|
|
 |
Statüko’nun hezimeti
Taha KURUTLU
[email protected] |
|
Evet, milli irade sandıkta “Evet” diyerek yeni bir anayasaya olan özlemini ortaya koydu. Aslında sonucun “EVET” çıkacağı bence aşikârdı. Zira millet, kendi menfaatine olan ve ilk defa kendisine sorulan bir anayasa değişikliğine “Hayır” oyu vermenin mantıksız ve kifayetsiz bir davranış olacağını biliyordu. Hakeza sonuç %58’e %42 gibi açık ara bir farkla “EVET” çıktı. Millet statükoya “Buraya kadar” dedi. Referandum bitti ancak bizim bu referandumdan çıkaracağımız dersler var.
Öncelikle Sayın Bahçeli bence derhal istifa etmeli. Başta memleketi Osmaniye olmak üzere “Kale” olarak gördüğü birçok yerde sandıktan “EVET” çıktı. Yani MHP tabanının neredeyse yarısı genel başkanlarını dinlemeyerek milli iradeye olan inançlarını sandığa yansıttılar. Zira Sayın Bahçeli tabanından, inanmadıkları bir davaya onay vermesini bekledi ki bu siyaseten intihar anlamına geliyordu. 12 Eylül sürecinde en büyük yarayı almış bir camiaya “Hayır” dedirtmeye çalışmak zaten deveye hendek atlattırmak gibi bir şeydi. Lakin öyle görünüyor ki Sayın Bahçeli istifa etmeyecek. Sonuçlar açıklandıktan sonra yaptığı açıklamada rejimin tehlikeye gireceğini söyleyip her zamanki yenilen pehlivan psikolojisi ile erken seçim istedi. Ayrıca daha aydınlık ve sivil bir Türkiye için küçükte olsa atılan bu adımı, Türkiye’nin karanlığa doğru sürükleneceğine yordu.
BDP genel başkanı ise sonuçlar açıklandıktan sonra son derece trajikomik bir açıklama yaptı. Demirtaş:“Boykottan başarı ile çıkıldı. Tüm engellemelere rağmen boykotta istediğimizin de üstüne çıkıldı.” dedi. Demirtaş ya ezbere konuşuyor ya da tam bir yüzsüzlük örneği sergiliyor. Hakkâri, Şırnak ve Diyarbakır dışında diğer illerde BDP hüsrana uğradı. Bekledikleri boykotu bulamadıkları gibi sandıklardan büyük oranda “Evet” çıktı. Doğu illerindeki düşük katılıma dikkat çekilebilir ancak herkesin malumudur ki genel seçimlerde de doğu illeri maalesef Türkiye siyasetinden kopuk bir tablo çizmektedir. Yani doğu illerinde çeşitli sebeplerden ötürü her zaman demokrasiye katılım düşük olmuştur. Ancak referandumda yine de azımsanmayacak bir katılım olmuş ve Urfa, Elazığ, Siirt, Bingöl, Adıyaman, Bitlis başta olmak üzere sandıktan ezici bir “EVET” çıkmıştır. Kürt halkı BDP’yi dinlemeyerek demokratik açılım konusundaki beklentilerini tekrar hükümete hatırlatmıştır. Yani Kürt halkı sekteye uğrayan ya da uğratılan açılıma karşı olan desteğini gündeme getirmiştir. BDP halkı demokrasiden soğutma kumarında kaybetmiştir.
CHP’nin durumu maalesef tam bir dram… Onlarca ilde “Hayır” mitingi yapan Kılıçdaroğlu’nun oy kullanamamış olması uzun süre geyik konusu olacak gibi. Daha ilk günden kendi görüşünden olan köşe yazarlarının “neticede daha oyunu kullanmaktan aciz, zavallı bir adam” tanımlamasına maruz kaldı. CHP kendi tabanını “Hayıra” yönlendirmeyi başardı ancak sandıktan çıkan “Evet” CHP için büyük bir yenilgidir. CHP’nin bu süreçte yaptığı en büyük yanlış kendi elleriyle referandum sürecini Ak partinin güvenoyu seçimi havasına bürümesi oldu. Meydanlarda sürekli olarak “Tayyip Erdoğan anayasasına Hayır” argümanının kullanılması meseleyi AKP-CHP kavgasına dönüştürdü. Çok yanlış yerlerden vurarak direk hükümete karşı bir propaganda yürüttü. Meselenin kayısı veya fındık fiyatı olmadığını meselenin siyasallaşmış yargı, darbe hayali kuran asker, vatandaşa çifte standart olduğunu anlamazlıktan geldi. Ancak CHP bunu kendi elleriyle yaptı. O yüzden CHP seçmeninin de bilinçli olarak “Hayır” dediğine inanmıyorum. Mesele “CHP’li olmak Ak partiye karşı olmak” bazında değerlendirildiğinden partililerde haliyle genel başkanları ne derse onu yerine getirdiler.
Bu süreçte “Hayırcıların hatası” meseleyi kendi elleriyle süreci genel seçim havasına sokmaları oldu. Bu işe destek veren Saadet partisi, Büyük Birlik Partisi, Bağımsız ülkücüler, ikna edilemeyen ülkücüler, STK’ları görmezden gelmeleri bunun en açık örneği. Sonucu hala Ak parti’nin bir zaferi olarak görmeleri meseleyi hala anlamadıklarını gösteriyor. Ak parti ise keşke maddeleri tek tek oylasaydı. Eminim yine sandıktan “EVET” çıkacaktı. Böylelikle süreç gerginlik, çatışma ve kamplaşma ekseninde büyük oranda kurtarılmış olurdu. İnsanlar partilerine oy verir gibi değil hakikaten anayasa oylar gibi seçimlerini yaparlardı.
Anayasa değişikliği bu ülke için hayırlı olsun. Daha özgür bir Türkiye için, kralların değil kuralların hâkim olduğu bir Türkiye için ileri bir demokrasi ve etkin milli irade için küçükte olsa önemli bir mesafe aşılmış oldu. Bundan sonra hükümet derhal daha kapsayıcı daha özgürlükçü, “Hayır” oyu veren vatandaşlarında görüşlerinin, fikirlerinin alındığı yeni bir anayasa yapmalıdır. Nitekim başbakan bunun sinyallerini vermiştir. Muhalefet ise masadan kaçma yolunu, milleti demokrasiden soğutma yolunu bırakıp daha ılımlı, uzlaşmacı bir siyaset izlemelidir. Aksi takdirde tarihlerine bir hezimet daha eklemiş olurlar.
|
|
13 Eylül 2010 - 11:38:32 |
|
|

Dolar |
|
|
1.474
|
1.484
|
|
Euro |
|
|
1.982 |
1.997 |
|
Sterlin |
|
|
2.310 |
2.350 |
|
Altın |
|
|
61.62 |
62.17 |
|
IMKB |
|
|
63862 |
|
|