|
|
 |
Direnişsiz adalet olanaksızdır
Mert OĞUZ
|
|
Marks insanlık tarihinin mülk sahipleri ile mülksüzler arasında mücadelenin tarihi olduğunu söylerken hiç kuşkusuz ki aynı zamanda insanlık tarihinin "adalet" mücadelesinin tarihi olduğunu söylüyordu. İlk insanla birlikte ortaya çıkan adalet kavramı kimi Hint ve Yunan mitleri ve Semavî dinlerin de temelini oluşturmuştu.
Çünkü adalet denilen olgu insanlığı ayakta tutabilecek çok güçlü bir çimentodur. Tarih adaletsizliğe karşı mücadele edenlerin kahramanlıklarıyla doludur. Son İsrail-Mavi Maramara gemisi olayının salt "İslamî" bir mücadele etrafına hapsedilmesi, bu mücadelenin kazanılacak taraflarının bir şekilde kaybedilmesi anlamına gelir. İnsanı "bizden" olduğu için değil de mücadelesinde haklı olduğu için desteklemek, "insan" olduğu için sevmek, İsrail zalimliğine karşı en uygun metodoloji olur.
Filistin halkının haklı mücadelesini bir Müslüman-Yahudi çatışması olarak görüp değerlendirmek, Filistin'e İsrail'in yaptıklarından sonra verilebilecek en büyük zarar olur. İsrail'i tüm dünyanın gözü önünde "adalet" ve "insan hakları" kavramıyla vurup Filistin'e verilen desteğe küresel ölçekli bir "meşruiyet" kazandırmak israil'e indirilebilecek en büyük darbedir.
Holokost'dan sonra hareket eden her Yahudi, olmayan şeyi "İsrailoğullarının kökünü kazıyabilme potansiyeline sahip" olarak görüp nazileri anımsatan yöntemlerle bunlara karşı koyması, İsrail'in içinde bulunduğu politik bilincinin aslında salt bir "korku" psikolojisinin eseri olduğunu, diplomasisini şekillendirirken epistemolojik bir süzgeçten geçirmek yerine "bizi yok etmeye çalışıyorlar" gibi bir paranoya ile hareket ettiğini açık bir şekilde ortaya koymaktadır. İsmini "Tevrat'tan" alan ve kuruluşu "israiloğullarının kurtuluş günü" olarak anılan israil devleti, yaptıklarını Yahudi cemaati içinde meşrulaştımek için eski Ahit ve Talmud'dan alıntılar yapmakta ancak tavrat'da bulunan bir çok bab israil hükümetinin meşrulaştırma aracı olarak temel aldığı kutsal kitaplar bazında bile yaptıklarını "haklılandırma" konusunda büyük zorluklarla karşılaşmasına neden olmaktadır. "Tanrı'nın sözleriyle "ve her insanın ve kardeşinin elinden insanın ruhunu talep edeceğim. Kim insan kanı dökerse, onun da kanı insan tarafından dökülecektir. Çünkü, Tanrı kendi görüntüsünden insanı yarattı." (Bereşit 9:5-6)
İsrail'i kendi yöntemleriyle vurmak yerine tüm dünya çapında etkili bir sivil direniş göstererek israil'in uluslararası kamuoyundaki desteğini en aza indirmek, zaten yalnızlaşan İsrail'i hepten yalnız bırakacak ve "kendisi üzerine düşünme eylemini" daha farklı bir bakış açısıyla ortaya koyarak daha farklı yollar aramasına neden olacaktır.
"İsrail'den izin alarak İsrail kontrölünde Filistin'e yardım yapılmalı" görüşü tam anlamıyla bir safsatadır. Adaletsiz bir gücün yardım ve izniyle adalet sağlandığı bir olayı tarih henüz kaydetmemiştir. Adaletsizliği ortadan kaldırmak, Gazze ablukasını kırmak için yapılması gereken uluslarası çapta sivil mücadele yerine sadece birkaç yüz ton malzeme ile Filistinleri abluka altında "karnı tok" bir şekilde yaşatmak da adaletsizliğin devamını sağlamaktan başka birşey değildir. Mavi Marmara İsrail adeletsizliğine karşı uluslarası sivil direnişin sembolü olmuştur. Mavi Marmara'yı birkaç ton yiyecek maddesi taşıyan bir gemi olarak görmek yerine "sivil direnişin" sembolü olarak görmek çok daha yararlı sonuçlar doğuracaktır.
YAYINLANMASINI İSTEDİĞİNİZ GÜNDEME İLİŞKİN YA DA GÜNDEM DIŞI YAZILARINIZI [email protected] ADRESİNE GÖNDEREBİLİRSİNİZ...
|
|
8 Haziran 2010 - 01:08:46 |
|
|

Dolar |
|
|
1.585
|
1.595
|
|
Euro |
|
|
1.917 |
1.932 |
|
Sterlin |
|
|
2.309 |
2.350 |
|
Altın |
|
|
61.95 |
62.71 |
|
IMKB |
|
|
55234 |
|
|