DOLAR 1.586 - EURO 1.924 - ALTIN 62.28 - IMKB 55234
Cuma 11 HAZİRAN 2010
Osmaniye'de operasyon sürüyor Real hipermarketlerde grev kararı Cari açık yüzde 175,4 arttı Şehit isimleri Ankara'da sokaklara verilecek İsrail'in saldırısı filmi BM'de izlendi Kasırga'da tutuklu sayısı 30 oldu Borsa 55.185,87 puandan başladı Ahmedinejad ''evet''e karşın Çin'i övdü ''Ehl-i Beyt o gece Mavi Marmara'daydı'' İsrail'in güvenliği bizim güvenliğimiz habertaraf.com
 
 
 
Hollanda'da seçimin tartışmasız galibi FAŞİZM
 
 
 
 
Ahmet ÇİÇEK
ABD (oğulları) ya da İsrail (oğulları)
 
 
 
Okur Temsilcisi
Fethullah Gülen haberlerine tepkiler
 
 
 
 
Cengiz Aytmatov'un vefat yıldönümü
 
 
 
 
 
Hürriyet
Ahmet HAKAN
Nerede duruyorum
 
 
Sabah
Erdal ŞAFAK
Hikâye!
 
 
Hürriyet
Ertuğrul ÖZKÖK
Darbe yapmak, zamparalık yapmak
 
 
Bugün
Gülay GÖKTÜRK
Paniğe gerek yok ama...
 
 
Radikal
Hasan Celal GÜZEL
Türk dış politikasını anlamak zorundasınız
 
 
Milliyet
Hasan CEMAL
Türkiye-Doğu-Batı derken değişimi anlamak! (4)
 
 
Yeni Şafak
İbrahim KARAGÜL
'28 Şubat ekseni' harekete geçti!
 
 
Zaman
İhsan DAĞI
1 Mart intikamcıları
 
 
Posta
Mehmet Ali BİRAND
Erdoğan sözünü tuttu, peki yarın ne olacak?
 
 
Hürriyet
Mehmet Yakup YILMAZ
Abdülnasır’a bir faydası olmamıştı
 
 
Hürriyet
Oktay EKŞİ
Türbanlı memur...
 
 
Vatan
Ruşen ÇAKIR
Gülen üzerinden Erdoğan zayıflatılabilir mi?
 
 
Star
Şamil TAYYAR
Hükümet tasfiye planını nasıl okuyor?
 
 
Sabah
Sevilay YÜKSELİR
Kim bu MOSSAD ajanı gazeteciler?
 
 
Milliyet
Taha AKYOL
Eksen kayması?
 
 
Radikal
Türker ALKAN
Erdoğan 'monşerlere' kızmakta haklıdır!
 
 
Star
Yağmur ATSIZ
Ankara tutarlı!
 
 
Yeni Şafak
Yusuf KAPLAN
Türk Barış Düzeni'ne doğru... (2)
 
 
Vatan
Zülfü LİVANELİ
Batı’nın AKP aşkı, nefrete dönüştü
 
 
 
 
Emine K. ARSLANER
 
Taha KURUTLU
 
İbrahim YILDIRIM
 
Harun KABAN
 
Kevser TOPKAR
 
 
 
Hem İsrail’e, hem ABD’ye, hem kendi cemaatine seslendi

Ruşen ÇAKIR
[email protected]
 
 
GÜLEN’DEN FARKLI KESİMLERE FARKLI MESAJLAR/1

Bir süre sonra Deniz Baykal kasetiyle ilgili pek çok ayrıntı unutulacak ancak onun istifasını açıklarken “ABD’den Pensilvanya’dan aldığım destek mesajlarının samimiyetine inandığımı söylerim” sözleri, yani ABD’nin Pensilvanya eyaletinde yaşayan Fethullah Gülen’i bu olaydan sorumlu tutmadığını vurgulaması hep akıllarda kalacak.

