|
|
|
ABD Türkiye'nin değerini ne zaman anlayacak?
|
|
|
|
Eren ERDEM
Allah Elçisi ve Kenz Müslümanları (!)
|
|
|
|
|
Vladimir Lenin'in ölüm yıl dönümü
|
|
|
|
|
Bugün |
Adem Yavuz ARSLAN
|
Eksik kareyi Gölcük çuvalları tamamladı
|
|
|
Star |
Ahmet KEKEÇ
|
Endişeli modern kaygılı liberalahm
|
|
|
Akşam |
Çiğdem TOKER
|
Başmüdürü uyarmıştım
|
|
|
Akşam |
Deniz Ülke ARIBOĞAN
|
Lübnan'da çok bilinmeyenli denklemler
|
|
|
Sabah |
Emre AKÖZ
|
Ümit Boyner'in mesajı yine yanlış adrese gitti
|
|
|
Star |
Ergun BABAHAN
|
Raklâm yandaşları
|
|
|
Bugün |
Erhan BAŞYURT
|
Hani hepsi yalandı!
|
|
|
Milli Gazete |
Gökçen GÖKSAL
|
Zengin ve Yoksul'dan Muhteşem Yüzyıl'a
|
|
|
Bugün |
Gülay GÖKTÜRK
|
Yeni "harp oyunları"na ne diyorsunuz?
|
|
|
Milliyet |
Güneri CİVAOĞLU
|
Yuhalayanı yuhalamak
|
|
|
Vatan |
Hasan Celal GÜZEL
|
Anladık Liberalsiniz ama...
|
|
|
Zaman |
Hüseyin GÜLERCE
|
Dink davası neden anahtardır?
|
|
|
Posta |
Mehmet Ali BİRAND
|
ABD çekilecek meydan İran'a kalacak...
|
|
|
Star |
Mehmet ALTAN
|
Türbana Balyoz
|
|
|
Radikal |
Murat YETKİN
|
Ankara'daki şüphe: 'Aktütün silahları' PKK'ya ait olabilir
|
|
|
Sabah |
Nazlı ILICAK
|
Jenerik senaryo, darbenin kılıfı
|
|
|
Radikal |
Oral ÇALIŞLAR
|
Jandarma komutanı mutlaka hesap vermeli
|
|
|
Akşam |
Oray EĞİN
|
Cemaat adam asıyor
|
|
|
Yeni Şafak |
Salih TUNA
|
Hangi bilmece hangi köşe yazarını hatırlatıyor?
|
|
|
Star |
Şamil TAYYAR
|
B Planı
|
|
|
Yeni Akit |
Serdar ARSEVEN
|
Koalisyon plânlıyorlar, dikkat!..
|
|
|
|
|
"Dilenci Değiliz, Engelliyiz!" |
|
|
Ampute Milli Futbol Takımı Kaptanı: Dilenci Değiliz, Engelliyiz! |
|
Basketbolculara 1,7 milyon TL ödül verilirken engelli futbolculara kazandıkları dünya üçüncülüğü karşılığında yalnızca 15 altının uygun görülmesi milli takım kaptanı İsmail Temiz ve arkadaşlarını isyan ettirdi.
Röportaj: Ercan Aksoy
Ampute* Milli Futbol Takımı geçtiğimiz ekim ayında yapılan dünya şampiyonasında üçüncü olarak büyük bir başarı elde etti. Fakat çok zor şartlar altında spor yapıyor olmalarına rağmen gurur verici bir zafer kazanan engelli milli futbolcular şu günlerde isyanlarda. Kendilerine verileceğini duydukları ödül miktarını öğrenen milliler kırgınlık içindeler. Takım kaptanı İsmail Temiz kendisini ve arkadaşlarını rahatsız eden ödül yönetmeliği ve yapıldığını düşündükleri çifte standartla ilgili düşüncelerini Habertaraf’a anlattı.
İsmail Temiz 39 yaşında bir gazi. Bu yaşına rağmen hâlâ futbol oynuyor, Ampute Milli Futbol Takımı’nın da kaptanlığını yapıyor. Uzman çavuş olarak on iki yıl askerlik yapan Temiz, 2001 yılında Bingöl’ün Genç ilçesinde operasyon sırasında mayına basma sonucu sol ayağını diz altından kaybetmiş. Milli futbolcu şu an TEDAŞ Genel Müdürlüğü’nde kadrolu olarak çalışıyor.
