|
|
 |
Tehlike değişmedi
Güngör MENGİ
[email protected] |
|
Ülkemizin hayrına katkıda bulunmanın kestirme yolu yarın “hayır” demektir!
“Hayır” diyecek olanların ileride pişman olmaları halinde durumu düzeltme imkânları vardır.
Ama “Evet” diyen taraf kazanırsa muhtemel pişmanlığın büyük ihtimalle dönüşü olmayacaktır.
Çünkü yargıyı ele geçirecek olan iktidarın böyle bir şansı millete tanıyıp tanımayacağı şüphelidir.
Medya ve üniversitenin susturulması yüzünden türeyen ikinci sınıf kanaat önderleri toplumu yanlış yollara sürüklediler.
Gizli bomba patladığında
Yargının bağımsızlığına ve rejimin kuvvetler ayrılığı ilkesine karşı kurulan tuzaklar, yalanlardan beslenen propagandalarla gözden kaçırıldı. Demokratik hukuk devletine yönelik suikastın yüzsüzce gürültüye getirilmesi tam bir aydın ihaneti idi!
“Cambaza bak” yöntemi ile paketin içindeki süsler büyük kazanımlar olarak pazarlandı.
“Frenleri bitmiş bu arabayı artık kullanma” diyen bir uzmana “Ama dikiz aynası çok güzel, kıyamam” der misiniz?
Referandum paketi içinde gizlenmeye çalışılan saatli bomba patladığı zaman bir sivil dikta rejiminin altyapısı oluşacaktır.
Tehlikenin ayak seslerini yıllardır izliyoruz. Tehdit gerçekleşmemişse bunu yargı denetiminin her şeye rağmen işlemeye devam etmesine borçluyuz.
Fakat dikkat; “Evet” çıkarsa siyasi iktidara “dur” diyen bir yargı kurumu da kalmayacaktır.
Türkiye’nin risklerinden habersiz insanlar, referandumun toplumu neden bu kadar gerdiğine anlam vermekte zorlanabilir.
Düşünün ve oy kullanın
Oysa halkın zihnini yıllardan beri hep aynı kurt kemiriyor: Acaba Erdoğan, Cumhuriyet’in temel değerlerini siyasal İslâm’ın hedeflerine kurban eder mi?
Aynı şüphe dışarıda da var ki Wall Street Journal’a verdiği röportaj sırasında Başbakan o kritik sorulara muhatap olmuş.. Verdiği cevaplar, korkuların boşuna olmadığını gösteriyor.
Erdoğan “Bir insan aynı zamanda hem Müslüman hem laik olamaz” demişti yıllar önce. Bugün de aynı şekilde düşündüğünü söylüyor.
“Çünkü” diyor “İslâm bir dinken laiklik bir din değil..”
Doğruyu ifade ediyor ama farkında değil.
Laiklik bir din olsaydı insan hem laik, hem Müslüman olamazdı. Laiklik bir din olmadığı için insan hem Müslüman hem laik olabilir!
Dinin devlet işlerine karıştırılmasını onaylamayan bir Müslümanın daha makbul bir dindar olamayacağına kim, ne hakla hükmedebilir?
Yine yıllar önce sarf ettiği “Demokrasi bizim için araçtır” sözü hatırlatılınca da Başbakan şöyle demiş:
“Hâlâ aynı şekilde düşünüyorum. Demokrasi insanların mutluluğu ve huzuru için bir araçtır.”
Çeşit çeşit mutluluk var. Bu durumda... İktidar talep edenlerin hangi mutluluk peşinde olduklarını öğrenmediğimiz takdirde demokrasi de bir serseri mayın olmaz mı?
Batı basını, Evet’ler kazanırsa İslâmileşmenin hız kazanacağını yazıyor. Yanlış bir tahmin değil..
İyi düşünün ve oyunuzu mutlaka kullanın!
|
|
11 Eylül 2010 - 10:09:33 |
|
|

Dolar |
|
|
1.511
|
1.521
|
|
Euro |
|
|
1.921 |
1.936 |
|
Sterlin |
|
|
2.320 |
2.365 |
|
Altın |
|
|
61.07 |
61.67 |
|
IMKB |
|
|
60608 |
|
|