DOLAR 1.521 - EURO 1.936 - ALTIN 61.67 - IMKB 60608
Pazartesi 13 EYLÜL 2010
Sandıkların tamamı açıldı, işte sonuç Hangi anket şirketinin tahmini tuttu? TEM'deki kazada ölü sayısı 11'e yükseldi Dolmuş otobüse arkadan çarptı: 14 yaralı Bursa'da trafik kazası: 2 ölü "Açık kalan mikrofon"da Kılıçdaroğlu krizi Gül ile Erdoğan final maçını izledi Kılıçdaroğlu'dan ilk açıklama Akıllardan çıkmayacak referandum komedisi Rize'de trafik kazası: 4 ölü, 4 yaralı habertaraf.com
 
 
 
En kanlı darbenin 30. yıldönümü
 
 
 
 
Ahmet Zeki YEŞİL
Mutluyum mutlusun mutlu
 
 
 
Okur Temsilcisi
Hırsızlığın yeni adı: Bir internet sitesi
 
 
 
 
Türk Basketbolcu Hidayet Türkoğlu
 
 
 
 
 
Milliyet
Abbas GÜÇLÜ
YÖK kaldırılacakmış! Hani KPSS de kaldırılacaktı?
 
 
Vakit
Abdurrahman DİLİPAK
Haydi sandık başına
 
 
Bugün
Ahmet TAŞGETİREN
Uçuk bir öneri daha...
 
 
Radikal
Akif BEKİ
İyi olan kazansın ama...
 
 
Vatan
Can ATAKLI
Oyunu kullanmayana fıkra okumak yok
 
 
Sabah
Emre AKÖZ
Sabaha karşı gelen münasebetsiz telefon
 
 
Star
Ergun BABAHAN
12 Eylül akşamında hayırcıların çıkarması gereken zorunlu ders
 
 
Yeni Şafak
Fehmi KORU
Yasaklı günün düşündürdükleri
 
 
Star
Mehmet ALTAN
Otuz yıl oldu, toplumca utanmalıyız...
 
 
Milli Gazete
Mustafa ÖZCAN
Castro’nun cibilliyet ve asabiyeti
 
 
Radikal
Oral ÇALIŞLAR
30 yıl önce Mamak Cezaevi'nin 'kafes'inde...
 
 
Akşam
Özlem ÇELİK
Tayfun Talipoğlu: Balbay'dan özür diliyorum
 
 
Zaman
Selim İLERİ
Her şey Şarlo!
 
 
Hürriyet
Yılmaz ÖZDİL
14’üncü dev
 
 
 
 
Kadir SARIKAYA
 
Aliya RAHTE
 
Adem Yavuz IRGATOĞLU
 
İsmail NERİMANOĞLU
 
Mansur Tuncay TAŞÇI
 
 
 
