|
|
 |
12 Eylül akşamında hayırcıların çıkarması gereken zorunlu ders
Ergun BABAHAN
[email protected] |
|
Kamuoyu araştırmalarına göre, bu akşam bir 12 Eylül’de başımıza gelen felaketten büyük ölçüde kurtulmuş olacağız.
Üzerinden 30 yıl geçtikten sonra 12 Eylül gerçekten tarihe gömülüyor.
12 Eylül’e nasıl adım adım getirildiğimizi yeraltından çıkan silahlar, Ayışığı, Sarıkız, Balyoz planları ortaya koydu.
Hâlâ bu gerçeği görmeyenler, görmek istemeyenler var.
Sadece elinde silah olduğu için, kimi bürokratların Menderes’ten Demirel’e, Özal’dan Yılmaz’a kadar tüm siyasetçileri aşağıladığını, etkisiz kıldığını, gerektiğinde asıp gerektiğinde sürdüğünü unutuyorlar.
12 Eylül Türkiye’yi apolitikleştirme, korkularla yönetme planıydı bir bakıma.
30 yıl sonra Türkiye alabildiğine politik.
Kimileri ülkenin sahilleriyle kalan kısmı arasındaki bölünmüşlükten şikayetçi ama bu kalıcı bir şey değil.
Daha önemlisi, halkın ister evetçi, ister hayırcı olsun, politik tartışmanın içinde yeralması.
Anayasa konusunda üç aşağı, beş yukarı bir fikri olması.
Darbeden sonra politika tehlikeli, kirli bir hal almıştı.
İnsanlar politikayla ilgili herşeyden uzaklaştığı için yönetimleri kolaylaşmıştı.
Uzun yıllar sürdü bu durum.
Bu referandum bunun sonunu ilan ediyor ve “Yaşasın politika” diyor.
Politika önemli, çünkü nasıl yaşayacağınızı, ne hakka sahip olacağınızı, gelir seviyenizi, eğitim ve sağlık hizmetlerinin düzeyini politika belirliyor.
Çocuklarınız daha kaliteli okullarda eğitim görüyor, hastane kapılarında saatlerce beklemiyorsanız, ilacı uygun fiyata alabiliyorsanız, seyahate ister uçakla, isterseniz duble yollarda arabanızla çıkabiliyorsanız, politika sayesinde.
Politikadan uzaklaştığınızda sürü muamelesi görüyorsunuz, politikaya ağırlık verince birey oluyorsunuz.
Politikacı sizi memnun etmek zorunda.
Askerin böyle bir derdi yok, tehdit etmesi yetiyor.
Başta CHP olmak üzere hayırcı ve boykotcu hareketin bu gerçeği görmesi gerekiyor.
İnsanlar elbette laik-demokratik bir hukuk devletinde yaşamak istiyor.
Ama aynı zamanda seyahat etmek, U2’yu Türkiye’de izleyebilmek, modern alışveriş merkezlerinde gezmek, tatil yapmak ve bunları yapabilmek için para kazanmak istiyor.
Referandum, daha demokratik bir anayasa kadar, bu taleplere eveti de içeriyor.
Sadece korku, umutsuzluk dolu sözlerle iktidar olamazsınız.
Çünkü halk sizin ne yaptırmamak istediğinizle ilgili değil, ne yapacağınızı merak ediyor.
Yaptırmama konusunda artık gücün kendisinde olduğunu biliyor çünkü.
Bugün Türkiye’de halkın yeniden reşit olduğu gün bir anlamda.
İyi pazarlar...
Kıyılar ve Anadolu
Amerika’dakinin tersine bir tablo var karşımızda.
Amerikan seçimlerinde kıyılar genelde Demokratlar’dan, orta kesimler Cumhuriyetçiler’den yana oy verir.
Kıyılar, dünyayla daha aktif bir biçimde ilişki içinde olmaktan, liberalizmden, özgürlüklerden yanadır.
Orta kesimler izolasyondan, muhafazakarlıktan, yasaktan yanadır.
Türkiye’de bunun tam tersi.
Ancak daha derinde farklı bir gerçek var.
Türkiye’nin son yıllarda yaşadığı değişimin itici gücü olan, değişimden payını alan iller daha demokrat, değişimin dışında kalanlar ise muhafazakar bir tavır çiziyor.
O yüzden de laiklik dışında bir şey demeyen gazeteleri okuyor, partilere oy veriyorlar.
Yeni medya düzeni
Referandum ve haziran seçimleri Türkiye’de medya haritasını da etkileyecek kaçınılmaz olarak.
Şimdiden müşteri arayışında oldukları piyasada konuşuluyor.
Birbirinin kopyası olan, sürekli birbirinden okur çalmaya uğraştığı için okur tabanı hızla eriyen Doğan Grubu gazeteleri yeni sahiplerle karşımıza çıkacak belli ki.
Burada önemli olan gerçekten el değiştirecekse, bu gazeteleri kimin alacağı.
Gazeteleri diğer iş alanlarının kaldıracı olarak kullanmak isteyen sermaye grupları alırsa, paralarını sokağa atmış olur.
Çünkü tek yanlı yayıncılık okuru yoruyor ve sıkıyor.
Gazeteciliğe inanmayan, sadece bir güç aracı olarak gören gruplar bu ülkede mesleğin sonunu getirdi.
Biraz daha kötülerse, çukura varacağız.
Merak ettiklerim
- Beyaz Gölge olmasaydı Türkiye’de basketbol bu kadar popüler olur muydu?
- Gül’ü yuhalayanlar, muhafazakarların Sezer’e hiç böyle saygısızlık yapmadığının farkında mı?
- Yuhcular, Gül ve Erdoğan olmasa, o güzel salonlarda oturup Dünya Kupası izleyemeyeceklerini biliyorlar mı?
- Tanjeviç, Fenerbahçe futbol takımına taktik vermeyi de kabul eder mi acaba?
|
|
12 Eylül 2010 - 09:04:17 |
|
|

Dolar |
|
|
1.495
|
1.505
|
|
Euro |
|
|
1.923 |
1.938 |
|
Sterlin |
|
|
2.285 |
2.330 |
|
Altın |
|
|
60.85 |
61.40 |
|
IMKB |
|
|
60608 |
|
|