|
|
 |
CHP'nin parası yok mu?
Nazlı ILICAK
[email protected] |
|
CHP'lilerin "Paramız yok" yakınmalarını, bir propaganda malzemesi olarak görüyorum. Çünkü, her sene sahip oldukları milletvekili oranında Hazine yardımı alıyorlar. Rakamları hemen sizlerle paylaşayım:
Buna göre, AK Parti, iki yılda toplam 164 milyon, CHP 73 milyon, MHP ise 50 milyon lira almış. Ayrıca AK Parti'nin sitesine girip, "Gelir-Gider" bölümüne baktığınızda bütün rakamlar dökülüveriyor. Nereden, ne kadar para elde edilmiş; nerelere harcanmış... Her kalem, tabloda yer alıyor.
Buna mukabil, CHP'nin sitesinde hiçbir bilgi yok. Rakip partiden hesap sorarken, insan önce kendi hanesinin içini düzenlemeye çalışır, öyle değil mi?
Her yerde sadece "evet" afişinin bulunması, CHP açısından bir mağduriyet havası yaratıyor. Ama biraz kurcalayınca, gerçeğin farklı olduğu anlaşılıyor.
AK Parti'nin Mali ve İdari İşlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Edip Uğur ile konuştum. "Gürsel Tekin, Ankara ve İstanbul bilboardlarına 50 milyon lira sarf ettiğinizi ileri sürüyor" dedim. Kesin bir dille itiraz etti. "Bütün hesaplar meydanda. Her yıl makbuzlarla birlikte hesapları Anayasa Mahkemesi'ne gönderiyoruz; Yüksek Yargı tarafından denetleniyoruz."
Bu iddianın sahibi CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin'i 50 milyon lira hakkında açıklamaya davet ediyorum. O rakamı hangi belgeye dayanarak telâffuz etti? Bana da versin, takipçisi olalım. CHP'lilere bir başka sorum da şu: Son iki yılda 73 milyon lira Hazine yardımı aldığınıza göre, ne kadarını kampanyada sarf ettiniz? Ne kadarı kasanızda duruyor?
Rahibeler
"Rahibe" konusuna girmek istiyorum. CHP Avcılar İlçe Başkanı ile Belediye Başkanı, başörtülüleri rahibeye benzetirken, amaç, başını örtenleri kötülemekti. Ama, aslında rahibeler, kendilerini Allah'a vakfetmiş, dindar ve temiz insanlardır. Bir anlamda İslâmiyet gereği başını örtenle benzer niyetleri paylaşırlar; örtünmelerinin sebebi, cinselliği geri plana atmaktır.
Onlar ayrıca evlenmezler, mal mülk edinmezler; sürekli dua ederler. Meseleye bu açıdan bakınca, "Başını kapattın, rahibe gibi oldun" demek bir hakaret sayılmaz. Kaldı ki, Katolikler için konuşuyorum, 1960'larda Papa'nın kararıyla çoğu başını açtı. Bir rahibe okulu olan Notre Dame de Sion'da okuduğum için onları tanıyorum. Ama tekrar edeyim: CHP'nin maksadı, elbette, başörtülüleri övmek değildi. Aynı zihniyette olanların sık sık başını kapatanlar için "Rahibe" tanımını, aşağılayıcı bir tabir olarak kullandığına şahit oldum. Fakat, bu tartışma içinde, rahibelerin de hakkı yenilmesin istedim.
Ne biçim özür! Kemal Kılıçdaroğlu, afiş meselesinde AK Parti'ye ağır bir biçimde saldırdı. Tayyip Erdoğan'a "zavallı" bile dedi. Sonra hakikat anlaşıldı; Erdoğan'dan özür dilemedi. Sadece, "Başörtülüleri kırdıysak, özür de dilemesini biliriz" diye konuştu. AK Parti Genel Başkanı'ndan özür dilemek bir yana, ona, "Sen ananı da al git demiştin. Analardan özür diledin mi?" diye saçma sapan bir soru sordu.
Arada bir benzerlik var mı Allah aşkına! CHP Avcılar İlçe Başkanı ile Belediye Başkanı, İl Başkanı Berhan Şimşek'in bilgisi dahilinde başörtülüleri aşağılıyor; Erdoğan ise, bir mitingde "Anamız ağladı" diye bağıran kişiye o an öfkeleniyor ve "Ananı da al git" diyor. Erdoğan'ın o cümlesi, rencide edici. Ama AK Parti'nin genel tavrının bir yansıması olarak değerlendirilemez. Oysa CHP afişi, bildiğimiz o buyurgan zihniyetin bir tezahürü.
CHP yandaşına sorular 1) AK Parti'nin "mütecaviz!" afişleri, seni rahatsız ediyor da, CHP'nin "silikliğini" neden sorgulamıyorsun?
2) AK Parti'nin iktidar imkânlarını kullandığını söylüyorsun da, CHP'nin iki yılda Hazine'den aldığı 73 milyon lirayı ne yaptığını, niçin paranın üstüne yattığını merak etmiyorsun?
3) Evet buyurganlığını sevmiyorsun da, Hayırcıların öfkesi, iftiracı yaklaşımları gözüne batmıyor mu?
4) "Yargı ele geçiyor" diye telâşlanıyorsun da, Yüksek Yargı'nın dümeninde olanların, CHP sloganlarıyla "Hayırcı" bir tavır içine girmelerini, yargının tarafsızlığı açısından kaygı verici bulmuyor musun?
5) AK Parti'nin "sivil dikta" eğilimlerinden endişeleniyorsun ve niyet okuyorsun da, "Yürütme, yargıya müdahale edecek" diye beyanat üzerine beyanat veren HSYK ve Anayasa Mahkemesi üyelerinin, -28 Şubat brifinglerinde, askerleri alkışlamalarından hareketle-, samimiyetini niçin sorgulamıyorsun?
6) Tayyip Erdoğan'ın program ve gazeteci seçmesini tenkit ediyorsun da, Kemal Kılıçdaroğlu'nun "her davete icabet ettiği" gibi bir peşin hükme, hiç araştırmadan nasıl varıyorsun?
|
|
7 Eylül 2010 - 09:24:54 |
|
|

Dolar |
|
|
1.511
|
1.521
|
|
Euro |
|
|
1.921 |
1.936 |
|
Sterlin |
|
|
2.320 |
2.365 |
|
Altın |
|
|
61.07 |
61.67 |
|
IMKB |
|
|
61030 |
|
|