Yeni dil, yeni bayramlık lazım

Yıldırım TÜRKER
 
 
Marx uyarmıştı:
“Bütün ölmüş kuşakların geleneği, büyük bir ağırlıkla, yaşayanların beyinleri üzerine çöker. Ve onlar kendilerini ve şeyleri, bir başka biçime dönüştürmekle, tamamıyla yepyeni bir şey yaratmakla uğraşır göründüklerinde bile, özellikle bu devrimci bunalım çağlarında, korku ile geçmişteki ruhları kafalarında canlandırırlar, tarihin yeni sahnesinde o saygıdeğer eğreti kılıkla ve başkasından alınma ağızla ortaya çıkmak üzere, onların adlarını, sloganlarını, kılıklarını alırlar....Yeni bir dil öğrenmeye başlayan kişi, onu hep kendi anadiline çevirir durur. Ama ancak kendi anadilini anımsamadan bu yeni dili kullanmayı başardığı ve hatta kendi dilini tümden unutabildiği zaman o yeni dilin özünü, ruhunu özümseyebilir.”
Fransız devriminin, kendine bir dil olarak Romalı giysileri içinde Romalı hamaset kalıplarını benimseyişini örnek olarak gösteriyordu. Cromwell ve İngiliz halkının da kendi burjuva devrimlerine gerekli dili, tutkuları ve hayalleri Tevrat’tan ödünç almış olduklarından dem vuruyordu.
Değişim, dönüşümün şart kıldığı devrimci ruhu bulabilmek için geçmiş hayaletlerin elinden tutmak, gerekli cesareti geçmişin savaş meydanlarından devşirmek insanın en anlaşılır özelliklerinden biri. Toplumların, büyük sıçramaların eşiğinde geçmiş zaferlerin şefkatine sığınması, kolektif belleğine kayıtlı o duyguyu kışkırtması elbette gerçek dönüşüme direnen, sorunlu bir alan da yaratıyor. Eğreti kılık ve başkalarının ağzı ile yeni bir dil öğrenmek gerçekten imkânsız.
Marx’ın işaret ettiği bu derdin üstüne gidecek olursak şu bayram günü otoritenin, toplumsal örgütlenmenin, toplumca kendimizi kıstırmış olduğumuz açmazın okumasını yapabiliriz gibi geliyor bana.
Düşmanlık üretmeden, birbirimizin üstüne yumurta, boya, bin bir çeşit hakaret, tehdit, şantaj savurmadan bir adım atmayı beceremiyoruz işte.
Kan alan, can alan, işgalci dil, kavruk hayatımızın sıvası hâlâ.
Kahramanlık, cengâver erkeklik, karşı taraftakini zorbalıkla sindirmenin yordamıyla demokrasi peşindeyiz. Demokrasiden anladığımız da
kendi dilimize tercüme etmiş olduğumuz bir
savaş alanı.
Tercüme meselesi, hayatımızın her anını işgal etmiş. Karşımızdakini, yanımızdakini, uzağımızdakini, kurdu kuşu, havayı suyu, taşı toprağı, dünyayı kendi dilimize tercüme ederken yitip gidenler üstüne yazıklanmayla geçer hayat. Anladığımızı sandığımızı hazmedememiş; beğendiğimizi sandığımızı sevememiş olduğumuzu fark ettiğimizde. Karşımızdakinin savunmasını tehdit sanmış, uzattığı eli yumruk, getirdiği çiçeği lanet sanmış olduğumuzu.
Kişisel dramlar yanlış tercümeden doğar. Yaralarımızla okur, yaralarımızla
dinleriz. Kendimizi ne kadar sağaltmış olduğumuzu sansak da çocukluğumuzdan beri incinmiş her anlam, belki biraz
güdük ya da aksine şiş kalacaktır. Diyelim vicdan kelimesi herkesin ufkunda farklı bir hacim kaplar; kimileri adaleti ceza,
eşitliği ‘fifti fifticilik’ sanar. Bu yüzden
kimi sevgiyi tepinerek ister, kiminin istediği fark edilmez; kiminin sevecek yerleri
çoktan iğdiş edilmiştir, kimi bir aferine kaç takla atar. Kimi karşısındakinden korktukça korkutur, sonunda en korktuğu şeyi yapar. Kiminin bilmeden yarasını okşarsın, canı yanar, ısırır.
Hız, tercüme hatalarını besler, nasılsa ‘ah kimsenin vakti yok, durup ince şeyleri anlamaya’...
Marx, haklıydı. ‘Yeni bir dil öğrenmeye başlayan kişi, onu hep kendi anadiline çevirir durur.’
Demokrasi denen o yabancı dili özümseyebilmek için zorbalığın, güce tapmanın, ezik böbürlenmelerin
lehçesiyle kirlenmiş anadilimizi unutmak zorundayız. Demokrasinin Türkçe mealinden bize hayır yok.


 
11 Eylül 2010 - 09:25:10
 
 
Havadurumu
 

 
 Dolar
 
1.511
1.521
 
 Euro
1.921 1.936
 
 Sterlin
2.320 2.365
 
 Altın
61.07 61.67
 
 IMKB
60608  
 
 
Yeni trend internet fotoğrafçılığı...
 
Sosyal paylaşım sitelerinde yayınladığı fotoğraflarla ismini duyuran fotoğraf sanatçısı Onur Bacacı ile fotoğrafçılık sektörünün sorunlarını ve internette hızla önemini arttıran internet fotoğrafçılığı üzerine konuştuk.
 
 
 
 
  1950’den bugüne kadar 475 kişi rahipler tarafından taciz edilmiş ve bunların 13’ü intihar etmiş.  
 
 
 
  O dünyanın en güzel kadınlarından biri, bankada milyonarca doları ve birbirinden güzel altı tane çocuğu var... Evleri, arabaları, uçağı da cabası.. İlk bakışta dünyanın en mutlu insanı olması gerekirmiş gibi görünüyor... Ama ünlü yıldız Angelina Jolie'nin öyle büyük bir derdi var ki...    
 
 
 
 
Artık referandum geldi çattı. Peki sandık başına gidince tercihiniz ne olacak?
 
Ülkemin geleceği için tabii ki "Evet" oyu kullanacağım.
 
Elbette "hayır!"ı tercih edecek ve AKP'ye "güle güle" diyeceğim.
 
Referandumu boykot edeceğim.
 
Hala karar veremedim. Sandık başına gittiğimde ne olacağını ben de bilmiyorum.
 
 
 
 
 
 
 

Mostbet AZ

 
 
       
Kategoriler   HaBerTaraf HaBertaraf Yayın Hizmetleri
Sahibi ve Genel Müdürü Rıfat YÖRÜK
Genel Yayın Yönetmeni Mevlüt (Kurucu)

habertaraf.com'da yayınlanan tüm materyalin her hakkı saklıdır. Kaynak gösterilmeden kullanılamaz.


  mostbet
 
 
Gündem Sağlık-Çevre Hakkımızda
Yazarlar Eğitim Künye
Güncel Bilim-Teknik
Siyaset Kültür-Sanat Yayın İlkeleri
Dünya Mizah Yorum Kriterleri
Yurt Yaşam
Ekonomi-İş Medya  
Spor Magazin