- Ampute futbol nedir, bize biraz bahseder misiniz?
Ampute futbol dünyada 1940’lardan beri oynanan bir futbol türü. Bir bacağı ampute olan oyuncular oynayabilirler. Kalecilerin ise bir kolları ampute olmalıdır. Futbolcular oyun esnasında kanedyen yani koltuk değneği kullanırlar. Karşılaşma 25’er dakikalık iki devre halinde yapılır; ofsayt kuralı yoktur, taçlar ise ayakla kullanılır. Takımlar bir kaleci ve altı tane oyuncu olmak üzere yedi kişiden oluşur. Ampute futbol ülkemizde 2004’te başladı. 2009 yılında ise ilk kez Ampute Futbol Ligi kuruldu ve 2009-2010 sezonu oynandı. Bu kadar yeni olmasına rağmen dünya şampiyonalarında iki üçüncülük kazanıldı. Bu futbol türü, altyapısı olmayan bir spor dalı ülkemizde.
“Gençlerbirliği Bize Antrenman Sahası Bile Vermedi”
- Ampute futbolun ülkemizde ortaya çıkışı nasıl oldu?
Türkiye’de ampute futbol gazilerin TSK Rehabilitasyon Merkezlerinde tedavileri esnasında başladı. Gazilere tedavilerine ek olarak bu spor yaptırılıyordu. Üç kişiydi beş kişi oldu, ardından bir takım oluşturuldu, milli takım ortaya çıktı. Milli takım bir de Kara Kuvvetleri Gücü vardı. Biz ayrılalım ve daha profesyonel olarak bu işi yapalım dedik. Çünkü askeri kışla içerisinde insanlar görmüyorlar, haberdar olmuyorlar; bir tedavi yöntemi şeklinde devam ediyor bu çalışmalar. Türkiye Bedensel Engelliler Spor Federasyonu bu sporu da kabul etti ve 13 branştan birisi olarak federasyona dâhil oldu.
İlk olarak 2002 yılında Keçiören Ampute Futbol Takımı’nı oluşturduk. Gençlik Spor İl Müdürlüğü’nün kulübüne gittik takım olarak. İl Müdürlüğü’nde de olmadı. Gençlerbirliği’ne gittik, o zaman Murat Başesgioğlu spor bakanıydı. İlhan Cavcav’a, rahmetli Hasan Doğan’ın da olduğu bir gün “Alın bu çocukları, niye sahip çıkmıyorsunuz bunlara” dedi. Sayın Cavcav da gelsinler dedi fakat ondan sonra bize çalışmak için antrenman sahası bile vermediler. Daha sonra da gazi arkadaşları örgütledik ülkenin birçok yerinde. Bir takımdık yedi tane kulüp oluştu bu çalışmalar sonucu. Arkasından bir Türkiye turnuvası düzenlendi. Avrupa Şampiyonası’na gittik Rusya’ya. Gruplardan çıkamadık çünkü çok yeniydik. Ülkeye döndüğümüzde takım sayısı 14 oldu. Bu takımlara eğitimler verildi. Derken 2009’da da Ampute Futbol Süper Ligi kuruldu. Şu anda ülkemizde 20 tane Ampute futbol takımı var. Yirminin üzerindedir ama resmi olarak bilinen yirmidir. Süper lig var, önümüzdeki yıl birinci lig olacak, bu şekilde devam edecek. Daha sonra kulüpler çoğaldıkça bölgesel ligler veya ikinci lig üçüncü lig şeklinde devam edecektir.
- Ampute futbola ilgi nasıl?
Futbol olmasından, futbolun popüler olmasından dolayı ampute futbola ilgi diğer engelli sporlardan daha fazla. Engelliler ülkemizde doksanlı yıllardan beri basketbol oynasa da futbol kadar popülaritesi yok ne yazık ki. Üstelik kulüp sayısı da altmış yetmiştir. Çünkü bilinmiyor. Başlangıç aşamasından, gazilerin arasından çıkmasından dolayı daha özel bir ilgi görüyor ampute futbol. TRT her hafta bir maçımızı naklen veriyor diğer karşılaşmaları da özet olarak yayınlıyor. Bunun da etkisi oldu tabii ki. Bize gelip katılan sporcu sayısı giderek artıyor.
“Kulüp Adında Engelli Yazmayınca Valilik Yardım Etmiyor”
- Sizin şu an oynadığınız takımda birkaç kez isim değişikliğine gidilmiş, bunun hikâyesini anlatır mısınız?
