|
|
 |
Analiz
Ergin BOROBEY
[email protected] |
|
Herhangi bir şey yazmadan önce o yazıya nasıl başlamam gerektiği konusunda her zaman tereddütlerde kaldığım olmuştur. Buda bunlardan biri sanırım. Herkesin bir konuda yeterince yazdığı, yorum yaptığı bu referandum ile ilgili ben farklı şeyler düşünüyorum. Politikayı sevmiyorum ama bu bir şeyler yazmama engel olmuyor. Sevmiyorum çünkü Politika, yalan ve onun getirdiği şeylerden oluşur. Maalesef Türkiye’de Siyaset, Politika üzerine kurulu ve işler bu şekilde yürüyor. Ve bu dayanılmaz bir sorun…
…
Henüz referandum sonuçları açıklanmadan birkaç saat önce, yakın bir dostum beni aramış ve sonuçları kısmen de olsa bana bildirmişti. Metropol’ün ve onun karmaşık gürültüsünden oldukça uzakta sessiz, sakin bir şehirde ve hatta bir bahçede çayımı yudumluyordum. Burası evim olmalı. Daha doğrusu sonuçları bu şekilde takip etmek istemiş olmamdan kaynaklanan bir durum.
Bu kadar geç yazmamın sebebi, onca referandum yazısı içerisinde kaybolmaktan korkmuş olmamdı. Her neyse biz yazımıza bakalım…
…
Aylar süren bir macera herkesin beklediği şekilde noktalandı. Birilerine göre birileri kaybetti, birileri kazandı. Kimse doğru dürüst düşünme niyetinde değil. Zaten seçim kaybetmiş olmakta kimilerinin umurunda değil. Haritaya baktığımda tek gördüğüm şey bunun bir gizli genel seçim olduğu. Benim tahminim %55 ila %60 arasında gidip geleceği idi ve öylede oldu. Ben yanılmadım bu yüzden sonuçları izlerken sürprizle filan da karşılaşmadım.
…
SONAR adında bir araştırma şirketi var. Referandum süresince bol bol anket yayınladılar. Hatta bir de telefon görüşmesi yapmıştık sağ olsunlar nezaketlerinden ötürü teşekkür ederim. Lakin yani utanmadan sıkılmadan ideolojik bir şekilde hiçbir veriye dayanmadan yaptıkları bu çalışmaları “Anket” diye insanlara yutturmaya kalkıyorlar. Gazeteleri de “Sözcü” öyle bir gazete ki, manşetine baktığımda içim ürperiyor. Gazetecilik dışında her şeyi yapıyorlar.
Tamam, basın özgürlüğü de bu nasıl bir özgürlük anlamış değilim. Seviye sıfırın altında her yol mubah. Yalan, iftira yani kısaca her şey…
…
Kimse kendini kandırmasın %42’lik bu oranı paylaşamayanlar asıl utanması gerekenlerdir. Kaybettik diyemeyenlerdir. Her yenilgi sonrası hesap kitap yapma gayreti içinde olanlar 2011 seçimlerinde de yenilgiye hazır olsunlar.
Peki, şimdi bu %42 ne oluyor derseniz bunun %27’si CHP ye aittir. %10’u MHP ye ait. Kalanı ise hayır kampanyasına “Evet” diyenlere aittir. MHP evet dedi diyenler var ama ben kesinlikle katılmıyorum. Muhafazakâr MHP Seçmeni evet vermiştir bu doğrudur lakin Ulusalcı MHP seçmeni hayır demiştir.
…
Pekâlâ, bu %58 ne oluyor derseniz ona da şöyle yorum getirebilirim. %45 iktidarın kendi oyudur. Kalan rakam ise BBP, SP, Muhafazakâr Ülkücüler ve diğer seçmenlere aittir. Bu diğer seçmenler dediğim kitle içerisinde sol görüşlü insanlar da vardır…
…
Kemal KILIÇDAROĞLU efsanesi bitmiştir. CHP’nin iddia edildiği gibi oy oranı çoğalmamıştır bu bir suni gündemdir. Bunu parti yöneticileri de biliyor lakin kaybedilmiş bir seçim sonrası teslimiyet görüntüsü vermemek için şimdilik gündem yaratma peşindedirler. Bir partiye Genel Başkan olabilirsiniz. Ancak önemli olan Lider olup olamadığınızdır. Halk Partisi, Hakkı SÜHA OKAY ve Önder SAV ile yönetilen kişisel bir partidir. İddia edildiği gibi öyle Halk Partisi falan değildir. Açıkça söylüyorum, CHP 2011 seçimlerine Mustafa SARIGÜL ile girecektir. Bu günlerde bunun altyapısı hazırlanmaktadır.
…
Milliyetçi Hareket Partisi’ne gelince, çok büyük bir stratejik hata yapmışlardır. MHP, kendi içindeki Ulusalcı cephe yüzünden taban kayması yaşamaktadır. CHP bir kez kaybetmiştir ancak MHP iki kez kaybetmiştir. Seçim sonrası yapılan açıklamalar da gösteriyor ki MHP bu tutumunu değiştirmeyecektir. Ancak 2011 seçimlerinde baraj tehlikesi ile karşı karşıya olacaklarını kendilerine hatırlatmakta fayda var.
…
Son olarak; Bu Referandum Maddiyatçılar ile Maneviyatçılar arasındaki gizli bir çarpışma idi. Kazananı kendiniz seçin. Türkiye büyük bir değişim yaşadı ve bu değişimin büyüklüğünü ileride daha net görebileceğiz. Bu bir “Gizli” genel seçimdir. Umarım kaybeden siyasiler yüzünü statükoya değil millete dönerler…
…
Bir çift sözümde Levent KIRCA ve Müjdat GEZEN’e olacak. Televizyon ekranında T.C Başbakanına akla hayale sığmayan iftira ve hakaretlerini kendi hanelerine bir eksi olarak yazsınlar. Sanatçılar toplumun farklı bireyleridir önemli kişilerdir. Sizler sanatınızı Politika ile kirletmeye devam ettiğiniz sürece hak ettiğiniz bir şekilde unutulup gitmekten kurtulamazsınız…
Bu ülkede,
Anlamadığım bir şey var oda anlatamadığım…
…
Bu Filmi mutlaka izleyin: Verblendung (Ejderha Dövmeli Kız)
Bu Kitabı Mutlaka Okuyun: Öğretme’nin Yolculuğu (Ersal ÖZKAN)
Bu Şarkıyı mutlaka dinleyin: My Baby You (Marc Anthony)
Birde;
Mutlu ve Esenle Kalın…
|
|
18 Eylül 2010 - 13:23:15 |
|
|

Dolar |
|
|
1.488
|
1.498
|
|
Euro |
|
|
1.952 |
1.967 |
|
Sterlin |
|
|
2.296 |
2.340 |
|
Altın |
|
|
61.29 |
61.73 |
|
IMKB |
|
|
63862 |
|
|