|
|
 |
Kılıçdaroğlu: İsrail'in değil, halkın avukatıyım
Murat YETKİN
[email protected] |
|
Dün İstanbul’da önemli bir anlaşma imzalandı. Türkiye ile Azerbaycan arasında imzalanan doğalgaz anlaşmasına göre, Azerbaycan’ın Şahdeniz yataklarından çıkarılan doğalgaz, Türkiye ve Türkiye üzerinden dünya pazarlarına çıkarılacak. Özellikle de Hazar havzası gazını Orta Avrupa’ya taşımayı amaçlayan Nabucco projesinin lafta kalmaması için bu anlaşmanın imzası önem taşıyordu.
Enerji Bakanı Taner Yıldız’ın Azeri mevkidaşı Natık Aliyev ile imza attığı anlaşma, Bakü-Tiflis-Ceyhan petrol boru hattı anlaşması ardından bölge siyasetinde de etkisi olacak, stratejik nitelikteki ikinci enerji anlaşması niteliğinde.
Anlaşma aslında geçen ay Bakü’de imzalanacaktı, ancak Başbakan Tayyip Erdoğan’ın o an önceliği İran nükleer anlaşmasındaydı ve bu konunun gölgede kalmasını istemeyen Azeri Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, fiyat pürüzünü gerekçe göstererek töreni, bu konunun öncelikte olması niyetiyle İstanbul’daki ‘‘Asya’da İşbirliği ve Güven Artırıcı Önlemler’ konferansına erteletmişti.
Ne var ki, İstanbul Konferansı’nda da bütün dikkatler bu önemli enerji anlaşmasında olamadı. Daha açılış konuşmasında, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu,
en azından kendi dikkatinin İsrail’le yaşanan Gazze yardım konvoyu krizinde olduğunu ortaya koydu.
Kılıçdaroğlu-Erdoğan polemiği
Şu sıra İsrail’le yaşanan kriz Türkiye’nin yalnız dış değil iç politikasını da bütünüyle işgal etmiş durumda.
Başbakan Erdoğan ile CHP’nin yeni Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu arasında bütün hafta sonu Gazze-İsrail üzerine yaşanan siyasi tartışma dün de devam etti.
Kılıçdaroğlu, dünkü telefon konuşmamızda, Başbakan Erdoğan’ın kendisine ‘Tel-Aviv’in avukatı’ gibi bir suçlamada bulunmasına tepki gösterdi. (Erdoğan cuma günü Konya’da ‘Tevrat’ta öldürmeyeceksin yazıyor’ diye İsrail’i kınamış, Kılıçdaroğlu cumartesi günü Keşan’da ‘Tevrat’ta çalmayacaksın, yalan söylemeyeceksin de yazıyor’ diye Başbakanı iç politikaya çekmeye çalışmış, Erdoğan pazar günü Bursa’da ‘Tel-Aviv’e selendim, cevabı Keşan’dan geldi. Tel-Aviv’in avukatlığını yapıyor’ yanıtını vermişti.)
Kılıçdaroğlu söze “Ben İsrail’in değil, halkın avukatıyım” diye başlayarak şunları söyledi:
* “Başbakan’ın ezberi, vücut kimyası bozulmuş. Aslında beni eleştirmek istiyor ama, nereden nasıl eleştireceğini bilemiyor. Çünkü İsrail’in yaptığına biz de baştan karşı çıktık. Gazze’ye ablukanın kaldırılmasına biz de baştan itibaren yana olduk. Meclis’te İsrail’in bu yaptığına karşı kınama ve önlem alma konusunda birlikte davrandık. Şimdi bize ne münasebetle ‘Tel-Aviv’in avukatı’ diyor?”
* “Bakın bir Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın söylediklerini söylemiş olsaydık, belki avukatlıkla suçlanabilirdik. Birincisi, Fethullah Gülen’in Pennsylvania’dan yaptığı ‘İsrail’in onayı alınmalıydı’ açıklaması için Arınç ‘Hoca doğru söylüyor’ dedi. Ben Erdoğan’ın bu konuda ne düşündüğünü merak ediyorum. İkincisi, İsrail’le ilişkilerin koparılması, askeri anlaşmaların kesilmesi konusunda AKP grubundan Ömer Çelik gibi daha kesin konuşanlar varken, Arınç temkinli davranmak gerektiğini vurguluyor. Üçüncüsü, Arınç Mavi Marmara gemisine AKP milletvekillerinin binmemesi konusunda Meclis grupları aracılığıyla önlem alındığını söyledi.”
‘Başbakan esip gürlemesin’
* “CHP olarak Arınç’ın söylediklerinin hiçbirisini söylemedik. Erdoğan, mutlaka İsrail’in avukatlığını yapacak birini arıyorsa, bize değil yardımcısı Arınç’a bakabilir. Başbakan eğer Arınç’ın söylediklerini içine sindiriyorsa, o zaman boşuna esip gürlemesin, bizi avukatlıkla suçlamaya kalkmasın.”
* “Ayrıca, kendi milletvekillerinizin Mavi Marmara’ya binmesini sakıncalı bulup izin vermiyorsunuz, ama vatandaşlarınızın İsrail’in müdahale edeceği yolundaki uyarılarına rağmen o gemiye binip gitmesinde bir sakınca görmüyorsunuz, izin veriyorsunuz. Hükümetin, Dışişleri’nin bu konuda İsrail ve ABD ile yaptığı temasları açıklamasını, kamuoyunu aydınlatmasını istiyoruz.”
Kılıçdaroğlu dün NTV’de Murat Akgün’e de konuştu. NTV mülakatında başka konulara da değindi. Örneğin; Erdoğan’ın Konya konuşmasında Hamas’ı terör değil direniş örgütü olduğunu söylemesine atfen “Yarın birileri ‘PKK terör örgütü değildir’ derse ne diyeceğiz?” diye sordu. ‘AKP kendisine ne zaman güveniyorsa, seçime hazırız’ sözü önemliydi. Kılıçdaroğlu, eski İstanbul İl Başkanı Gürsel Tekin’le ilgili soruları ise ‘Henüz görüşmedim’ diye geçiştirmeye çalıştı. Kamuoyu Kılıçdaroğlu ve Tekin’i 2009 belediye seçimlerinde birlikte tanıdı. Kılıçdaroğlu siyasette daha çok mesafe almak istiyorsa Tekin ile arasındaki sorunu bir an önce şeffaf ve adil şekilde açıklığa kavuşturmalı.
|
|
8 Haziran 2010 - 08:41:04 |
|
|

Dolar |
|
|
1.585
|
1.595
|
|
Euro |
|
|
1.917 |
1.932 |
|
Sterlin |
|
|
2.309 |
2.350 |
|
Altın |
|
|
61.95 |
62.71 |
|
IMKB |
|
|
55234 |
|
|