|
|
 |
İslami kesimin en büyük açmazı:
Mehmet Veysi MALKOÇ
[email protected] |
|
Yıllar önce bölgemizde şahit olduğum bir olayı anlatmak istiyorum: Aynı “Nakşibendî” tarikatına mensup oldukları halde farklı kulvarlarda irşatta bulunan ve tarikat şeyhi olan iki kardeşin müritleri neredeyse birbirlerini gördüklerinde boğazlayacak durumuna gelmişlerdi.
İslamiyet’te olmayan ve olması mümkün olmayan bir bağnazlıkla birbirlerine ağır derecede hakaret etmekteydiler. Neymiş Efendim (!) "gerçek tarikat şeyhi sizinki değil de bizimki"ymiş. "Sizinki korsan"mış. Ya kardeşim iki kardeşin rant ve post kavgası neden İslam’a mal edilsin ki?
Gerçekten de; bizler ya Müslümanlığı yanlış yorumluyoruz ya da işimize geldiği gibi yaşadığımız için bu yaşadığımıza İslamiyet diyoruz.
Hangi inançtan, hangi ideolojiden ve hangi görüşten olursa olsun; körü körüne birilerine itaat etmek ve iradesini ona teslim etmek her halde “Türkiye” halklarının trajikomik bir kaderi olsa gerek. Zaten koca koca adamlar sokağa çıkıp benim iradem falancadır veya filancadır demiyorlar mı?
Yani bunu demek "ben hiçbir şeyim, (affedersiniz) ot gibiyim. Hiçbir düşüncem ve hiçbir sorgulama mekanizmam yok. Bana robot gibi ne denirse onu yaparım" anlamına gelmez mi?
Elbette Önce Cenabı-Allah’ın ilahi emirlerine, sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (A.S)’in sünneti seniyesine uymak ve kutsal kitaplarda adı geçen ve tarihe mal olmuş tüm İslam büyüklerinin tavsiyelerine ve yaşamlarına riayet etmek Müslümanlığın temel gerekliliğidir. İslami düşünceyi kabul etmiş ve buna inanmış tüm kimselerin bu değerleri sorgulama hakkı yoktur. Biz Müslümanların bu gerçekliğe itirazı olamaz.
Fakat insanlığın kurtuluş reçetesi olan koskoca İslam dinini günümüzdeki fani olan bir takım kişilere endekslemek ve hatta onun söylemlerine indirgemek İslamiyet’e yapılacak en büyük haksızlık ve kötülüktür.
Manevi kişiliği ne kadar büyük olursa olsun ve ya öyle gösterilirse gösterilsin, sonuçta her beşer gibi bu kişiler de hata yapabilir. Yeri geldiğinde yanlış bir söz söyleyebilir. Hatadan münezzeh olan sadece “Peygamberlerdir”
Yok, "sen şeyhimi eleştiremezsin. Benim tarikat önderimi sorgulayamazsın. Sorgulasan dinden çıkarsın!" şeklindeki anlayışlar son derece ilkel ve cehalet kokan tehlikeli anlayışlardır. Zaten İslam’ın öcü gibi görülmesinin ve gösterilmesinin asıl mesnedi bu tür dar kalıba sıkıştırılmış ve İslam’la alakası olmayan davranışlardır.
Genelde ülkemizde özelde bölgemizde zaman zaman bu tür kişiliklerle karşılaşıyoruz. Bir bakıyorsunuz gerek davranışıyla ve ailevi yaşantısıyla, gerekse ilmi yönden yetersizliği nedeniyle dinimizle tezat bir duruş sergileyen ve kendisine “Şeyh” dedirten bazı düzenbazların arkasında binlerce saf Müslüman gidebilmektedir.
Bağlı olduğu tarikatın şeyhini ve ya onun önderini (hâşâ) neredeyse Allah’ın ya da resulünün yerine koyacak kadar kör cehalete dayalı dolu insanların varlığı sır değildir. Çoğu zaman bu kişiler bu tutumlarıyla dinden çıktığı halde haberi olmamaktadır.
Sıkıntıya düştüğünde Allah’tan (C.C) değil de şeyhinden imdat beklemektedir. Be ey akılsız adam! Şeyhinin gücü (!) olsa önce kendisine yardım eder.
Tüm bunları neden söylüyorum;
Sn. Fethullah Gülen’in İsrail ile ilgili sarf ettiği sözlerin eleştirilmesi nedeniyle eleştiride bulunan kişilere neredeyse hakarete ve küfürlere varan tepkilerin olması bu bağlamda değerlendirilebilir.
Her Müslüman’ın düşündüğü gibi bizlerin de Sn. Fethullah Gülen’in İslami kişiliğine herhangi bir diyeceğimiz olamaz. Ona her Müslüman gibi gerekli olan saygıyı ve sevgiyi gösteririz. Ama bu durum onun söylediği her sözü kayıtsız şartsız kabul edeceğimiz anlamına gelmez.
Kaldı ki; Sn. Fethullah Gülen, eleştirilemez ve doğaüstü bir varlık değildir. Kendisi her Müslüman ve her fani gibi günü geldiğinde hataları ve sevaplarıyla bu dünyadan göç edecektir.
Dün yine söyledim. Bugün yine söylüyorum. Eğer benim anladığım şekilde İsrail ile ilgili böyle bir sözü sarf etmişse ve sonradan bu sözlerini düzeltecek veya açıklık getirecek ikinci bir açıklama yapmamışsa, ( ki şimdiye kadar düzeltmediğine göre demek ki sözlerinin arkasındadır.) bu sözü Müslümanları yaralayacak bir sözdür.
Ajitasyon yapmıyorum ama nur yüzlü on dokuz yaşındaki bir çocuğun kafasına büyük bir kinle dört el ateş eden hayvanlar sürüsüne karşı "onlardan izin almak gerekirdi" şeklinde söylemde bulunmak gerçekten yüreklerimizi bir kez daha kanattı.
Biz bunu söylemeye ve anlatmaya çalışıyoruz.
Yoksa bizim Fethullah Hoca’nın şahsına ve misyonuna karşı bir saygısızlığımız yoktur.
Körü körüne cehalet dolu kinle sağa sola küfredenler de olsa bizler böyle düşünüyoruz.
|
|
9 Haziran 2010 - 00:10:50 |
|
|

Dolar |
|
|
1.585
|
1.595
|
|
Euro |
|
|
1.917 |
1.932 |
|
Sterlin |
|
|
2.309 |
2.350 |
|
Altın |
|
|
61.95 |
62.71 |
|
IMKB |
|
|
55234 |
|
|