|
|
 |
Siyasetin hizmetinde olmayan bir 'insani yardım'
Kürşat BUMİN
[email protected] |
|
"İnsani yardım" bahsinde yazıp çizenlerin bu yeni ve önemli hareketlerin seyrinde "Anglosakson ve Avrupa türü" şeklinde bir ayrım yaptıklarına da şahit oluyoruz. Bu türlerin ilkinde "devlet"in "insani yardım" ile daha yakından ilgilendiği, ikincisinde ise bu çerçevedeki hareketlerin bağımsızlıklarına daha düşkün olduğu söylenmektedir. Demek ki ilkinde devletin "insani yardım"ı siyasi-ideolojik çatışmalarında bir propaganda aracı olarak görmesi ve değerlendirmek istemesi, ikincisinde ise devletin bu alandan elini çekmesinin istenmesi söz konusudur.
"İnsani yardım" konusunda "Anglosakson-Avrupa" ayrımını yapanlar bu iki anlayışın başından itibaren birbirinden bıçakla ayrılmış olduğunu ileri sürmüyorlar tabii ki. Nitekim, Fransa'nın bugünkü dışişleri bakanı Kouchner'in 80'li yılların sonlarından itibaren uzunca bir dönem hükümette "İnsani yardım"dan sorumlu devlet bakanı olarak yer alması sözünü ettiğimiz iki tür anlayışın bir dönem birbirine yakınlaştığının bir delilidir. "Sınır Tanımayan Hekimler" örgütünün eski başkanlarından birisi, Fransa'da hükümette artık "insani yardım bakanı"nın yer almamasını bir ilerleme olarak değerlendiriyor. "İnsani yardım"ın bu çerçevede payına "dış politika" düşen devlet ile bir dönem "bakanlık" şeklinde bir araya gelmiş olmasını yanlış buluyor. Bence de bu alanda doğru yol budur. Yani herkesin kendi işi uğraşması...
"İnsani yardım" ve siyaset arasındaki hassas ilişkiye dair önümde –benim açımdan- aydınlatıcı bir başka örnek de şu:
Fransa Dışişleri Bakanı Kouchner. 2008'de gerçekleştirdiği bir İsrail ziyaretinde "Hamas ile resmi olarak hiçbir temasımız yok. Ancak yarı resmi olarak Gazze'de bulunan özellikle Fransız ONG'leri bize bilgi veriyor" açıklamasını yapar yapmaz "Sınır Tanımayan Hekimler" örgütünden öyle sert bir cevap alıyor ki, bu kadar olur...
Örgüt, çalıştıkları Gazze'den bugüne kadar Fransız dışişlerine resmi ya da yarı resmi en ufak bilgi vermediklerini belirttikten sonra siyasal ve insani çalışmaların birbirine karıştırılmasının defterlerinde yazmadığını açıklıyor. Örgüt, "bütün iktidarlar ve menfaatler (siyasal, dini, ekonomik ya da askeri) karşısındaki bağımsız tutumlarının" insani yardım anlayışlarının ilkeleri olduğunu, yardımlarını tam bir bağımsızlık, tarafsızlık ve nötralite içinde gerçekleştirdiğini vurguluyordu. Nitekim örgüt bu ilkeleri doğrultusunda Fransız hükümetinin yardımlarını reddediyordu.
Yeni anlamıyla "insani yardım" hareketlerinin benimsemesi gereken bir politika bu doğrusu.
Burada "insani yardım" çerçevesinde geçen bir başka kavramı, "içişlerine müdahale hakkı" kavramını da tartışmaya katabiliriz. Formülasyonu çok eskilere (Grotius'a kadar) giden bu kavramın bizi burada ilgilendiren hali tabii ki "insani müdahale hakkı" şeklindedir. Devletlerin egemenlik haklarını zorlayan bu hakkın başka nedenler ve amaçlar için de kullanılması –kullanıldığı- söz konusu olduğu için, "insani yardım" hareketlerinin "müdahale hakkı"nı sadece moral adına kullanmaları ve savunmaları gerekir. Mesela "İnsanları göz göre göre ölüme terk edemem!" şeklinde bir taleple bir devletin egemenlik hakkının zorlanması.
Peki buraya kadar belirtmeye çalıştığım hususlarla "Mavi Marmara"nın başına gelen felaketler arasında nasıl bir ilişki kurabiliriz?
Bu konuda düşüncem şöyle: Evet İHH, bugüne kadar yaptıkları eylemi devlet ve hükümet ile ilişkilendirmek açısından en ufak bir adım atmadı; ancak Gazze'ye yardım seferinin devlet-hükümet tarafından bir biçimde sahiplenilmesi karşısında da sesini çıkarmadı. Keşke, diyorum, ülkenin bu en güçlü insani yardım hareketi, bu tür eylemlerin geleceğini de düşünerek, devlet-hükümet ile arasında mutlaka korunması gereken mesafeyi daha açıkça belirtseydi. Devletten-hükümetten tamamen uzak, otonom bir hareket olduğunu altını özellikle çizerek ortaya koysaydı.
|
|
8 Haziran 2010 - 08:19:46 |
|
|

Dolar |
|
|
1.585
|
1.595
|
|
Euro |
|
|
1.917 |
1.932 |
|
Sterlin |
|
|
2.309 |
2.350 |
|
Altın |
|
|
61.95 |
62.71 |
|
IMKB |
|
|
55234 |
|
|