Ben Yenimahalle Belediyesi Engelliler Spor Kulübü’nde oynuyorum. Geçen sene kulübün adı Başkent’ti. Bu isimde engelli kelimesi geçmiyordu. Bu da bizim için dezavantaj çünkü valilikten falan deplasmana giderken araç alamıyoruz. Valilik, bu engelli bir kulüp değil diyor ve yardım etmiyor. Biz de adını değiştirdik ve Ankara Engelliler Gençlik ve Spor Kulübü yaptık. Bu yıl Yenimahalle Belediyesi bize sponsor oldu. Belediye Başkanı Sayın Fethi Yaşar ve Başkan Yardımcısı Sayın Şenol Balaban deplasman giderlerinizi her şeyinizi biz karşılayacağız dediler. Bu nedenle de kulübümüzün ismi değişti ve Yenimahalle Belediyesi Engelliler Spor Kulübü oldu. Şu anda sağ olsunlar bütün giderlerimizi onlar karşılıyorlar. En azından deplasmanlara gittiğimizde araç için diğer masraflar için para aramak zorunda kalmıyoruz, bundan dolayı rahatladık. Bunun yanında da Batıkent’te bir arsa gösterdiler bize 7,5 dönüm. Üzerine ampute futbol için saha ve tesis yapılacak. Bu araziyi 25 yıllığına bize verecekler. O zaman biraz daha rahatlarız, halı saha ve benzeri tesisler yapıldığında geliri olmayan arkadaşlar orada çalışabilecekler. Ülkemizde geçen yıl başlayan ampute futbol liginde kulübümüz şampiyon oldu. Ampute futbol liginin ilk şampiyonu da biz olduk böylece.
- Ampute Milli Takım olarak hangi başarılara imza attınız biraz bahseder misiniz?
2007 yılında 11 takımın katıldığı Dünya Şampiyonası’nda dünya üçüncüsü olduk. 2008 Avrupa Şampiyonası yapıldı ve 5 ülke katıldı bu şampiyonaya. Biz bu şampiyonada da Türkiye’ye ikincilik getirdik. Son olarak 16-27 Ekim 2010 tarihleri arasında Arjantin’de düzenlenen, 16 takımın katıldığı ve Özbekistan’ın birinci olduğu Dünya Şampiyonası’nda Rusya’yı 1-0 yenerek dünya üçüncüsü olduk.
“Dünya Şampiyonası’nda 15 ilâ 20 Bin Seyirciye Oynadık”
- Arjantin’de ülkemize üçüncülük kazandırdınız. Orada atmosfer nasıldı, neler yaşadınız?
Arjantin gibi bir yerde dünya şampiyonası yapıldı ve biz katıldık. Şampiyonayı insanlar çok yakından takip ettiler. Ortalama 15 ilâ 20 bin seyirciye oynadık. Mükemmel bir ilgi vardı. Ülkemize dönmek için havaalanına gittiğimizde büyük bir sevgi seliyle karşılaştık Arjantin’de. Ülkemizde seyirci anlamında ilgi yok, ancak eş dost, arkadaşlar bazen de merak eden gazeteciler geliyorlar. En yakın arkadaşlarımız hatta benim gibi Ampute olan iş arkadaşlarımız dahi pek rağbet etmiyorlar bizim yaptığımız maçlara.
Dünya Üçüncülerine Yalnızca 15 Altın
- Bir Avrupa ikinciliği, iki de dünya üçüncülüğünüz var. Kazandığınız bu başarıların ardından ne tür ödüller aldınız?
Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü’nün ödül yönetmeliği var. Buna göre 2007’deki üçüncülüğün ardından 100 cumhuriyet altını verildi sporculara. 2008 Avrupa Şampiyonası’ndaki ikincilik için 50 cumhuriyet altını verildi. Son olarak üçüncü olduğumuz 2010 Dünya Şampiyonası’nın ardından ise kişi başı 15 cumhuriyet altını verilmesi kararlaştırıldı. Ödül konusunda Federasyon Başkanı Mustafa Veysel Gürpınar ve Ampute Futboldan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Elvan Uğurlu miktarın arttırılması ile ilgili olarak Gençlik ve Spor Müdürlüğü ile görüşmeler yapıyorlar. Sağ olsunlar ampute futbolcuların haklarını en iyi şekilde korumaya çalışıyorlar. Bu çalışmaları neticesinde de ödül miktarının arttırılacağı konusunda bazı duyumlar alınmış.