İsrail devletinin Gazze’ye insani yardım taşıyan Mavi Marmara gemisinde düzenlediği katliamla ilgili pek çok ayrıntı unutulacak ancak Fethullah Gülen’in Wall Street Journal’a verdiği mülakatta, gemiyle yardımı organize eden İHH’nın İsrail ile uzlaşmamasını eleştirip yaptıklarını “faydalı sonuçlar doğurmayacak şekilde otoriteye baş kaldırmak” olarak tanımlaması ve yine İHH’nın “politik amaçları olabileceği”ni söylemesi hep akıllarda kalacak.

Neden böyle oluyor? Neden birbiriyle ilişkisiz gibi gözüken kriz anlarında Gülen’in ve cemaatinin duruşu, tarafların onlara bakışı birinci derecede önem arz ediyor? Bu sorular yıllardır gündemde. Örneğin üç yıl önce Org. Yaşar Büyükanıt’ın Genelkurmay Başkanı olmasını engellemek için genellikle internet üzerinden yürütülen yoğun kampanya sırasında da Gülen cemaati belli ölçülerde mercek altına alınmıştı. Bu tartışmalar kapsamında 2 Nisan 2007 günü Vatan’da “Hükümet, ordu, cemaat üçgeni” başlıklı bir yazı kaleme almış ve şöyle yazmıştım: “Özellikle son iki yılda yaşananlar Türkiye’de iktidar çekişmenin iki değil üç ana aktörü olduğunu ortaya koyuyor: AKP hükümeti, TSK ve Fethullah Gülen cemaati.”

Daha sonra yaşananların, özellikle Ergenekon sürecinin, bu önermeyi fazlasıyla haklı çıkardığı kanısındayım.

Cemaate ayar

Evet, Gülen cemaatinin, Türkiye’nin son beş yılına damga vurduğunu rahatlıkla söyleyebilir ve yakın gelecek için de benzer bir durumun söz konusu olacağını öngörebiliriz. Bu noktada Gülen’in Wall Street’e söylediklerinin kesinlikle “irticalen”, diğer bir deyişle “ayaküstü” olmadığını düşünüyorum. Kendisinin sarf ettiği bir-iki cümlenin sadece ülkemizde değil dış dünyada da hızla dolaşıma girmesi ve geniş yankı bulması da kendisinin planlı bir şekilde mesaj vermek istediğini ve bu amacına ulaştığını kanıtlıyor.

Peki Gülen kimlere, nasıl bir mesaj vermek istemiş olabilir? Sırayla gidelim:

1) İsrail’e ve Museviler: Gülen ve cemaatinin geçmişinde İsrail aleyhtarı herhangi bir çıkış, söylem bulmak pek mümkün değildir. Tam tersine “dinler arası diyalog” kapsamında Musevilere de geniş bir şekilde kucak açmışlardır. Ayrıca İsrail ile çok iyi ve yoğun ilişki içinde olan bazı Türkiyeli Musevi işadamının cemaate çok açık ve güçlü bir destek verdiklerini de biliyoruz. Ne var ki ABD’deki kimi İsrail yanlısı düşünce kuruluşları son günlerdeki Türkiye analizlerinde, Ergenekon üzerinden cemaate yönelik eleştiriler yapar olmuşlardı. Bu durum, İsrail ve Musevi odaklarını karşısına alması durumunda tüm dünyaya yayılmış olan cemaat faaliyetlerinin riske girebileceği düşüncesiyle hiç kuşkusuz Gülen’i ürkütmüş olmalı. Bu yüzden Mavi Marmara olayıyla arasına belirgin bir mesafe koyduğunu söyleyebiliriz.

2) ABD’ye: Gülen ve cemaatinin ABD ile de genel olarak çok iyi ve yoğun ilişkileri var. En azından kendisi yıllardır ABD’de yaşıyor ve her türlü faaliyetini rahatça sürdürebiliyor. Gülen, İran krizi nedeniyle Türk-Amerikan ilişkilerinin kötüye gittiğini, Mavi Marmara’nın da işleri daha da kötüleştirdiğini kavrayabilecek bir kişidir. Aynı zamanda, Obama yönetiminin mevcut İsrail hükümetinden pek hoşlanmamasının bir yerden sonra fazla anlamı olmadığını, Washington’ın her zaman zor durumlarda İsrail’e yardım elini uzatacağını da biliyor olmalı.

