|
|
 |
Kılıçdaroğlu'ndan cemaat açılımı
İsmail KÜÇÜKKAYA
[email protected] |
|
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Berlin'de bir yandan Alman muhataplarıyla görüşürken, diğer yandan da buradaki Türk dernekleriyle buluştu.
Dernek başkanlarının 'çetin' sorularına yanıtlar verdi, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Seçime kadar geçecek 8 aylık dönemin ipuçları bu temaslarda gizliydi, hepsini zaman içinde değerlendirme ve sizlere aktarma çabası içinde olacağız.
Şimdi size hem referandum sonucunu etkilemiş hem de gelecek seçimlerin 'belirleyenlerinden' olacak bir olgu hakkında Kılıçdaroğlu ile yaptığımız sohbetin detaylarını ileteceğim. Böylece Kılıçdaroğlu'nun, ülkemizin temel özellikleriyle ilgili yaklaşımı ortaya çıkacak. Konumuz 'yoksulluk' ve siyaset; bununla bağlantılı 'cemaat' ve siyaset...
'YOKSULLUK VE DİN BİRLEŞİNCE...'
Berlin yolunda CHP lideri ile referandum izlenimlerini konuşuyorduk. O, işsizlerin AKP'ye oy verdiğini söyledi, bence ilginçti. Söz yoksulluğa geldi, kendisine dün AKŞAM'da yayımladığımız Nazan Üstündağ'ın 'bilim insanı' gözüyle yaptığı yoksulluk tespitlerini hatırlattım, 'yoksulluğun siyasetin ana öznesi haline gelmekte olduğu' görüşünü...
İlgisini çekti. Ve bakın nasıl çarpıcı bir değerlendirme yaptı:
'Yoksullukla din birleşince o kitle kaskatı kesiliyor, ulaşamıyorsunuz. Yoksul ve işsiz, yardım alıyor, onu devletten değil, iktidardan sanıyor. Devreye inanç da girince siz ona erişemiyorsunuz. Cemaatler burada devreye giriyor. İşte Nazan Hoca'ya da Ayşe Hoca'ya da (Buğra) bunu sormak lazım. O kesimlere nasıl ulaşılır, o kaskatı yapı nasıl çözülür, anlamak istiyorum.'
NURCU DA OLABİLİR, SÜLEYMANCI DA
Kılıçdaroğlu 'bir toplumsal dinamik' olarak cemaat gerçeğini nasıl gördüğünü bence çok önemli şu sözlerle ortaya koydu:
'Ben cemaatlere saygılıyım, insanlarımız manevi dünyalarında cemaatlere yakın olabilir. Nurcu da olabilir, Süleymancı da Fethullahçı da... Yeter ki bunu siyasallaştırmasınlar. Manevi dünyayı siyasete alet etmesinler.'
'CEMAAT TABANDA DEĞİL TAVANDA GÜÇLÜ'
Yok saymak yerine anlamak çabası...
Kılıçdaroğlu'nun, bir CHP lideri olarak bu tutumunun altını çizmek isterim, hayli önemsenecek yaklaşımlar.
Ve buna uygun çözümler geliştirmek arayışını...
Tam bu noktada gündemden hiç düşmeyen Fethullah Gülen hareketine ilişkin çarpıcı biranaliz, şöyle:
'Cemaat tabanda sanıldığı gibi güçlü değil. Asıl sermaye açısından güçlü ve entelektüel düzeyde belirleyici konumdalar.'
Nasıl, çok ilginç değil mi?
Gerçekten Türkiye'nin düşünce dünyası son 20 yıldır sağın elinde. Bunu Kılıçdaroğlu'na da söyledim.
Zihinsel üretim arenasında çeşitliliğe ve rekabete şiddetle ihtiyaç duyuluyor. Uzlaşmacı rekabet için böyle bir zemin şart.
BERGAMA MÜZESİ'NDEYİZ
Şimdi biraz da geziden renkli notlar: Henüz seyahat başlamadan Kılıçdaroğlu'yla Bergama Müzesi'nden bahsetmiştik. Mümkün olursa gidelim diye konuşmuştuk. İki saatlik bir boşluk oluşturuldu ve dün Berlin'de Bergama Müzesi'ni gezdik. Tamamı topraklarımızdan, Osmanlı İmparatorluğu döneminde savaş gemileriyle kaçırılan eserler sergileniyor. Müze sadece bu heykel ve kabartmalar için 20 yılda özel olarak yapılmış.
Müze ve eserler gerçekten önemli, etkileyici.
Büyükelçiliğe gittiğimizde, resme tutkusu bilinen Kılıçdaroğlu, oradaki tabloları, ressamlarını sıralayarak, 'Bu Nuri İyem'den'... gibi tek tek inceledi. Akşam yemekte 'parti içinde ve dışında çok engel var, aşabilecek misiniz, kararlı mısınız?' sorusuyla karşılaşmıştı. Kim bilir, Bergama Müzesi'nde 2 bin 500 yıl öncesine dayanan eserlerde tasvir edilen, tanrılar katındaki mücadeleleri ilgiyle dinlerken siyasetteki kavgaları ve hesaplaşmaları düşünüyordu.
Babil Kalesi yıkılmazmış, askeri olarak ele geçirilemez... Duvarında 'Düşmanlar boşuna uğraşmasın' yazarmış.
İçeriden yıkılmış. Tam bu bilgiler verilirken Kılıçdaroğlu bana döndü ve sessizce şunu söyledi: 'Biz CHP'yi içeriden de güçlendiriyoruz.'
|
|
21 Eylül 2010 - 07:19:11 |
|
|

Dolar |
|
|
1.474
|
1.484
|
|
Euro |
|
|
1.982 |
1.997 |
|
Sterlin |
|
|
2.310 |
2.350 |
|
Altın |
|
|
61.62 |
62.17 |
|
IMKB |
|
|
63862 |
|
|