“Amatöre Spor Yaptırmamak İçin Her Türlü Engel Çıkarılıyor”
-Ödülün düşük verilme sebebi ampute futbola olan ilginin az olması ve A milli futbol ve basketbol takımları gibi tanıtım anlamında ülkeye büyük katkınızın olmaması mı?
Burada miktar mı önemli yoksa ülkenin temsil edilmesi mi önemli? Önemli olan hangisi? Bu branşta da dünyanın en iyilerinden bir tanesiyiz. Çok kısa zamanda çok iyi yol aldık. Federasyonumuz kısıtlı bütçesine rağmen elinden geleni yapıyor. Federasyonumuzu bu konuda en ufak suçlayamam çünkü bu ödülleri Gençlik Spor Genel Müdürlüğü veriyor. Federasyonumuzun yıllık ortalama bütçesi 2,5 milyon. Bu 2,5 milyonla basketbol süper ligi, basketbol birinci ligi, bölgesel ligler var, oturarak oynanan voleybol... yani 13 tane branş var. Federasyon bu branşlara mı yardım yapacak ampute futbola mı yardım yapacak? Hangi birine yetişecek? Sponsor da bulunamıyor. Yalnızca milli takıma bir sponsor bulunabildi geçen defa. Devletimizin sosyal sorumluluk açısından çok eksikleri var. Engelliye spor yaptırmamak için türlü bahaneler üretiliyor. Daha da genelleştirmek gerekirse amatör insanlara spor yaptırmamak için türlü engeller çıkarılıyor. Biz engelliyiz sıkıntılar yaşıyoruz ama sağlam olup da amatör olarak spor yapan insanların da bir sürü sıkıntıları var. Hakikaten bu yönde eksiğimiz çok.
-Hakkınız olduğunu düşündüğünüz bir ödül miktarı var mı peki?
Şimdi hakkımız olan miktarı, bunu takdir edersiniz ki örneğin 15 değil de 50 demiş olsalardı sineye çekerdik işte. Bu kadar bir ödül alınca da bunu dillendirirsek bu işi para için mi yapıyorsunuz, milli formayı para için mi giyiyorsunuz derlerse diye düşünürdük. Biz bu işi severek yapıyoruz. Milli formayı hangi sporcu giymek istemez? Ama bunun da bedeli varsa ki bunun bedeli ortaya çıktı gördünüz sizler de (basketbolculara verilen ödülü kastediyor) biz de böyle dalga geçer gibi bir miktarın verilmesine karşı çıkıyoruz. Hiç verilmesin o zaman.
“Engelliyiz Ama Dilenci Değiliz”
-Dünya ikincisi olan basketbol milli takımımızın kaptanı Hidayet Türkoğlu bir açıklama yapmıştı, maddi manevi destek bekliyoruz diye. Bu konudaki görüşleriniz nelerdir, siz çok az miktarda ödüller almanıza rağmen bu zamana kadar herhangi bir açıklama yapmadınız?
Demek ki öyle açıklama yapmak gerekiyor. Bize de daha önce gelindi ne bekliyorsunuz denildi ve biz aynen şunu söyledik 2007’de: “Büyüklerimiz neyi uygun görürlerse razıyız, biz bu işi para için yapmıyoruz”. Hakikaten de böyle. Ama açıklanan miktar bizlere engelliyiz diye sadaka verir gibi olunca biz haksızlık yapıldığını düşündük. Niye sadaka versinler? Biz engelliyiz ama dilenci değiliz. Evet büyüklerimiz bize 15 cumhuriyet altını uygun gördü ama bu bize karşı bir ayıptır. Aldığımız ödülün tutarı beş bin değil yirmi bin olsa ben böyle konuşamazdım, o zaman neyine yetmiyor yirmi bin denilebilir haklı olarak. Ama maddi manevi destek isteyenler sözleşmelerde milyon dolarlara imza atıyorlar. Ben ve benim gibiler ise bu işi tamamen gönüllü olarak yapıyoruz. Biz ligde oynuyoruz beş kuruş almıyoruz. Aramızda hiçbir sağlık güvencesi olmayan arkadaşlarımız dahi var. Devlet bana sahip çıkmış gazi olduğumdan dolayı, bir iş sahibiyim, maaşım var. Ama bizim hiçbir şekilde beş kuruş geliri olmayıp da haftanın üç günü antrenmana gelen gençlerimiz var. Ben aynı zamanda kulüp başkan yardımcısıyım. Bu çocuklara gidiş geliş yol parasını veremiyoruz. Çünkü kulüplerin bir geliri yok. Bizimle aynı dönemde Basketbol Milli Takımı oyuncularına 1,7 trilyon ödül verildi. Onlar bu ülkeyi temsil ediyor da biz ne yapıyoruz? Bize en büyük ödülünüz milli formayı giymektir dense başımızın üstüne. Ama bu şekilde davranılmasın. Engelli olmakla sağlam olmak arasındaki fark bu mu? Bütün takım arkadaşlarım aynı görüşte.