3) Cemaatine: Gülen’in daha ilk günden itibaren cemaatini çok sıkı bir şekilde denetlediğini biliyoruz. Fakat gerek ABD’de yaşıyor olması, gerek cemaatin her geçen gün daha da büyümesi ve gerekse cemaatin “kendi halinde” olmaktan çıkıp ulusal, hatta küresel anlamda derin iktidar oyunlarının aktörü haline gelmesi nedeniyle her şeyin tam da istediği gibi gidiyor olduğu herhalde söylenemez. Özellikle son yıllarda AKP ile yapılan ittifak ve bunun sonucunda diğer muhafazakâr kesimlerle yol arkadaşlığına gidilmiş olması nedeniyle cemaatte etkilenmeler ve buna bağlı belli savrulmalar olduğu gözleniyor. İşte Gülen, radikal eğilim ve yöntemlerle arasına kalın bir çizgi çekerek cemaatine de yeniden ayar vermiş oluyor.

Gülen’in sözlerinden hem AKP hükümeti ve onun destekçileri, hem de AKP’den hiçbir şekilde hoşlanmayan kesimlere de mesajlar olduğu açıktır. Bunları tartışmayı yarına bırakalım.

 
10 Haziran 2010 - 09:06:35
 
 
Havadurumu
 

 
 Dolar
 
1.576
1.586
 
 Euro
1.909 1.924
 
 Sterlin
2.309 2.350
 
 Altın
61.73 62.28
 
 IMKB
55234  
 
 
Recep Vidin: 'Mavi Marmara cennetimdi'...
 
İnsani Yardım Vakfı (İHH)’nın organizasyonunda “Rotamız Filistin, yükümüz insani yardım” sloganıyla yola çıkan Mavi Marmara gemisinde, Araştırma ve Kültür Vakfı Ankara Şube Başkanı Recep Vidin de vardı. Sayın Vidin’le ‘Mavi Marmara’yı ve yaşananları konuştuk.
 
 
 
 
  'Baykal'a kaset komplosunu hazırlayan da, Kılıçdaroğlu'nu başkanlık koltuğuna oturtan da aynı güç. Peki Kılıçdaroğlu Ergenekon'a diyet mi ödedi?'  
 
 
 
  Aydın Doğan, AK Parti’nin derin merkezine 3 kere gitmiş! Bu ziyaretlerde bazı yazar ve televizyoncuların kelleleri istenmiş. Yeniçağ’ın polemikçi yazarı Sabahattin Önkibar, bugünkü köşesinde Aydın Doğan’ın pazarlık için Ankara’da AK Parti kurmaylarına gizlice ziyaretlerde bulunduğunu şöyle yazdı...    
 
 
 
 
Yardım gemilerinin İsrail'in terör saldırısına uğramasıyla başlayan süreçte Türkiye'nin tavrını nasıl buldunuz?
 
Saldırı olmadan önce önlem alınmalıydı.
 
Yerinde ve etkin bir müdahale oldu.
 
Müdahale yerinde ama Türkiye-İsrail ilişkileri daha sıkı gözden geçirilmeli.
 
 
 
 
 
 
 
 



 
 
     
Kategoriler   HaBerTaraf
HaBertaraf Yayın Hizmetleri
Sahibi ve Genel Müdürü Rıfat YÖRÜK
Genel Yayın Yönetmeni Mevlüt https://www.krufarhiv.com/ (Kurucu)
 
 
 
Gündem Sağlık-Çevre Hakkımızda
HaBertaraf Anadolu Ajansı ve Cihan Haber Ajansı abonesidir.
 
Yazarlar Eğitim Künye
Güncel Bilim-Teknik Betwinner
Siyaset Kültür-Sanat Yayın İlkeleri
habertaraf.com'da yayınlanan tüm materyalin her hakkı saklıdır. Kaynak gösterilmeden kullanılamaz.

Dünya Mizah Yorum Kriterleri
Yurt Yaşam
Ekonomi-İş Medya  
Spor Magazin