|
|
 |
Fethullah Gülen eleştirilebilir mi?
Ahmet ÖZCAN
[email protected] |
|
Fethullah Gülen’in The Wall Street Journal’de yayınlanan demeci ile ilgili eleştirileri (!) okuyunca, hayretler içerisinde kalmıyoruz doğrusu.
Bağlıları eleştiremez zira eleştirirse aforoz edilir.
Politikacılar eleştiremez zira oy kaygıları var.
Gazetecilerin çoğu yumuşakça geçiştirir, zira onların da ilişki zemini kaygan.
Peki! Bu tutum eleştirisiz mi kalacak?
Müsaadenizle onu da biz yapalım.
Ne dersiniz?
Demece ilişkin görüşme teklifi Hocadan mı yoksa Siyonizm’in Amerika’daki etkili sesi olan gazeteden mi gelmiştir?
28 Şubat sürecinde Hoca, post modern darbecilerinin şerrinden cemaatini korumak için, darbeye teşne olan kanallarda arz-ı endam edip, cemaat mensuplarının ne kadar mütedeyyin Müslüman olduklarını ve siyasetten uzak durduklarını beyanla, aşırılar olarak cemaat dışındaki Müslümanları ve iktidardaki RP’yi işaret ediyordu.
O günlerde genel kanı şöyleydi.
Hoca, “Cemaatini kurtarmak için Müslümanları sattı.”
Gerçi, Hoca’nın cemaatine dâhil olmayan Müslümanlar hakkında, hoşgörülü olduğu da söylenemezdi.
Çünkü ayrımcılığının temelinde, “Ahir zamanda ümmetim yetmiş iki fırkaya ayrılacak, bunlardan sadece biri fırkayı naciyedir” mealindeki hadisin işaret ettiği fırkanın, kendi cemaati olduğuna ilişkin kanaatleri bulunmaktadır.
Darbeciler tarafından plânlarına uygun bir yaklaşım olduğu için başlangıçta Hoca ve cemaatine ayrıcalıklı davranılacağı izlenimi verilmiş, iktidar alaşağı edildikten ve yeni iktidar oluşturulmak için gerekli oy desteği alındıktan sonra, zulada tutulan kasetler malûm kanallara bir bir servis edilmiş ve cemaate baskı başlamıştı.
Ayrıca, postmodern darbenin akabinde yapılan seçimlerde cemaat mensupları DSP’yi desteklemiş ve Ecevit’in iktidara gelmesini sağlamış, böylece de ne kadar siyasetin dışında (!) oldukları kanıtlanmıştı.
Başbakan Ecevit, Hoca’nın bu desteğini cevapsız bırakmamış, onun tutuklanmasına fırsat vermeden güvenli bir şekilde Amerika’ya iltica etmesinin yolunu açmıştı.
Ecevit’in iktidar olması için Hoca’nın desteğini sağlayan Amerika, bu hizmetinin karşılığında onu darbe yaptırdığı askerlerin hışmından korumak için şefkatli kollarını açmış ve iade taleplerini de reddetmişti.
Yani anlayacağımız Hoca bunu hep yapıyor.
Kendisi ve cemaatinin zarar göreceğini hissettiği anda, “Gemisini Kurtaran Kaptan” rolüne soyunuveriyor.
Bir anlamda otoriteye (!) baş eğiyor.
Otorite işaret ederse, cemaatinin önümüzdeki seçimlerde kimi destekleyeceği sır değildir.
Adalet, hak, hukuk yerlerde sürünecek.
Siz otorite diyeceksiniz.
Haydi oradan.
Vaktiyle vaaz verdiğiniz cemaate bunu söyleyebilir miydiniz?
Hiç değilse İHH konusunda sessiz kalabilirdiniz.
Şakirtlerinizin çoğunluğu bile bu zokayı hazmedememiştir.
Amerika’ya sığınmak mı, Allah’a (cc) sığınmak mı daha hayırlı ve daha güvenlidir?
Peygamber ve ashabı asla böyle bir yöntem uygulamadılar.
Yani, sizin anlayacağınız Hoca bizi yine şaşırtmadı.
|
|
8 Haziran 2010 - 00:20:50 |
|
|

Dolar |
|
|
1.578
|
1.588
|
|
Euro |
|
|
1.908 |
1.923 |
|
Sterlin |
|
|
2.309 |
2.350 |
|
Altın |
|
|
61.95 |
62.50 |
|
IMKB |
|
|
55234 |
|
|