|
|
 |
Derin Ak Parti’de zafer gecesi
Aslı AYDINTAŞBAŞ
[email protected] |
|
Yaz ortasında AK Parti’nin kamuoyu araştırmalarını yapan Pollmark şirketi yüzde 57 “Evet”i işaret eden seçim tahminlerini yazınca Milliyet okurundan bol tepki almış, birkaç hafta sonra bir başka araştırmacı Adil Gür’ün Evet-Hayır oylarını “başa baş” gösteren analizinden söz edince övgü almıştım. Doğrusu ben de Gür gibi sonucun yakın olacağını sanıyordum.
Oysa Pollmark’ın tahmini doğru, Adil Gür’ünkü yanlış çıktı.
Referandum sonuçları açıklanmaya başlayınca, oturup uzun uzun düşündüm. Ben mi körleşmiştim konforlu hayatımın koridorlarında, okurlar mı keskinleşmişti? Nasıl oldu da anketler kafamı bu kadar karıştırdı?
Dün akşam, “%57 Evet” tahminiyle turnayı gözünden vuran Pollmark kurucusu Ertan Aydın’ı aradım. Pollmark, tam anlamıyla “derin AKP.” Erdoğan’a en kritik anlarda stratejik destek veren kurum... Harvardlı Aydın, 9 Temmuz’da Milliyet’e “Muhalefetin bu referandumu Erdoğan için bir güvenoyuna dönüştürmesi riskli bir strateji çünkü AK Parti bunu lehine çevirip bir ‘Erdoğan koalisyonu’ oluşabilir. Erdoğan’a bakış % 58 olumlu” demişti. Haklı çıktı.
Dün de ağzı kulaklarındaydı: “Referandum Ak Parti lehine işledi. 2011 seçimlerine eli rahat gidiyor. Akıllıca bir kampanya yürütür, farklılıklara tolerans gösteren bir üslup kullanırsa, Evet’çileri kendi seçmenine dönüştürebilir.”
AK Parti’nin bu süreçte sıkı çalıştığı, pahalı ve dinamik bir kampanya yürüttüğü ortada. Ama hükümete karşı yükselen bir tepki dalgası da var . Nasıl bu kadar yüksek oy çıkar? “Çünkü AK Parti belki de tarihindeki en haklı davasını savundu. 2007 Cumhurbaşkanlığı sürecinde bile seçmen nazarında bu kadar haklı değildi. Paketin içeriği berraktı. Anlattıkça destek arttı.”
Dayanamayıp, CHP’yi soruyorum. Allah için Kemal Kılıçdaroğlu çok çabaladı. Ama partisi tam anlamıyla “döküldü.” Bir yanda ellerinde iPad’ler, Blackberry’ler, genç reklamcılarla dev bir AKP makinesi, diğer yanda hâlâ “taşra siyaseti” yapan, 70 üzeri Polütbüro’nun kontrolünde bir CHP. O CHP ki, genel başkanına seçmen kaydı yaptırmayı bile unutmuş!
Aydın analizimi doğruluyor: “Kılıçdaroğlu çalıştı. Ama teşkilatlar çalışmadı. Genel Başkan Don Kişot gibi kaldı. Ama strateji yanlıştı. CHP çok şey söyledi ama ortaya bir bulamaç çıktı. Kılıçdaroğlu genel aftan ürün fiyatlarına kadar yüzlerce konuya girdi ama hepsine ucundan dokundurdu. Kafa karıştırdı. Seçim sürecinde 3-5 maddeye indirgeyebileceğiniz net mesajlar yoktu.”
“Ya MHP?” diye soruyorum. “MHP siyasi intiharla başladı” diyor kazanan tarafın temsilcisi. “Seçmeni inanmadığı bir davaya sürükledi. Bu süreç içinde baraj altında kalabilir.”
İşte dün AK Parti iç kabinesinde yapılan değerlendirmeler böyleydi.
CHP, MHP’de taşlar oynasın
Referandumun ortaya koyduğu 3 gerçek var. Birincisi, ister beğenin ister beğenmeyin, Tayyip Erdoğan her şeye rağmen Türkiye’nin en popüler siyasetçisi olmaya devam ediyor. Bu olası bir “başkanlık sistemi” tartışması için anlam taşıyan bir sonuç.
İkincisi CHP’deki lider değişimin, maalesef teşkilata, partiye yansımadığı... Kemal Kılıçdaroğlu iyi bir kampanya yürüttü. Ancak bütün CHP’li dostlarımın da kabul ettiği gibi, parti dökülüyor. Teşkilatlar motive değil. Dinamik Türkiye’yi kucaklayamıyorlar. Başta Kılıçdaroğlu olmak üzere herkes partinin neden liderin gerisinde kaldığını, genel seçimlere kadar hangi taşların oynaması gerektiğini düşünmek zorunda.
Üçüncüsü ise MHP’nin ciddi anlamda revizyona gitmesi gerektiği. Bu referandumda MHP tabanı Evet’e kaydı. Şaşırmadım. Milliyetçi hislerin en yukarıda olduğu bu dönemde bile MHP, gerçek bir alternatif sunamıyor. Parti referanduma asılmadı, dinamik değil; genel başkanın yazılı açıklamaları dışında doğru dürüst iletişim stratejisi yok. Genel seçime böyle giderse baraja takılma riski var.
Seçmenden açılıma onay
Boykot Doğu’da tuttu. Boykot etmeyenler de Evet dedi. Güneydoğu seçmeni, “Evet” ve boykot oylarıyla açık bir mesaj verdi. “Statükoculuk oyununda yokuz” mesajı... Demokratik bir devlet, bu mesajı duymak zorunda. Aksi takdirde ortada ciddi bir temsil sorunu var demektir.
Peki ne yapılabilir? Tabii baraj meselesini 2011’i beklemeden konuşmak lazım.
Ayrıca referandum sonuçları, açık bir biçimde hükümete “açılıma devam” mesajıdır. Güneydoğu’dan Evet ve boykot oylarının anlamı budur. Türkiye’nin kalanı ise, AKP’yi “açılım” nedeniyle cezalandırmamıştır. MHP tabanı bile, Devlet Bahçeli’nin “PKK’yla pazarlık var” propagandasına rağmen Evet’e kaymıştır. Demek ki, Kürdüyle Türküyle seçmen, “açılıma devam” diyor.
|
|
13 Eylül 2010 - 10:46:11 |
|
|

Dolar |
|
|
1.495
|
1.505
|
|
Euro |
|
|
1.953 |
1.968 |
|
Sterlin |
|
|
2.315 |
2.355 |
|
Altın |
|
|
61.29 |
61.73 |
|
IMKB |
|
|
60608 |
|
|