|
|
 |
Tasfiye süreçlerini durduramazlar
Necmettin EVCİ
[email protected] |
|
Türkiye’nin kendini yeniden keşfeden ve kuran bilinci, açılımın hayati ölçüde mecburiyet olduğunu anlayınca, eski yapıyı da tasfiye etmek gerektiği kanaatine vardı.
Halkı ile kopuk denecek kadar mesafeli devlet paradigması, resmi ideolojiyi dayatan kurumları, katı devletçi anlayışı savunan partileri, milli duyguları kışkırtan partilerin iç barıştan ziyade öfkeyi, husumeti körükleyen yıkıcı tutumları ile bir yere gidilemeyeceği anlaşıldı. Statükocu yapı ile ne içeride ne dışarıda sürdürülebilir bir başarının sağlanamayacağı iyice anlaşılmıştı. Değişen dünyanın zorladığı koşullar karşısında, ya eski tutum sürdürülerek sonu meçhul bir maceraya girilecek ya da tarihsel yerimizi alma cesareti gösterilerek varoluşsal bir sıçrama yapılacaktı. Türkiye ikinci yolu seçerek açılım yapmaya karar verdi. Devlet, bu kararın doğal sonucu olarak kendini tepeden tırnağa değiştirerek yeniden formatlamaya başladı. Değil mi ki, eğer varlık iddiasını stratejik etki alanını genişleterek bölgesel, sonrasında da küresel bir güç olarak devam ettirmek istiyorsa, eski bağnazlıklarla amacına ulaşamazdı. Refederandum yapılacak değişikliği halkın onayına sunarak, oluşturulacak yeni yapının halk tarafından benimsenmesini, içselleştirmesini amaçlamaktaydı.
Referandum oldu. Halk önüne konan tercihlerden elbette daha fazla demokrasiyi, daha fazla hakları, hukuku ve daha fazla demokrasiyi seçecekti. Öyle de oldu. Eğer propaganda süreci daha elverişli tarz ve ortamda gerçekleşseydi ‘evet’ oyları kuşkusuz daha fazla, mesela % 80 civarında çıkacaktı. Ama mesele kimi parti ve odaklarca rayından saptırıldı. İş hükümete güvenoyuna dönüştürüldü. Muhalefet bu anlamda da büyük bir darbe yedi. Bununla kalsa yine iyi. Şimdi müthiş dağılma, savrulma sürecine girdiler. İçten içe erimenin, kaynamanın devam edeceği anlaşılmaktadır. O nedenle biz, yazılarımızda bu seçimle, beklenen amaçlardan çok ileri etkilerin gerçekleştireceğini söyleyip durduk. Ne demek istediğimizin somut yansımaları önümüzdeki süreçte daha iyi anlaşılacak.
Referandumun sonuçları, başta siyasi partiler olmak üzere ülkenin siyasi güdemini oluşturan konuları kökten sarsmış değiştirmiştir. Bundan böyle Türkiye’nin siyasi gündemi; oluşacak yeni konular, duyarlıklar etrafında teşekkül edecektir. Kürtçü ve Türkçü milliyetçilikler çökmüş veya çöküşün eşiğine gelmiştir. Bu birbirinin karşıtıymış gibi gözüken uçlardan sadece biri zayıflamış olsaydı, elde edilen sonuç fazla tesirli olmazdı. Ne ki birbirini besleyen, varlık nedenlerini birbirlerinin keskinliğinden alan iki aşırı uç da birlikte çözüldüler. Türk halkı, bu konuda da büyük bir feraset örneği göstermiştir. Seçmen, milli veya etnik duyguların sömürülmesi, sinir uçlarının kanatılması ile kolayca yönlendirilecek bir kitle olmadığını kanıtlamıştır.
Verilen mesaj çok iyi okunmalıdır. Bundan böyle siyasal hayatta söz sahibi olmak isteyen partiler ve sivil toplum örgütleri, öfkeleri köpürterek neticeye gidileceği basit ve çirkin hesaplardan vazgeçmelidir. İçine girdiğimiz dönem, herkesin özgür bireysel tercihlerle topluma ve ülkeye katkı sağlayacağı bir dönemdir. Artık siyasi partiler oturup bu ülke için ne yapacaklarını ciddi ve samimi olarak düşünmeli, düzgün, tutarlı politika üretmelidir. Böylelikle belki bir şans daha elde edebilirler. Değilse zaten başlamış olan tasfiye süreçlerini kendileri de durduramazlar. Artık Türk halkının bireyden devlete, içeride ve dışarıda; güçlü, mutlu, etkin bir Türkiye özlemi taşıyan yüksek, olgun ruhunu anlamanın vakti gelmedi mi?
Halkımız tercihini yaptı. İşte görüyorsunuz açılım da tıkır tıkır işliyor, tasfiye de. Şimdi ikisinden hangisini tercih ettiğinize de siz karar verin.
|
|
18 Eylül 2010 - 00:08:57 |
|
|

Dolar |
|
|
1.492
|
1.502
|
|
Euro |
|
|
1.944 |
1.959 |
|
Sterlin |
|
|
2.316 |
2.360 |
|
Altın |
|
|
61.45 |
61.89 |
|
IMKB |
|
|
63862 |
|
|