DOLAR 1.500 - EURO 1.923 - ALTIN 60.30 - IMKB 60608
Pazartesi 13 EYLÜL 2010
Kılıçdaroğlu 8 Ağustos'ta uyarılmış Türkiye, ekonomik rekabette 61. sırada İşte İstanbul'da kesin sonuç Sandıkların tamamı açıldı, işte sonuç Hangi anket şirketinin tahmini tuttu? TEM'deki kazada ölü sayısı 11'e yükseldi Dolmuş otobüse arkadan çarptı: 14 yaralı Bursa'da trafik kazası: 2 ölü "Açık kalan mikrofon"da Kılıçdaroğlu krizi Gül ile Erdoğan final maçını izledi habertaraf.com
 
 
 
En kanlı darbenin 30. yıldönümü
 
 
 
 
Ahmet Zeki YEŞİL
Mutluyum mutlusun mutlu
 
 
 
Okur Temsilcisi
Hırsızlığın yeni adı: Bir internet sitesi
 
 
 
 
Türk Basketbolcu Hidayet Türkoğlu
 
 
 
 
 
Vakit
Nusret ÇİÇEK.
Şimdi iş Adalet Bakanı’na kalıyor
 
 
Akşam
Serdar AKİNAN
Sandığın sonucu: Muhatap Öcalan
 
 
 
 
Esen MIESSEN
 
Kadir SARIKAYA
 
Aliya RAHTE
 
Adem Yavuz IRGATOĞLU
 
İsmail NERİMANOĞLU
 
 
 
Yuhalanan Egemen Bağış değil iktidar

Can ATAKLI
[email protected]
 
 
Birkaç gündür Egemen Bağış’ın yakın ilgi gösterdiği bazı gazeteci ve yazarlar U2 konserinde bakanın adının söylenmesinden sonra doğan protestolara nasıl üzüldüklerini yazıyorlar.

Bu dostlarımızın, bir bakanla arkadaş olmaları, her yere davet edilmeleri ve sürekli hoş tutulmalarına karşılık “vefa örneği” göstermeleri belki mazur görülebilir, ama olayı çarpıttıkları için de bir gazeteci olarak içim daralıyor.

Çünkü bu çemberdeki dostlarımız, sanki o büyük kalabalık Egemen Bağış’ı yuhalamış gibi gösteriyorlar ve üstelik herkesi nankörlükle suçlayıp “Ayıp değil mi U2’yu bu adam getirdi” diyorlar.

Tabii iş sadece arkadaşlık açısından ele alınıp üstüne bir de Türkiye’deki siyaset ve toplumsal yapı bilinmeyince ortaya böyle garip yazılar çıkıyor.

Egemen Bağış’çı dostlarımız bilmeli ki o büyük kalabalık aslında Egemen Bağış’ı yuhalamadı. O büyük kalabalığın tepkisi bugünkü iktidara yönelikti. Bono, Egemen Bağış değil de Ertuğrul Günay deseydi de, Ömer Çelik deseydi de hatta Meclis Başkanı Mehmet Ali Şahin deseydi de, tepki aynı olacaktı.

Çünkü, ister inanın ister inanmayın, toplumun önemli bir bölümünde iktidara yönelik çok ciddi bir tepki ve öfke var artık. Bu tepkiyi ve öfkeyi dile getirenler de özellikle büyük kentlerde oturan kişiler.

Nitekim benzer bir protesto basketbol milli takımının maçında Cumhurbaşkanı Gül’e de yapıldı. O da Gül’ün şahsına ya da cumhurbaşkanlığı makamına karşı değildi, iktidardı protesto edilen.

Egemen Bağış’çı dostlarımızın yanlış algıladıkları bir konu da, protestocular, ki neredeyse stadı dolduranların tamamı, yani 60 bin kişi, protestoyu, Bono’yu getirdiği için değil, Bağış iktidar partisine mensup olduğu için yaptı.
Yoksa, yıllardır Bono da Bono diye sayıklayan o on binler deli mi, Bono’nun getirilmesinde büyük katkısı olan kişiyi yuhalasın.

