|
|
 |
“Değişmeyen tek şey CHP”
Ahmet ÖZCAN
[email protected] |
|
Cumhuriyetin kurucu partisi CHP’nin daha işin başlangıcında kendisini halktan soyutlamak suretiyle gerçekleştirmiş olduğu inkılâpları, bir uzlaşı kültürü çerçevesinde yapmak yerine tepeden direktiflerle gerçekleştirmiş olması ve muhalif kesimi zorbaca susturması yanında despotik yaklaşımları, zaman içerisinde takriben halkın %70’inin muhalif bir tavır takınmasına zemin hazırlamıştır.
Tek parti uygulamasının sona ermesi ve demokrasiye geçilmesi, halkın CHP karşısındaki tavrını görme açısından önemlidir. CHP demokrasi kültürünü ve halkın tercihini bir türlü içine sindirememiş, kendisini hep halkın üzerinde görmüş ve onun efendisi gibi davranmayı sürdüre gelmiştir.
Her seçimde halkın tokadını yiyen CHP, iktidar ortaklığını, tek parti döneminde devlet memuru sıfatı ile ödüllendirilen parti militanlarından oluşmuş olan bürokrasi sayesinde sürdürmeye çalışmıştır.
1958 Seçimlerinden sonra iktidara karşı sokak hareketlerini örgütleyen CHP, bir yandan sivil(!) bürokrasiyi harekete geçirmiş, bir yandan da silahlı kuvvetleri darbeye teşvik etmiş ve bunun sonuçlarını da 27 Mayıs Darbesiyle almıştır. Darbecilerin marifetiyle CHP liderliğinde hükümet kurulabilmiştir.
Halkın 1965 Yılında yapılan seçimlerde CHP’sine tekrar muhalefeti lâyık görmesi, parti mensuplarını yeni arayışlara itmiş, bürokrasideki egemenliği süren CHP sokağı yeniden ayaklandırmış ve 68 Yılından itibaren başlayan ve Türkiye’nin kalkınmasını onlarca yıl geciktiren ve dış kaynaklı müdahalelere yol açan kriz yılları yaşanmasına neden olmuştur.
Parti içerisinde başlayan kıpırdanmaları önlemek amacıyla önce “Ortanın Solu”, daha sonraları “Sosyal Demokrasi”, “Demokratik Sol” gibi içi doldurulamamış kavramların arkasına sığınan CHP’nin gerçek çehresi, yer almış olduğu tüm koalisyon hükümetlerinde hemen kendisini göstermiş ve emaneten verilen destek oylar bir sonraki seçimlerde geri alınmıştır.
Devrimleri koruma bahanesi ile 1930’lu yılların nostaljisinden bir türlü kendisini kurtaramamış olan CHP ve bürokrasideki uzantıları, dillerinden düşürmedikleri akılcılık ve çağdaşlık tezine aykırı olarak Dünyadaki gelişme ve değişimi fark edememiş ve demokrasi karşıtı tutumundan vazgeçmemiştir.
Avrupa ile entegrasyona açıkça karşı çıkamayan CHP, Avrupa Ülkelerinin sahip olduğu değişim ve demokratik standartların Ülkemizde uygulanmasına şiddetle karşı çıkabilmektedir.
Başta yeni bir Anayasa olmak üzere, hantal bürokrasiye işlerlik kazandırılması, tüm kurumların işleyişinin denetlenebilir hale getirilmesi, şeffaflaştırılması, insan hak ve özgürlüklerinin çağdaş düzeye çıkarılması alanında yapılmak istenen tüm reformlara karşı çıkmaktadır.
Darbe hazırlıkları yaptıkları gerekçesiyle derdest edilen Ergenekon Çetesine destek verilmesi, Darbe hazırlığı yapan askeri bürokrasinin ve muhtıralarının savunulması bir yana, mefluç hale gelmiş bulunan Yüksek Yargıya işlerlik kazandırmak amacıyla Yasalarda yapılan yeni düzenlemelere karşı engellemelerin kuliste, komisyonlarda ve Meclis çatısı altında yapılması yetmiyormuş gibi yeniden sokağın harekete geçirileceği işaretinin verilmesi CHP ruhunun hiç değişmediği gerçeğini bir kez daha göstermiştir.
Sokağı işaret edenler Türkiye’nin eskiden at koşturdukları ülke olmadığını ve bu tavrın çıkmaz bir sokak olduğunu artık anlamalıdır.
Altı ay sonra yapılacak seçimlerde halkın daha sert tokadını yemek istemiyorlarsa söz ve tavırlarına dikkat etmeleri gerekir. Türkiye diktatörlere ya da bürokratik oligarşiye boyun eğecek ülke olmaktan çoktan çıkmıştır.
Dünyanın geldiği yeri görmek isteyen CHP yöneticileri, bakışlarını Tunus’a, Mısır’a ve yarın neler yapabileceklerini tahmin bile edemediğimiz Arap Ülkelerinin Halklarına çevirsinler yeter.
|
|
29 Ocak 2011 - 00:07:09 |
|
|

Dolar |
|
|
1.594
|
1.604
|
|
Euro |
|
|
2.187 |
2.202 |
|
Sterlin |
|
|
2.525 |
2.570 |
|
Altın |
|
|
68.14 |
68.80 |
|
IMKB |
|
|
63278 |
|
|