Dün itibarıyla referandım geride kaldı. Bu yazıyı kaleme aldığım saatlerde henüz sonuç netleşmediği için bir yorum yapmayacağım. Ama tahminim evet çıkacağı yönünde. Ayrıca gönlümde evetten yana. Ama şu kesinki referandum nedeniyle toplum ikiye bölündü. Hoşgörü yerini kin ve nefrete bıraktı. Referandum öncesi yapılan mitingler, siyasi propagandalar toplumsal birlikteliğe hizmet etmek yerine çatışmayı derinleştirdi.
Bu referandum milleti çok yordu. Maddeleri konuşulmadı. Sayın Başbakan'ın villası ile Kılıçdaroğlu'nun villası konuşuldu. CHP, MHP bu iki parti hayır cephesinde yer aldı. AK Parti, Saadet ve BBP evet cephesinde yer aldı. BDP ise seçimleri boykot etti. Her siyasi parti kendi gündemini halka dayattı. Özellikle muhalefet partileri referandumu hiç konuşmadı. Tamamen siyasi konulara girdiler. CHP bu paketin yargıya hakim olma paketi olduğunu söyledi. MHP ise bu paketin üniter yapıyı bozacağını söyledi. Vatan hainliği, satılıklar, yalakalar, dalkavuklar, hırsızlar, kalpazanlar gibi kelimler çok sık kullanıldı.
Mitinglerde çok harcamalar yapıldı. Muhalefet özellikle hükümetin çok para harcadığını söyleyerek haksız rekabetten şikayet etti. Pakette kaysının, mercimeğin, nohutun, zeytinin sorunları niçin yok diyen Kılıçdaroğlu ilginç bir tartışma başlatmış oldu. Bu pakette bu maddelerin nasıl yer alacağını ise söylemedi. BDP'nin silaha dayalı boykotu unutulmaz bir demokrasi katliamı olarak kayda geçti. Halkın özgür tercihi üzerine PKK silahlarını koydu. Ondan sonrada devletin faşizminden bahsettiler. Devleti silahlı şiddet organizasyonu olarak gören BDP'nin kendi tutumunu milletin vicdanı değerlendirecektir. Yine bir başka gariplik ise CHP'nin Meclis'teki oylamalar yapılırken oy kullanmamasına rağmen seçimlerde hayır oyu istemesi oldu. Meclis'te girip oy kullanmayan bir parti seçimde hayır oyu istedi.
Toplum bu konuşmalar nedeniyle maddelere hiç bakamadı. Keşke maddelerin tamamı konuşulsaydı. Millet neye oy verdiğini bilseydi. Başbakan, referandumda maddelerden daha çok hizmetlerini anlattı. O nedenle seçim AK Parti oylamasına dönüştü. Muhalefet seçimi güven oylamasına dönüştürdü. Muhalefet de iktidar da yanlış yaptı. Bu referandum bir siyasi parti seçimi değildi. O nedenle bu seçimlerin kazananı yada kaybedeni yoktur. Bu saatten sonra hükümete, Başbakana düşen sağduyu çağrısı yapmaktır. Kimsenin üzülmesine gerek yoktur. Genel seçimler yaklaşık bir yıl sonra yapılacaktır. O nedenle bu seçimlere kadar herkes kendisin çek etmelidir. Varsa hatalardan ders almalıdır. Demokrasinin güzelliği seçimlerdir. Mutlaka bir kazanan bir de kaybeden olacaktır. Ama bu durumu içimize sindirmeliyiz. Demokrasi bir tahammül rejimidir. Demokrasilerde son sözü millet söyler. Bu karar milletimizin kararıdır. O nedenle saygıdeğerdir ve anlamlıdır.
|