şubat'ta çok sattığı için yeni 28 Şubat'lar arzulayan" siz, "Dua edin yavrum, Marketler Yasası çıkmasın. Yoksa ne ile gündeme geliriz?" diyen koskoca esnaf genel başkanından var mı bir farkınız?
Yeni 28 Şubat'lar için uğraşmayın. Taraf zor topladı memleketin arkasını. Müzik yayını yapar gibi ses kayıtları yayınlayabiliyorsanız, kendinizden bilmeyin. Okurlarınız Taraf da almaya başladı diye düşman olmak yerine Alper Görmüş'e, Ahmet Altan'a, Taraf'a dua edin.
Yalanlarla bir yere varılmaz.
Vakit'ten çakma eski logoyu kaldırıp yerel tv logosu koymakla site Vakit'in haber sitesi olmaktan kurtulamaz.
İnkâr etmeyin kendinizi, yalanlamayın kendi sitenizi.
Vakit'in Ankara Haber Koordinatörü, Habervaktim'in kuruculuğunu; Vakit'in yazarı ve eski Haber Müdürü Habervaktim'in genel yayın yönetmenliğini, Vakit'in matbaasının gece amiri Habervaktim'in kağıt üzerinde sahipliğini yaparsa,
Vakit'in personelinin sigortası, Habervaktim'den yatarsa; Habervaktim'in yayın merkezi önce Vakit'in matbaasında daha sonra Vakit'in Ankara Temsilciliğinde olursa;
Vakit'e gönderilen ses ve görüntü teknik olarak yayınlanamayacağı için Habervaktim'e havale edilirse; Vakit'in kurumsal sitesinin açılışı Habervaktim reklamlarıyla başlarsa, Habervaktim'de yapılacak tüm önemli haberlerde Ali İhsan Karahasanoğlu aranırsa...
"Habervaktim'in Vakit'in haber sitesi olmadığına" ancak içinizde bulunan dürüst yazarları, camianızdaki gariban insanları inandırabilirsiniz.
Aklınızı başınıza devşirin.
Bizi, iftiralarınızla sindirdiğiniz yayın organlarıyla karıştırmayın. İftira atarak camiayı düşman edeceğinizi ve bizi bu düşmanlıkla korkutabileceğinizi, "Aman şimdi bir iftira atarlar, camia karşımıza geçer" diyeceğimizi zannetmeyin.
Çoğu yamalanmış, geriye kalanı ise açıkta kalmış binlerce gediği olan biz değiliz, unutmayın!
Biz her yerde doğruyu söyledik. Kovulduğumuz köy sayısının haddi hesabı yok.
Kendi köyümüzden okurlarınıza sesleniyoruz:
Yazıları okumadan, kim ne diyor dinlemeden, sadece başlıklarına bakarak "Vakit'e laf varsa" sövmeye devam mı edeceksiniz?
"Vakit'e laf söyleyen bizden değildir" diyecek kadar mı -hâşâ- kutsal görürsünüz bu gazeteyi?
Gazeteye "Yanlış yapıyorsun" diyeni tekfir edecek kadar mı "gözü kör din anlayışı"nız var?
Gazetenin komplo kurduğu, sıkışınca sattığı, hayatlarını kararttığı camia mensupları için "Vakit'in kutsal davasına feda olsun" mu diyeceksiniz?
Türkiye'de Müslüman sayısı "53 bin" ile sınırlı değildir.
Vakit gazetesi almıyorum diye de kâfir olmam. Allah-u Âlem -gerçekleri göz önüne alarak konuşuyorum- belki ecir kazanırım.
Ey Müslümanlar!
Kur'an-ı Kerim'in "Kol kırılır yen içinde kalır, benim hırsızım iyidir" gibi Müslümanları zehirleyen anlayışa getirdiği yasağı hatırlayın.
Tekfir edildiğimiz için yazmak zorunda kaldığım bu yazı -Vakit'in olayı daha da çirkefleştirmeyeceğini umarak- Vakit ile ilgili yazdığım son yazı olacak.
Hz. Ali, yüzüne tüküren gayrimüslim karşısında bile aklını ve vicdanını kullanarak, dinin emrine uygun hareket etmişti. Hz. Ali gibi değil de, öfkesini yani nefsini harekete geçirerek, bize atılan her bir iftiraya inanan, "Vakit'in yalanlarına laf söyledim" diye beni kafir ilan edenlerden ve bizzat Vakit'in sahiplerinden ahirette davacı olacağımı bilin.
|
|
19 Mayıs 2010 - 00:09:03 |
|
|
Dolar |
|
|
1.554
|
1.564
|
|
Euro |
|
|
2.018 |
2.033 |
|
Sterlin |
|
|
2.385 |
2.430 |
|
Altın |
|
|
68.25 |
68.80 |
|
IMKB |
|
|
69266 |
|
|
|
|
Gelir dağılımında uçurum büyüyor... |
|
Cansuyu Derneği geçtiğimiz günlerde 'Türkiye'de Yoksulluk Algısı Araştırması' adlı çok önemli bir araştırmaya imza atmış ve bu araştırma sonucunda Türkiye'de yoksullukla ilgili çok çarpıcı verileri gözler önüne sermişti. Yeni Asya gazetesi geçtiğimiz hafta bu araştırma ilk yayınlandığında 'Yoksulluğun baş sebebi işsizlik' başlığı ile birinci sayfasına taşımıştı.
|
|
|
|
|
|
|
Hanımın Çiftliği'ne sürpriz transfer yapıldı: Halide'ye yeni bir aşk geliyor... |
|
|
|
|
Habercilerin 'korkulu rüyası' haline gelen zaytung.com'un kurucularıyla Aycan Aşkım Saroğlu Aktüel için konuştu... |
|
|
|
|
|
|