Aynı kanıya Egemen Bağış’ın eşi hanımefendi de katılmış. Bağış’çı dostlarımız hanımefendinin de nasıl üzüldüğünü acıklı cümlelerle yazmışlar. Egemen Bağış’ın eşi “Bono’yu getirmekle iyi bir iş yaptıklarını belirterek” yuh seslerinin yüreğini dağladığını anlatıyor.

Üzerine ekliyor da; “Türkiye’ye yararı olan birini 500 bin kişi protesto edecekse bile yine getiririz” diyor. İşte yanlış burada; hanımefendi eşiniz Türkiye’ye yararlı olan kimi getirirse getirsin kimse protesto etmez, eşinizin protesto edilmesinin nedeni iktidarın parçası olması.

*****


DİKKATİMİ ÇEKEN ŞEYLER

Geç kalan karar değişikliği


Herhalde görmeyen kalmamıştır. AKP referandumda evet oyu verilmesi için dağı taşı “Evet” afişleriyle donattı. Neredeyse tüm billboard’lar, duraklardaki ilan panoları, bir ikisi hariç tüm gazetelerin sayfaları “Evet” sloganıyla dolu.

İktidar bununla da yetinmedi, yasalara aykırı da olsa, tüm kavşakları, köprü üstlerini, ana caddeleri “evet” afişleriyle donattı.

Bu afişlerin hepsinde farklı sloganlar var. Örneğin “Daha çağdaş bir anayasa için evet” diyor biri. Bir başkasında “Fişlenmeye son vermek için evet” yazıyor.
Kamuoyu araştırma şirketleri, son haftaya girildiğinde bu kampanyanın “aşırıya” kaçtığını belirterek “Bu durum iktidar partisine yaramıyor, evetler hayıra kayıyor” öngörüsünde bulundular.

Sanıyorum bu uyarılar parti yönetimi tarafından da ciddiye alınmış ki, bayram gününden itibaren tüm afişler toplatıldı ve yerine “Partiye değil ülkene evet” afişleri asıldı.
Belli ki AKP toplumun önemli bir bölümünün referandumu “anayasa değişikliklerinin oylanması” gibi değil de “iktidara güven oyu” olarak değerlendirdiğini düşünmeye başladı ve son üç gün için de olsa yanlıştan dönme kararı aldı.

Bilemem artık yararı var mı? Kararını veren verdi. Vermeyen küçük bir azınlık kalmıştır.

*****


BUNU YAZMAK GEREK

Bu nasıl reklam anlayışı


AKP’nin “aşırıya” kaçan reklam kampanyasının ters teptiği iddialarına karşı iktidarının tüm reklam işlerini yapan şirketin sahibi Erol Olçar bir açıklama yapmış. Demiş ki “Ne alakası var. Coca Cola çok reklam yaptığı için az mı içiliyor yani?”

Erol Olçar’ın adını AKP’den önce hiç duymamıştım. Reklamcıymış, ama demek ki benim haberim olmamış. Ne zaman ki AKP iktidar oldu ortaya çıktı bu reklamcı.

Bir anda Türkiye’nin en önemli işadamlarının arasına girdi. Söylendiğine göre onun haberi olmadan kuş uçmazmış reklamcılık dünyasında. O kadar etkin ve yetkin yani.
İyi de, AKP reklamlarına yönelik eleştiriler karşısında söylediklerini normal bir reklamcı söyler mi? Reklamcılık eğitimi almış, bu işten gerçekten anlayan biri böyle konuşur mu?

Coca Cola reklamı ile bir partinin propagandası aynı şey mi? Biri toplumun iştahına hitap eder diğeri aklına zekâsına.

Partileri ve dolayısıyla devleti şirket, seçmeni müşteri gibi gören ve her reklamcı mantığının işe yarayacağını sananların nasıl aldandığını bugüne kadar çok gördük.
Ayrıca her şeye rağmen Erol Olçar da belli ki hatayı görmüş ve diğer yazıda yazdığım gibi AKP’nin sloganını son üç günde değiştirmiş.

O halde reklamcılık sektörüne de zarar veren o açıklamayı neden yaptı acaba? Tahminim, eleştiriler karşısında ne diyeceğini bilemedi, aklına gelen ilk savunmayı yaptı.