- Peki, son olarak ne bekliyorsunuz yetkililerden? Gördüğüm kadarıyla yalnızca maddi değil sizin sorunlarınız manevi anlamda da büyük bir sıkıntı içerisindesiniz?
Şunu beklerdik biz, bir dünya üçüncülüğü aldık -kaptan olarak tüm arkadaşlarımla aynı görüşte olduğumu belirterek söylüyorum- Gençlik Spor Genel Müdürlüğü’nün bizi takdir etmesi, arkasından Sayın Bakanımızın, Başbakanımızın ve Cumhurbaşkanımızın bizi kabullerini beklerdik. Öyle biz geldik, iyi geldiniz, hoş geldiniz o kadar. Çok bir beklentimiz yok yani.
“Milli Oldum da Ne İçin Oldum?”
- Bu saydığınız kurum ve kişilerden sizinle görüşenler olmadı mı, başarınızdan dolayı sizi tebrik eden? Çünkü bu tür milli başarılardan sonra Başbakan da Cumhurbaşkanı da sporcuları makamlarında kabul ederler.
Yok hayır, böyle bir şey olmadı ne yazık ki. Takım sporunun ne kadar zor olduğunu bilirsiniz. Bu başarı kolay değil. Benim yaşım 39 olmasına rağmen ben her gün karşılaşmaya çıktım. Arjantin’deki dünya şampiyonasında 8 gün boyunca her gün maç yaptık finale çıkabilmek için; her gün bir maç. Profesyoneller derler ya haftada iki maç yaptık, üç günde bir maç yaptık yorgunum diye. Biz sekiz günde sekiz karşılaşmaya çıktık hepsi de çok üst düzeydeydi. Ben buraya geldiğimde bir hafta vücudumda ağrılar çektim. Buna rağmen biz bu şekilde değerlendiriliyoruz. Bir Cumhurbaşkanı bir bakan, insanın gönlünü alır, tebrik ederim arkadaşlar başarılı oldunuz der. Bizim illa beklentimiz maddi değil. Bu da çok büyük bir destektir bu işi yapanlara. Kendi kulübümden yedi tane sporcu vardı milli takımda öyle oldu ki sporcularımı kaybetme düzeyine geldim, o kadar riskliydi. Bir tebrik takdir olmayınca da insan “ne bu, ne için yapıyoruz bunu, ben milli oldum da ne için oldum” diyor.
* Vücudundaki uzuvlardan biri ya da birkaçı kısmen veya tamamen olmayan, engelli.
HaBertaraf.com
|
|
20 Ocak 2011 - 11:43:40
|
Dolar |
|
|
1.562
|
1.572
|
|
Euro |
|
|
2.119 |
2.134 |
|
Sterlin |
|
|
2.478 |
2.530 |
|
Altın |
|
|
67.81 |
68.20 |
|
IMKB |
|
|
65927 |
|
|
|
|
AK Parti'nin içkiyi önemseme nedeni!... |
|
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, 'Muhafazakârlıkla hiç ilgisi yok dediği içki yasağının gerekçesini anlattı, sınırlarını çizdi. Çelik, Danıştay'ın başörtüsü konusunda verdiği kararı da değerlendirdi.
|
|
|
|
|
|
|
Seçim vitrinine sürpriz adayları taşımaya hazırlanan CHP parti yönetimi DP'den istifa eden eski başbakanlardan Mesut Yılmaz başta olmak üzere kamuoyunca tanınan birçok isme adaylık teklifi götürmeye hazırlanıyor. |
|
|
|
|
Hacettepe Üniversitesi mide kanseri ile beslenme ilişkisini araştırdı. |
|
|
|
|
|
|