*****


ÖNERİ

İcatçı kardeşlerden rica


Teknoloji ve yeni buluşlar dur durak bilmiyor. Açıkçası piyasaya sürülen yeniliklere yetişmek olanaksız. Ayrıca bu kadar yeniliğin üst üste gelmesi ceplerimizi de yakıyor.

Örneğin bir telefon alıyorsunuz, marifetlerini arkadaşlarınıza gururla gösterirken bir bakıyorsunuz ki onun da bir üst modeli çıkmış.

İcatçı ve buluşçu kardeşlerimiz maşallah çok iyi çalışıyorlar.

Ama benim bir şikâyetim var ve icatçı buluşçu kardeşlerin buna da bir çare bulmasını özellikle rica ediyorum.

Dizüstü bilgisayarlar küçüldükçe küçüldü ve hafifledi. Benim de böyle küçük bir bilgisayarım var, üstelik klavyesi de neredeyse normal bilgisayarlar kadar büyük. Yani yazı yazması çok kolay. Böyle olunca arabada giderken bile yazı yazabiliyor ve yazımı gönderebiliyorum.

Gerçi hepiniz biliyorsunuz ama, bu küçücük bilgisayarların şarj aletleri ve kabloları çok büyük. Hatta benim bilgisayarın şarj aleti ve kabloları bilgisayarımdan fazla yer tutuyor.

Güya elimde zarf gibi taşıdığım bilgisayar var, peki şarjını nerede saklayacağım.

Ricam anlaşıldı değil mi? Şu şarj aletlerini de küçültün ne olur, telefonlarınki kadar olamaz mı örneğin?


 
11 Eylül 2010 - 10:09:15
 
 
Havadurumu
 

 
 Dolar
 
1.490
1.500
 
 Euro
1.908 1.923
 
 Sterlin
2.280 2.325
 
 Altın
59.75 60.30
 
 IMKB
60608  
 
 
Yeni trend internet fotoğrafçılığı...
 
Sosyal paylaşım sitelerinde yayınladığı fotoğraflarla ismini duyuran fotoğraf sanatçısı Onur Bacacı ile fotoğrafçılık sektörünün sorunlarını ve internette hızla önemini arttıran internet fotoğrafçılığı üzerine konuştuk.
 
 
 
 
  1950’den bugüne kadar 475 kişi rahipler tarafından taciz edilmiş ve bunların 13’ü intihar etmiş.  
 
 
 
  O dünyanın en güzel kadınlarından biri, bankada milyonarca doları ve birbirinden güzel altı tane çocuğu var... Evleri, arabaları, uçağı da cabası.. İlk bakışta dünyanın en mutlu insanı olması gerekirmiş gibi görünüyor... Ama ünlü yıldız Angelina Jolie'nin öyle büyük bir derdi var ki...    
 
 
 
 
Artık referandum geldi çattı. Peki sandık başına gidince tercihiniz ne olacak?
 
Ülkemin geleceği için tabii ki "Evet" oyu kullanacağım.
 
Elbette "hayır!"ı tercih edecek ve AKP'ye "güle güle" diyeceğim.
 
Referandumu boykot edeceğim.
 
Hala karar veremedim. Sandık başına gittiğimde ne olacağını ben de bilmiyorum.
 
 
 
 
 
 
 

Mostbet AZ

 
 
       
Kategoriler   HaBerTaraf HaBertaraf Yayın Hizmetleri
Sahibi ve Genel Müdürü Rıfat YÖRÜK
Genel Yayın Yönetmeni Mevlüt (Kurucu)

habertaraf.com'da yayınlanan tüm materyalin her hakkı saklıdır. Kaynak gösterilmeden kullanılamaz.


  mostbet
 
 
Gündem Sağlık-Çevre Hakkımızda
Yazarlar Eğitim Künye
Güncel Bilim-Teknik
Siyaset Kültür-Sanat Yayın İlkeleri
Dünya Mizah Yorum Kriterleri
Yurt Yaşam
Ekonomi-İş Medya  
Spor Magazin